03 Ocak 2015
MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, Başbakan Ahmet Davutoğlu`nun gayrimüslim azınlık cemaatlerinin temsilcileriyle yaptığı toplantı sonrasında Cumhuriyet tarihinde ilk kez yeni bir kilise yapılması kararı alınmasını değerlendirirken, "Adalet ve Kalkınma Partisi zannederim yeni seçim döneminde, bir kilise açmayı seçim vaadi olarak göstermiş olabilir. Kendi takdirleridir" dedi.
Aksaray MHP İl Kongresi`ne katılan Grup Başkan Vekili Oktay Vural, kongre öncesi basın mensuplarının sorularını cevapladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu`nun gayrimüslim azınlık cemaatlerinin temsilcileriyle yaptığı toplantı sonrasında Cumhuriyet tarihinde ilk kez yeni bir kilise yapılması kararı alındığı yönündeki çıkan haberler hatırlatılan Vural, böyle bir ihtiyacın nereden kaynaklandığını bilemediğini belirterek şöyle devam etti:
"Ama zaten Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde apartman kiliseleri oldukça artmıştır. Misyonerlik çalışmaları da oldukça artmıştır. Dolayısıyla Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde anlaşılan o ki, kilise ihtiyacı artmış olacak ki, bir ihtiyaçtan dolayı bunu açma durumuna geldiler. Doğrusu zaten birçok kiliseler ihya ediliyor. Ama bunun bir ihtiyaçtan mı, yoksa siyasi bir amaç için mi gerçekleştiriyorlar bilemiyorum. Eğer bir ihtiyaç söz konusu ise, siyasi amaç ise bunun hangi siyasi amaçla gerçekleştirildiğini öğrenmemiz gerekiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi zannederim yeni seçim döneminde, bir kilise açmayı seçim vaadi olarak göstermiş olabilir. Kendi takdirleridir. Söyleyecek bir şeyimiz yok."
PARAŞÜT İLE İNMEMEK LAZIM
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu`nun açıklamaları hatırlatılarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın kızı Sümeyye Erdoğan`ın Ak Parti içerisinde aktif olarak yer alacağına dair iddialar da sorulan Vural, ``Süleyman Soylu aslında ezel ve ebed başkan olarak gördüğü Erdoğan`ı zannederim vesayetinin devam etmesi için böyle bir talepte bulunmuş olabilir. Bireysel bir tercihtir. Herkes milletvekili adayı olabilir. Ama milletin vekili olmak lazım. Paraşüt ile inmemek lazım. Bu bakımdan milletin vekili olacak olanlarla ilgili atama yolu ile değil de doğrudan doğruya halka gitmek lazım. Ama anlaşılan o ki, Adalet ve Kalkınma Partisi bir vesayet rejimi sürdürüyor. Aynı şekilde de partisinin de bir vesayet anlayışı ile götürüyor. Siyaset böyle babadan oğula aile boyu tekel altına alınacak bir mesele değildir. Sevda meselesidir, böyle babadan oğula geçen bir husus değildir. Babadan kıza geçen bir husus değildir. İnsanların bu millete vereceği bir şey varsa herkes aday olabilir. Ama bir kimsenin siyasetçi olması illa çocuklarının da siyasetçi olması anlamına gelmiyor. Öyle bir zorunluluk yok`` dedi.
KENDİLERİ BABALARINDAN MI ALDILAR
Milletvekilliğinin halka hizmet için isteneceğini ifade eden Vural, ``Dolayısı ile babadan oğla tebarüz eden bir husus değildir. Babadan oğula geçtiğini söyleyenler eğer siyasetçi olmuşlarsa acaba kendileri de babalarından mı aldılar ? Baba oğul ilişkisi içerisinde babadan oğula geçmeyecek, oğuldan babaya geçmeyecek konular vardır. Nitekim zannederim dönemin başbakanının ifadesiydi. `Hırsızlık oğuldan babaya değil, babadan oğula geçer` diye. Dolayısı ile bütün bunların aslında ben bir aile ilişkisi içerisinde değerlendirilebileceği kanaatinde değilim. Herkes kendinden mesuldür ve böyle olmalıdır. Dolayısı ile bir insan olarak herkesi kendi yaptıkları eylemlerden mesul tutmamız lazım" dedi.