Dink cinayetini aydınlatacak yeni deliller? - Gündem
25 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ցրօն / Ժամ : Թաղանթեալ

Gündem :

10 Eylül 2013  

Dink cinayetini aydınlatacak yeni deliller? -

Dink cinayetini aydınlatacak yeni deliller? Dink cinayetini aydınlatacak yeni deliller?

Kimdi o çocuklar, neyi itiraf edeceklerdi? Bir de: Binbaşı Oğan Türkmen ne oldu acaba? Fethiye Çetin`in kitabı sorularla dolu...

Fethiye Çetin’in Hrant Dink’in ölüme gidiş sürecini ve cinayet davasını anlatan kitabında, Ergenekon davasından yargılanan birçok isimle karşılaşıyoruz. O davada yargılanmamış, kamuoyunun pek bilmediği isimlerden de söz ediliyor.


Bunlardan biri, Özel Harpçi Oğan (Ogan) Türkmen. Çetin, kitabı ‘Utanç Duyuyorum’da (Metis Yayınları) Hrant’ın Türklüğe hakaretten mahkûm olduğu davayı sorguluyor:


“2005 yılının temmuz ayına kadar ‘normal’ seyrinde giden davada beraat kararına bu kadar yaklaşmışken ne olmuştu da hâkim, üç celse karar veremeden duruşmaları ertelemişti? (…) Hangi çevrelerin ve hangi kişilerin Hrant aleyhinde bir ortam oluşturup baskı kurduklarını, mahkûmiyet kararı çıkması için neler yaptıklarını 2008 yılında Ergenekon Davası iddianamesi yayımlandığında öğrenecektim.”


Ergenekon davası sanığı Ümit Sayın’ın 12 Temmuz 2005’te Binbaşı Oğan Türkmen’le yaptığı (msn) görüşme(si)nin dava dosyasının klasörlerindeki çözümü, ‘Ergenekoncular’ın (ya da ‘Özel Harpçiler’in) bu davayla ilgisini gözler önüne seriyor. Bant çözümlerinden anlaşılıyor ki Oğan Türkmen, Özel Harp Dairesi mensubu. Ergenekon dosyası eklerinde, ‘Özel Harpçi’ diye söz edilen bu binbaşının ilgi konusu ‘gayrimüslimler’. Barış Kerimoğlu müstear adını kullanan Türkmen, bu adla kitaplar yazmış.


Bu ‘Özel Harpçi’ binbaşı, Dink davasını da yakından takip ediyor.

Ergenekon davası klasörlerinde yer alan msn görüşmelerinin çözümü, ‘davaya müdahale’nin, estirilen havanın, kaynak ve aktörleri konusunda çok önemli ipuçları sunuyor.
Özel Harpçi Binbaşı Türkmen ve Ergenekon sanığı Sayın arasındaki msn görüşmeleri, onların davaya nasıl müdahil olduğunu, Hrant’a saldıranlarla olan ilişkilerini gözler önüne seriyor.
Ü.Sayın, Sevil Atasoy ile 25 Haziran 2005’te yaptığı bir msn görüşmesinde, daha önce sözü edilen Üsteğmen Zafer Yener için, “JİTEM’e her şeyi o aktaracak o bizim jokerimiz” ifadesini kullanıyor.
Sayın-Türkmen ikilisi, K. Alemdaroğlu’nun H. Tolon’la görüşmesinden ve Ü.S’nin hazırladığı rapordan söz ediyor. Görüşmeden, ayrıca, ‘Psikolojik harekât’ diye adlandırdıkları bir grubun varlığını, Ü.S. ve O.T’nin bu grubun üyesi olduğunu öğreniyoruz.
Konuşmalardan şu da ortaya çıkıyor: Dink davası, Özel Harp Dairesi’nin ilgilendiği bir dava...

Ü.S.: “Levent tutturmuş Özel Harp’e gireceğim diye.” O.T.: “Tahminim bu vatandaşların yolu sık sık buraya düşüyordur. Gelirse konunun imkânsızlığını anlatırım.” Ü.S: “Şimdi Mehmet Soykan aradı. Bu Ermenilere karşı mücadele verip Hrant Dink’i mahkemeye veren.”
Bir başka görüşme: Ü.S: “Hrant Dink bizim savaştığımız adam, o yazıyı bana yollayın. Grup izindeymiş önümüzdeki hafta devredeler.”
Sevil Atasoy: “İyi. ......” Ü.S: “Hur. Tolon bence action için en doğru adres.” Fethiye Çetin soruyor: Sevil Atasoy’un bu işle ne ilgisi var, neden onunla konuşmada bu cümle kurulmuş?...
Bir başka bant çözümü: Ü.S: “Akın Birdal denen o. çocuğunu tanırsın.” Zafer Yener: “İHD başkanı.” Ü.S: “Gebermedi, tüm isimler genkurun çizdiği örümcek ağındaki isimler, aslında bir 100 isim var, bunlar her yerde, bunlardan beşini indir geriye hiçbiri kalmaz.”
Ümit Sayın, üst düzey askerlerle ilişkisi olan bir akademisyen. 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon ile yüz yüze üç saatten fazla, Birinci Ordu Harekât Daire Başkanı Levent Ertürk’le altı saat görüşebilen bir ‘psikolojik harekât grubu’ üyesi.
Veli Küçük: Hrant Dink mi gene

Hrant’ın öldürülmesinden bir yıl sonra, K.Kerinçsiz, 09 Ocak 2008 günü V. Küçük’le telefonda konuşurken, “[...] ikimiz hakkında yapılan şikâyet, Savcı Naci Kanık’ta, ben şimdi az önce ifade verdim sizi de rica ettiler, ‘gelsin bir ifade versin de dosyayı kapatalım’ diye bu Hrant Dink’le alakalı yine...” diyor. Küçük de “Hrant Dink mi gene” cevabını veriyor.
15 Ocak 2008’de (yani savcılıktan sonra) Kerinçsiz’in Küçük’e şunları söylediği bantlara geçiyor: “İyi de paşam Allah’tan bunlar bir tezgâh kurmadılar. Bu yakalanan çocuklara iki kelime konuştursalardı tamamdık.”
Kimdi o çocuklar, neyi itiraf edeceklerdi?
Bir de: Binbaşı Oğan Türkmen ne oldu acaba?
Fethiye Çetin’in kitabı sorularla dolu...





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+