28 Aralık 2013
Doğu Perinçek’i 2005 yılında 1915 olaylarının ‘soykırım` olarak nitelendirilmesine karşı çıktığı için cezalandıran İsviçre mahkemelerinin kararı, AİHM’den döndü. Mahkeme, Ermeni soykırımı iddialarını inkâr etmenin ifade özgürlüğüne aykırı olmadığına hükmetti.
Paylaş Tweetle Paylaş Gönder Yazdır A A Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Ermeni soykırımı iddialarını inkar etmenin ifade özgürlüğüne aykırı olmadığına hükmetti. İsviçre`de 2005 yılında 1915 olaylarının ‘soykırım` olarak nitelendirilmesine karşı çıktığı için İsviçre mahkemeleri tarafından mahkum edilen Doğu Perinçek`in açtığı davada İsviçre haksız bulundu. Hukuki tanımı çok net olan soykırımla ilgili delil göstermenin zor olduğuna vurgu yapan AİHM, 1915 olaylarının soykırım olarak kabul edilmesine ilişkin uluslararası bir uzlaşı olmadığına dikkat çekti. Sözde soykırımı inkar etmenin ise ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten AİHM, ifade özgürlüğü ilkesinin çoğulcu ve demokratik toplumları totaliter ve diktatörlük rejimlerinden ayıran en önemli unsur olduğu kaydedildi.
7 yargıçlı davada 5 yargıç Perinçek`in ifade özgürlüğünün ihlali hükmü verirken, İtalyan Guido Raimondi ve İspanyol Andras Sajo karara muhalefet şerhi yazarak itiraz etti. Perinçek davası uluslararası bir mahkemenin Ermeni soykırımı iddiasıyla ilgili ilk karar olması nedeniyle önem taşıyor. AİHM`nin kararları 47 üyesi bulunan Avrupa Konseyi`nin tamamı için hukuki referans teşkil ediyor. “Şoke edici ve yaralayıcı” açıklamaların da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`nin (AİHS) ifade özgürlüğünü kapsayan 10. maddesiyle korunduğunu hatırlatan Strasbourg merkezli mahkeme, “Perinçek, söz konusu yıllarda yaşanan tehcir ve katliamı hiçbir zaman inkar etmemiş, ancak bu olayların soykırım olarak nitelenmesine karşı çıkmıştır.” dedi. Perinçek`i tecilli hapis ve tazminata mahkum eden İsviçre mahkemesinin sanığın kamu düzenine zarar verdiği yönündeki tezini de reddeden AİHM yargıçları, “1915 olaylarının hukuki olarak soykırım terimiyle nitelenmesine karşı çıkmak Ermeni toplumuna karşı kin ve şiddete teşvik kapsamında değerlendirilemez.” hükmünü verdi. Davaya müdahil olan Türkiye ve Perinçek, AİHM`ye yaptıkları savunmada ‘soykırım` terimi üzerinde uluslararası bir ittifak olmadığını hatırlatmıştı. Türkiye`nin tezine hak veren AİHM, “Mahkeme, İsviçre`deki farklı siyasi kurumlar içinde bile bu konuda görüş farklılıkları olduğunu hatırlatır. 190 ülke içinde sadece 20`ye yakın devlet Ermeni soykırımını resmen tanımıştır. Bu devletlerin birçoğu da, İsviçre gibi devlet düzeyinde değil, meclis ve senatolar seviyesinde soykırımı resmi olarak kabul etmiştir.” dedi. Uluslararası Adalet Mahkemesi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi`nin Ruanda Soykırımı`yla ilgili kararına atıfta bulunan AİHM kararında, “Soykırım suçlaması için bir grubun bazı üyelerinin değil, bütün grubun yok edilme girişiminin gerçekleştirilmesi gerekir. Soykırım hukuki açıdan sınırları çok net bir terimdir ve delil ortaya koymak zordur.” denildi. AİHM, tarihi araştırmaların doğası gereği tartışmalı olduğuna vurgu yaparak, 1915 olaylarının kesin yasal hükümler ve nihai hakikatler olarak sunulamayacağını belirtti.
İsviçre`de 2005 yılında katıldığı konferanslarda 1915 olaylarının ‘soykırım` olarak nitelendirilmesine karşı çıkan ve “uluslararası yalan” olarak niteleyen Perinçek, Lozan Mahkemesi tarafından "ırkçı ayrımcılıktan" suçlu bulunmuştu. Perinçek`in temyiz başvurusu üzerine ise mahkeme, "Ermeni soykırımı, Yahudi soykırımı gibi tarihsel bir gerçektir." yorumunu yapmış ve başvuruyu reddetmişti.
AİHM ise Perinçek`in 1915 olaylarını soykırım olarak nitelemeyi reddetmesinin Yahudi soykırımı (Holokost) inkarıyla aynı kategoride değerlendirilemeyeceğine hükmetti.