Hrant Dink cinayetinin 6. yılında Agos Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş, yaşanan trajediyle ilgili olarak Türk tarafı ile birlikte Ermeni tarafının da özeleştiri yapması gerektiğini söyledi… Tabi bence de bu özeleştiri yapılmalı özeleştiriyi sadece Türkler yapmamalı tek bir taraftan beklemek doğru değil, amaç hakikate ulaşmak olmalı hakikate ulaşmak herkesin borcu, herkesin önce bireysel borcu sonra grup olarak borcumuz. Türklerde hakikati anlamalı tespit edebilmeli ondan sonra ona göre davranmalı aynı şekilde Ermeniler de.

Hrant Dink cinayetinin 6. yılında Agos Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş, yaşanan trajediyle ilgili olarak Türk tarafı ile birlikte Ermeni tarafının da özeleştiri yapması gerektiğini söyledi.

Hrant Dink cinayetinin 6. Yılında Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Rober Koptaş Bugün TV’de Erkam Tufan ile Analiz programında önemli açıklamalarda bulundu.

Rober Koptaş: Yaşanan trajedide Ermeniler de özeleştiri yapmalı.

Erkam Tufan: Türkler ve Ermeniler arasında yaşanan trajedide Ermeniler muhasebe yapıyorlar mı?

Robert Koptaş : Tabi bence de bu özeleştiri yapılmalı özeleştiriyi sadece Türkler yapmamalı tek bir taraftan beklemek doğru değil, amaç hakikate ulaşmak olmalı hakikate ulaşmak herkesin borcu, herkesin önce bireysel borcu sonra grup olarak borcumuz. Türklerde hakikati anlamalı tespit edebilmeli ondan sonra ona göre davranmalı aynı şekilde Ermeniler de. Biraz önce Hrant Abi’nin söylediği hastalık durumu bence buna sebep oluyor. Ermenilerin hastalıkları hem yaşadıkları acılardan dolayı hem de bunun daha sonra reddedilmesi inkar edilmesi yani sen bu acıyı yaşamadın denmesi Ermenileri neredeyse takıntılı bir ruh hali.

Erkam Tufan : Bu, bu muhasebeyi yaptırtmamaya mı itiyor Ermenileri?

Robert Koptaş : Sürekli karşınızdakini suçlayan bir ruh haline bürünüyorsunuz çünkü siz bir acı yaşamışsınız ve karşınızdaki onun bir faili olduğu halde sizin bakış açınızla, bunu reddediyor ve siz artık bir zaman sonra karşınızdaki bir anlamda şeytanlaştırarak öfkenizi sürekli oraya aktararak hayata devam ediyorsunuz ve ondan sonra dönüp kendinize bakma ihtiyacı da çok duymuyorsunuz ben nerede yanlış yaptım? Ben yanlış yaptığım için mi oldu bunlar? yada ben bu gidişatı nasıl değiştiririm sorusunu bile çok fazla düşünmüyorsunuz çünkü insanlar genelde kolaycılığı seçiyorlar bu tür muhasebelerde.

Erkam Tufan: Hala yok mu? Ermeni tarafından sürekli Türk tarafına sürekli hesap ver inkar etme ikrar et söyle itiraf et derken bir taraftan da Ermeni tarafından hiç ses çıkmıyor.

Robert Koptaş : Çıkıyor belki yeterince duymuyoruz ama şunu söyleyebilirim bu konuda haklısınız, daha az bu sesler çok bireysel çıkışlarla ancak mümkün olabiliyor ama sabırlı olmak lazım, değişimler çok kolay gerçekleşmiyor. Ben her zaman konuştuğum zaman Ermenilere de Türklere dair sabırlı olmaları gerektiğini söylüyorum dolayısıyla Türklerinde Ermenilere karşı sabırlı olmaları gerekiyor. Bu değişimler bugünden yarına gerçekleşecek şeyler değil önce kendi kapımızın önünü süpürmemiz lazım Ermeni kendi kapısını Türk kendi kapısının önünü süpürsün çünkü yerine getirmediğim çok sorumluluklarımız var bu anlamda bir yalan tarihi ezberledik belledik hep ona inandık şimdi yavaş yavaş artık bunun üstünden geçiyoruz acaba nesi doğru nesi yanlış diye anlamaya çalışıyoruz. Daha burada 1915’te henüz Türkler gelmedi, Türkler gelmeyince zaten Ermenilerde kendi pozisyonlarını değiştirme ihtiyacı pek duymuyorlar. Daha korumacı bir durum var ve mağdur olmaktan gelen bir haklılık duygusu var yani biz haklıyız bizim kendimizi çok sorgulamamıza gerek yok duygusu Ermenilerde çok hakim tabi ki ama bu şekilde yaşanmamalı. Çünkü mağdurunda hata yaptığı şeyler olabilir, mağdurunda yanlışları olabilir. Failinde hataları olabilir. Bunları olabildiğince hakikate yakın bir şekilde resmin içine oturtmamız lazım Ermeniler ve Türkler hep birlikte bunu oturtmadıkça iki tarafta o huzursuzluğu sürekli olarak kendi hayatında yaşayacak.