23 Nisan 2013
Sizlerden, soykırımdan günümüze değin, sessiz kaldığımız her gün için özür dilerim.
Anayurtlarınızdan, Deir-zor çöllerine tehcir adı altında sürdürüldüğünüz için özür dilerim.
1,5 milyon insan Anadolu coğrafyasında hunharca katledilirken, dedelerimizin katillerle işbirliği yaptığı için özür dilerim.
Kızlarınızın umutlarının, çeyiz sandığına gömüldüğü için özür dilerim.
Mezarsız ve kefensiz ölüleriniz için özür dilerim.
Kelime darağacınıza “dönme” sözcüğünü soktuğumuz için özür dilerim
Kızlarınızın, kadınlarınızın namusları kirletildiği, zorla Kürtleştirilip, Türkleştirildiği, Alevileştirildiği ve Müslümanlaştırıldığı için özür dilerim.
Yaşamak için sizleri nar taneleri gibi Diaspora’ya ve ABD’ye göç ettirmek zorunda bıraktığımız için özür dilerim.
Sürgünde anavatan hasretiyle, yüreklerinizi dağladığımız için özür dilerim.
Çocuklarınıza, en temel insan hakkı olan, kendi anadilinizde isim-soy isim ve eğitim verdiremediğimiz için özür dilerim.
Evlerinize, bağ, bahçelerinize, arazilerinize, ticarethanelerinize el koyup sermayeyi millileştirip; bu ülkeye ırkçılık hastalığını inşa ettirdiğimiz için özür dilerim.
Ekonomik, kültürel, siyasal soykırım yaşayan yerli halkları yok sayarak, görmemezlikten geldiğimiz için özür dilerim.
İnanç ve kutsal mabetlerinizi (Manastır, Kilise, Sinagog, Cem evi v.b. gibi) zorla kamulaştırıp, camiye, ahıra, müzeye, Kültür merkezine v.b. gibi, çevirdiğimiz için özür dilerim.
Soykırımdan sağ kalanlarınızın ana dilinde rüya görmesini engellediğimiz için özür dilerim.
Yüzyıldır bu ülkede her sabah sizlere “Ne Mutlu Türküm” diye ırkçılık yaptığımız için özür dilerim.
Varlığınızı, cellâtlarımıza zorla armağan ettirdiğimiz için özür dilerim.
Anadolu halklar bahçesini, halklar mezarlığına çevirdiğimiz için özür dilerim.
Bir “Sarı Gelin” türküsündeki hüznün, soykırımın hüznü olduğunu çok geç anladığımız için Özür dilerim.
Biz Türklerden çok evvel ‘’bu topraklarda yaşayan’’, ülkenin en yerli halklarını ve inançlarını yok ederek, ülkeyi tek tipçiliğe kurban ettiğimiz için özür dilerim.
Bu ülkeyi insanlık cenneti değil, katliamlar cennetine çevirdiğimiz için özür dilerim.
Başta ülke genelinde ve yaşadığım şehir Symrna (İzmir)’de olmak üzere Agop’ları, Kuryakos’ları, Samuel’leri, Ani’leri, Maria’ları, Sarkis’leri, isimleriyle birlikte, insanlığımızı da tarihe gömdüğümüz için özür dilerim.
Bin dört yüz yıldır nefret ve insanlık suçu işlediğimiz için özür dilerim.
Faşizmin bir gün gelip de, bizi de bu ülkede vurmak isteyeceğini bilemediğimiz için özür dilerim.
Ret – inkâr ve asimilasyon politikalarına yüzyıldır dur diyemediğimiz için özür dilerim.
Özellikle, son yüzyıldır Ermenilere, Süryanilere, Pontus Rumlara, Yezidilere, Alevilere yapılan soykırımlarda insan olamadığımız için özür dilerim.
Soykırım yapıldığında sizlere ve insanlığımıza sahip çıkamadığımız için, 24 Nisan soykırım kurbanlarını anma gününde, bir kez daha saygıyla eğilip özür dilerim.
ZEYNEP TOZDUMAN