28 Şubat 2014
Şirince’de yaptığı otel inşaatlarına kaçak yapı eklediği gerekçesiyle aldığı iki yıllık cezayı çekmek üzere 2 Ocak’ta Torbalı Açık Cezaevi`ne giren olan gazeteci- yazar Sevan Nişanyan, dün akşam saatlerinde Buca Kapalı Cezaevi’ne nakledildi.
hurriyet.com.tr’nin telefonla ulaştığı eski eşi Müjde Tönbekici, nakili doğrularken, dün en son 14.00 gibi telefonla görüştüklerini ancak daha sonra akşam saatlerinde Buca Kapalı Cezaevi’ne götürüldüğünü öğrendiklerini ifade etti.
Nişanyan’ın avukatlarının konuyu inceledikleri öğrenilirken Nesin Vakfı Başkanı Ali Nesin, sosyal medyada şu mesajı paylaştı:
“Sevan Nişanyan bu akşam apar topar Buca Kapalı cezaevine nakledildi. Suçu, kredi kartını çalan gardiyanı ifşa etmek. Bu bir skandaldır.”
Ne olmuştu?
Sevan Nişanyan sosyal medya aracılığı ile “Cezaevi mektubu” başlığı ile yaşadıklarını mektuplarla anlatıyordu. Cezaevi 7 mektubunda olanları şöyle aktarmıştı:
“Cezaevi Mektubu-7
Cezaevi yaşamının temel kuralı şu: ısırmazsan ısırırlar. Bütün sistem bunun üzerine kurulmuş. TC bürokrasisi adı verilen yozluk deryasının özü de bu değil mi?
Buraya geldiğim gün kredi kartlarım buharlaştı. Cüzdanımı iade ettiler, içi boş. Nerede kartlar? İnfaz kaleminde olabilir dediler. Oraya gittik, emanette olmalı. Emanete baktık, Oktay gardiyan bilir. Oktay`a sorduk, müdür beye git. Müdüre gittik, ne malum, senin kartların olduğu?
Israr ettim. Kartların emanete teslim edildiğine dair tutanağı buldurdum. Emanet dedikleri ,basit bir teneke dolap tanıdık bir gardiyanla dolabı didik didik ettik, kartlar yok. Bir ihtimal başka mahkumların zarfının içine girmiştir diye aklıma geldi. Ertesi gün bir daha gittik, tüm zarfları teker teker açıp kontrol ettik. Yok.
Oktay gardiyanın halinden şüphelendim. Her yere baktım diyor, kabadayılanıyor, tehditimsi şeyler söylüyor. Üstüne vardım. Ürktü. "Gel bir daha kontrol edelim" dedi. Aa, o da ne? Defalarca baktığımız zarf yığınının en üstünde Sevan Nişanyan`ın zarfı. Kartlar tamam.
"Birader ben bunu yemem" dedim. Bozardı. Ertesi gün beni kenara çekti. Çay ısmarladı. Uzun uzun hayat hikayesi anlattı. Karısı terk etmiş, çocuğunu göremiyormuş. Alkole sarmış. Amcası adam öldürmekten hapisteymiş. Tek umarı bu meslekmiş. 3.30 para kazanıyormuş. Hem burası cezaevi dayı, çalmayan mı var? Falan gardiyan çalıyor, filan başgardiyan götürüyor.
Sefilliğine acıdım. "Konuyu unuturum" dedim. "Ama bir şartla Bizim koğuştan arkadaşlar cezaevi inşaatında çalışıyor. Onlara kuru çayı götüreceksin. Basit bir jest, maliyeti de yok. Cezaevi yaşamında incir çekirdeğini doldurmaz şeylerin kıymeti büyük.”
"Müdür duysa beni s...." dedi. "Sen bilirsin" dedim, "Beni dene istersen."
Kararsız kaldı. Birkaç gün salladı. Sonra gitmiş müdüre ötmüş, Sevan benden şunu bunu istedi diye şikayet etmiş.
Ortama intibak ediyorum galiba, üslup, ahlak, yöntem.”
Hakkında soruşturma açılmıştı
Nişanyan iki gün önce de bu olaydan ötürü hakkında soruşturma açıldığını şu sözlerle aktarmıştı:
“Geçen günkü Oktay gardiyan yazısından ötürü hakkımda soruşturma açmışlar. Müdür çağırdı, tebliğ etti, yarım saat ifademi aldılar. Kurumun bir memurunu küçük düşürmüşüm. Vay vay vay! Hırsızlık yapmak serbest, hırsızlığı anlatmak suç.
2-3 güne kalmaz, tahminimce başka cezaevine paketleyeceklerdir. Belki de kapalıya gönderirler, belli olmaz.
Esas sebep gardiyan hikayesi değil tabi, başka. Bu cezaevine geldiğimden beri buranın bereketi kesildi diyorlar. Gitsem rahat bir nefes alacaklar.”
18 Mart`ta dayanışma toplantısı düzenleyecekler
Öte yandan sosyal medyada Nişanyan için 18 Mart 18.00’de İstanbul’da Cezayir Toplantı Salonu’nda dayanışma toplantısı düzenleneceği de yine sosyal medyadan duyuruldu.