19 Kasım 2012
İnsan belli bir amaçla dış göreve gittiğinde öylesi hikayelerle tanışıyor ki, bunu okuyucuların dikkatine sunmamak oldukça zor. NEWS.am muhabirlerinin Aragatsotn eyaleti Agarak köyü ziyareti de işte böylesiydi.
1942 doğumlu Agarak’lı Ruben Karapetyan Van’lı dedesi ve ninesinin hikayesini anlattı. Ruben’in babası Karapet 1914 yılında Van’da doğar. Karabet akrabalarına, Ruben’in ninesi olan annesinden duyduğu aile hikayesini anlatır.
Trajik 1915 yılında Karapet’in ebeveynleri Türk kıyımından kaçarak, kendi yurtlarını terk etmek durumundadırlar. Onlar öncelikle ortanca çocukları ve 10 yaşındaki Gülizar ve küçük Karapet’e ilişkin düşünmektedirler. Büyük çocukları Hambardzum, baba evinden uzak General Antranik’in yanındadır.
Ruben’in dedesi geri döneceklerine emin olarak, yolda eşiyle buluşma konusunda önceden sözleşerek,Van adalarından birine ziynetleri saklamak için gider.
Ancak Ruben’in dedesi, etrafta beliren istisnai gaddarlılarıyla dikkati çeken başıbozukların eline düşmemek için Van’da belli bir süre kalmak zorunda kalır. Dedesi, eşinin çocuklarla beraber artık ortanca çocuğuyla beraber yola düştüğünü düşünerek, Van’lılar grubuyla beraber Doğu yönünde yoluna devam eder. Ancak Aras nehrini geçmeyi başaramaz.
Nehrin kenarında asker çadıları fark eder ve Rus birliklerine ait olduğunu sanıp yaklaşırlar...Ruslar yerine onları Türkler karşılar ve....tüm muhacir grubundan, katledilenlerin cesetleri altında kalan sadece bir kişi kurtulur. İşte bu kişi daha sonra Karapet’e olanları anlatır.
O zaman Ruben’in ninesi çocuklarla beraber göç yolunu tutmuştur. Yol eziyetlidir ve bitap düşer, Gülizar annesine çocuğu yolda bırakması için ricada bulunur, değil mi ki güçlüklere dayanamayan birçok aile zayıfları yolda bırakmaktadır.
Kızının ricasına uyan anne küçüğü bırakır ve kızıyla ilerler. Ancak belli bir yol katettikten sonra anna yüreği dayanmaz ve çocuğu alamak üzere geri dönerler...
Çocuklarıyla beraber ilerleyen Ruben’in ninesi Kürtlerin arasına düşer ve belli bir süre onlarla yaşamak, çocuklara ekmek parası kazanmak için ailelere yardım etmek durumunda kalır. Bu aynı zamanda zorunlu bir araçtır, zira Kürtler 10 yaşındaki Gülizar’ı vermek istememekdirler. En nihayet Gülizarı geri almanın artık imkansız olduğunun bilincine varan Ruben’in ninesi Ermenistan’ın yolunu tutar.
Ancak yıllar sonra bir mucize gerçekleşir. 1972 yılında kaybolan Gülizar’ı ....Orta Asya’da bulurlar. Onu hangi yolla oraya ulaştığı başka bir hikayedir. Karapet oraya gider ve Agarak’a kızkardeşiyle geri döner.
Ruben, ninesinin kaybolan kızını nasıl kucakladığını ve belini yokladığını tebessümle hatırlıyor. Gülizar gülerek benin yerinde olduğunu söyler. Gülizarın belinde doğuştan büyük bir ben bulunmaktadır ve annesi kızını kucakladığından emin olmak için bunu bulmaya çalışmaktadır.
Gülizar, ana dilini unutmamak için kendi kendine Ermenice konuştuğunu anlatır.
Birçok yurttaşımız aynı şekilde benzeri hikayeleri olabilir, ancak bunlar daha sıklıkla ne yazık ki trajik sonla bitmektedir.....