19 Mart 2013
Volkan Vural, "Giden Ermeniler`in çocuklarını, torunlarını geriye çağıralım, gelenlere vatandaşlık verelim" dedi.
TÜSİAD yönetim kurulu üyesi eski büyükelçi Volkan Vural, sözde soykırımın 100`üncü yılı olan 2015 için ilginç bir öneride bulundu.
Siyasetle ekonomi at başı yürüyor. "Eko politik" kavramı da burada ortaya çıkıyor. Gerek iç, gerekse dış politik gelişmeleri doğru değerlendiremeyen işinsanları doğru yatırım planları yapmakta zorlanabiliyor.
Çok uluslu firmalar ile dış ülkelerde çalışan, ihracata önem şirketler, bünyelerinde özel uzmanlar çalıştırıyor. İş dernekleri de üyelerine iyi hizmet vermek için diplomatik kökenli insanlara yönetim kurullarında görev veriyor.
BÜYÜK PATRONLAR DANIŞIYOR
Emekli Büyükelçi Volkan Vural, bir işinsanı olmamasına rağmen tam 5 yıldır Patronlar Kulübü olarak bilinen Türk Sanayici ve İşadamları Derneği`nin (TÜSİAD) yönetim kurulunda `değişmez üye` olarak yer alıyor.
Büyük patronlar, ona danışmadan iş yapmıyorlar. Bugün Gazetesi`nden Perihan Çakıroğlu`na konuşan Vural, her ne kadar "Parayla pulla ilgim yok. Ben profesyonel üyeyim" dese de dernekteki arkadaşları paralarını iyi değerlendirmek için Vural`ın diplomasi gücünden fayda sağlıyorlar.
TÜSİAD DA DEĞİŞTİ
* Siz TÜSİAD`da epeydir değişmez yönetim kurulu üyesisiniz. Bu değişmezliği neye borçluyuz?
Aslında ben TÜSİAD yönetim kurulu üyesi olacak konumda değilim tabii ki. Profesyonel bir insanım. Derneğin birçok profesyonel üyesi var. Artık TÜSİAD da değişti, uzmanlarla çalışıyor. Benim de Dışişleri Bakanlığı`ndaki kariyerimden dolayı, aynı zamanda da Doğan Holding`deki danışmanlık görevimi temsilden dolayı TÜSİAD`da yer almam ve yönetimde de bulunmam talebi geldi. O şekilde ilk kez 2009`da girdim. 5 yıldan bu yana da yönetimde yer alıyorum.
ERMENİLER BU TOPRAKLARIN ÇOCUKLARI
* Ermenistan`la büyük sorunlarımız hala devam ediyor. Bir röportajınızda diyorsunuz ki, "Ermenistan`la ilişkilerimiz başlasın. Soykırımı kabul etmeyelim ama özür dileyelim". Yine aynı görüşte misiniz?
Evet aynı görüşteyim. Bu topraklarda milyonu aşkın Ermeni yaşamış. Onlar, bu toprakların çocukları. Birtakım hadiseler olmuş. Kimisi buna soykırım diyor. Bir kısmı da büyük trajedi diyor. Bana kalırsa da bu tehcir olayı, trajik bir olaydır. Tıpkı Balkanlar`da böyle durumlara maruz kalan ve buraya göç eden Türkler gibi bu da bir tarihin yarattığı bir trajedidir. Elbette o zamanki Osmanlı Devleti`nin sorumluluğu vardır. Bu sorumluluktan dolayı özür dilemek mümkündür. Tabii ki Ermenilerin de sorumluluğu vardır. Herkes tarihi kendisine göre yorumluyor.
EN FAZLA 600 BİN KİŞİ GELİR
* Tarihçiler çözemiyor, siyasetçiler meseleyi çözebilir mi?
Bence bu siyasi bir sorundur ve siyasiler çözer. Burada özür de dilenebilir. Ölen ve tehcire uğrayan insanların torunlarını bir çağrı da yapılabilir. "Burası sizin de topraklarınız, gelirseniz size de yer var" denilebilir. Gelen gelir, gelmeyen gelmez. Gelenlere vatandaşlık da verilebilir.
* Peki, milyonlarca insan gelirse ne yaparız?
O kadar çok değil. En fazla 500 bin filandır. Belki çocuk ve torunlarıyla en 600 bini bulur.
SINIRLARI AÇMALIYIZ
* TÜSİAD`ın sözde Ermeni soykırımının 100`üncü yılı dolayısıyla 2015`te bazı hazırlıkları söz konusu değil mi?
Dünyada ne gibi faaliyetler var, onlara bakıyoruz. Türkiye`de de epeydir yapılan bir tartışma var. Tehciri gerçek olarak anlamak. Ermeni meselesini anlama konusunda son yıllarda bir ciddi bir uyanış var. Biz dernek olarak gerçekleri tam olarak anlamak için kapalı açık toplantılar, seminerler yapmayı düşünüyoruz. Bu konuları incelemiş insanları getirmeyi planlıyoruz.
* 2015`te açar mıyız sınırları?
Bence açmalıyız. İnşallah olur. Kars bölgesinin gelişmesi açısından da bu çok önemli. Doğrudan ticaretimizin olmayışı bundan kazanan 3`üncü ülkelere yarıyor