24 Nisan 2013
1915 faciasının yıldönümünde yarın düzenlenecek etkinlikler arasında, o dönem valisi olduğu Kütahya`da binlerce Ermeni`yi tehcirden kurtaran Faik Ali Bey`in mezarını ziyaret de eklendi. Ancak ailesi tepkili. Torun Fuat Ömer Anamur, "Anılması ince bir davranış. Ancak siyasi amaçlara alet edilirse bu bizi fazlasıyla üzer, dedemin de ruhu sızlar. Ölüm gününde ansınlar" dedi
24 Nisan 1915`te yaşanan facianın yıldönümünde yarın düzenlenecek etkinlikler arasında yarın bir ilk yaşanacak. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı ve Gomidas Enstitüsü Direktörü, Ermeni tarihçi Ara Sarafian, o yıllarda Kütahya Mutasarrıfı (Valisi) olarak görev yapan ve Talat Paşa`ya direnerek bine yakın Ermeni ailenin tehcirine engel olan Faik Âli Ozansoy`un Zincirlikuyu`daki mezarını ziyaret edileceğini açıkladı.
`ÖZELLİKLE 24 NİSAN OLMALI`
``Baba tarafım soykırımdan sağ olarak kurtulmayı Faik Âli Bey`e borçlu" diyen Ara Sarafian ziyaretin 24 Nisan`da yapılması gerektiğini şöyle anlattı: "O şerefli bir insandı, iyi, vicdanlı bir Müslümandı. 1915`te hayatlarını tehlikeye atarak Ermenileri kurtaran başka Osmanlı memurları ve halktan Türkler, Kürtler ve Araplar olmuştur. Bunların bazları öldürüldü. Bizler saygı duymalı ve onları onurlandırmalıyız. Bunu özellikle 24 Nisan`da yapmalıyız. Ancak bu şekilde soykırımı anarken insanlık yolundan sapmayız ve umut beslemeye devam edebiliriz." İHD Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Güneysu da, ``Bu anmanın 24 Nisan`da yapılması soykırıma karşı çıkan vicdanlı insanların olduğuna dikkat çekmek, soykırımı anmanın bir nefret aracı olmadığını, aksine adalet arayışı olduğunu vurgulamak. Faik Âli Bey, Yahudiler`in Schindler`i gibi bir figür olabilir.``
`ÖLÜM GÜNÜNDE ANSINLAR``
Faik Ali Bey`in ailesi ise anmanın 24 Nisan`da yapılmasına tepkili. Torunu Prof. Dr. Hasan Anamur, "Dedemi mezarı başında anmaları beni rahatsız etmez. Ama bu anma siyasi amaçla yapılırsa işte o zaman rahatsızlık duyarım. Dedem insanlık dışı bir karara karşı insani bir duruş sergilemiş. Dedem öldüğünde küçüktüm. Annem ve akrabalarım, bu konuda hiçbir şey konuşmadığını anlatırdı. İyiliğin dillendirilmesi ayıp karşılanır. Dedemi anacaklarsa ölüm yıldönümü olan 1 Ekim`de bunu yapabilirler.`` diye konuştu.
`DEDEMİN RUHU SIZLAR``
Bir başka torun Fuat Ömer Anamur ise şunları söyledi: ``Anılması ince bir davranıştır. Soykırım adı altında anma töreni gerçekleştirilirse, dedem kendi siyasi amaçlarına alet edilirse bu bizi fazlasıyla üzer, dedemin de ruhu sızlar. Ölüm yıldönümünde anmaları daha zarif olur. O vatansever bir insandı ama Türkiye aleyhine kullanılacak bir isim değildir.``
SIRA DIŞI BİR OSMANLI BÜROKRATI FAİK ÂLİ
Tehcir emrini uygulamadı
Bazı hatırat ve üniversite tezlerinde Faik Âli`nin 1915`te yaptıkları özetle şöyle anlatılıyordu: ``Şair Faik Âli, Kütahya Valisiydi. Dönemin en ünlü şairlerinden olan ağabeyi Süleyman Nazif, Ermeniler`in tehcire tabi tutacağını haber alıp, önceden kardeşini uyarmıştı: ``Pasif de olsa bu olaya katılma, ailemizin şerefine dikkat et.``
`MADALYA VERDİ`
Faik Âli Bey, tehcir kararı yürürlüğe girmeden önce Kent Meclisi`ni topladı. Üyelere kentteki Ermeniler`i sordu. Şehir ekonomisine katkılarından övgüyle söz edilince, ``Öyleyse meclis kararıyla takdirlerimizi sunalım`` dedi. Kabul edildi ve üyelerin tek tek imzasını aldı. 27 Mayıs 1915`te tehcir kararı yasalaşınca meclis üyeleri Faik Âli`ye gelip, yasayı uygulamasını istediler. Faik Âli, Meclis kararını çıkartıp önlerine koydu ve `Ya dün meclis kararını imzalarken ya da bugün suçsuzları itham ederken hükümete yalan beyanda bulunuyorsunuz. Bu suçtur!` dedi. Aldığı tehditlere ve `gavur mutasarrıf` diye arkasından bağırılmasına umursamadı, kararından dönmedi. Telgraf başında Talat Paşa`yla bu konuda tartıştı. İstifasını sundu ancak Talat Paşa ‘İstifaya gerek yok. Al Ermenileri`ni de yerinde otur` dedi. Faik Âli, Kütahya`da Ermeniler`e bir aşevi ve okul yaptırdı. Cumhuriyet döneminde İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı yaptı ve 1 Ekim 1950`de vefat etti.``