Türkiye Kafkasya`da yanlıştan dönüyor - Gündem
25 Nisan 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Ցրօն / Ժամ : Խաւարակ

Gündem :

04 Ağustos 2012  

Türkiye Kafkasya`da yanlıştan dönüyor -

Türkiye Kafkasya`da yanlıştan dönüyor Türkiye Kafkasya`da yanlıştan dönüyor

Son dönemlerde Türkiye`nin Karabağ konusundaki yaklaşımında önemli bir hareketlenme var. Şöyle ki, geçen ay ateşkesin bozulması ve 3. Karabağ savaşı ihtimalinin güçlenmesi sürecinde Türkiye`nin üst düzey askeri yetkilileri bir biri ardınca Azerbaycan`ı ziyaret ettiler.

Bu ziyaretler daha önceden planlanmış olsa da, savaş ihtimalinin güçlendiği bir ortamda yapılması nedeniyle daha da önemli hale geldi. Ardınca Dışişleri Bakanı Davutoğlu Azerbaycan topraklarının işgali sona ermeden sınırın açılamayacağını bir daha beyan etti. Son olarak da Türkiye işgal altındaki Karabağ`da yapılan “seçim tiyatrosunu” tanımadığını yüksek sesle ilan etti. Türk diplomasinin bu hareketlenmesinin bir kaç önemli nedeni var. Bu nedenleri, Azerbaycan, Rusya, İran ve Ermenistan etkenleri olarak sıralamak mümkün.

Öncelikle, hem Osmanlı, hem de Türkiye Cumhuriyeti Azerbaycan faktörünü önemsemiştir. Osmanlının 15 Eylül 1918`de Bakü`yü kurtarması, ikinci dünya savaşında Türk görevlilerinin esir düşen Azerbaycanlıları Nazi kamplarından kurtarmak için gösterdiği çabalar 1991 sonrasında “bir millet iki devlet” formülü ile kendini bulan Türkiye-Azerbaycan stratejik işbirliğinin unutulmayacak tarihi yapı taşları arasındadır.

Keza bu yaklaşımın Türkiye`nin Karabağ politikasında da kendini gösterdiğini ve Ankara`nın 1991 sonrası haklı olarak siyasi, diplomatik ve zaman-zaman askeri anlamda Azerbaycan`ın yanında yer aldığı iyi bilinmektedir. Her ne kadar Ermenistan`a elektrik ve buğday vermek ya da son dönemlerde Türk-Ermeni sınırını açmak girişimi gibi “yol kazaları” yaşansa da, son 20 yılda Türkiye`yi yönetenler Karabağ konusunda Azerbaycan`ın haklı ve uluslararası hukuka uygun tavrını aktif biçimde desteklemişlerdir.

Zaman-zaman Azerbaycan konusunda haklı sert eleştirilere uğrayan mevcut Ak Parti hükümetinin dış politikasının mimarı ve Dışişleri Bakanı sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu da daha 2000’li yılların başında yazdığı ünlü “Stratejik Derinlik” kitabında Karabağ`daki işgali “Türkiye`nin soğuk savaş sonrası yaşadığı en büyük kayıp gibi” nitelerken esasında Türkiye`nin bu soruna ilişkin tavrını nedenini izah eden önemli bir stratejik tespit yapıyordu.

Gelişmeler, ciddi bir tarihi derinliği bulunan ve 2008-2010 yılında “sınır açılımı” ile en büyük krizinin yaşayan Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin büyük ölçüde sıkıntıyı atlattığını ortaya koyuyor. İki ülke yetkililerinin özellikle 2011 yılından itibaren ve “bir millet iki devlet” sloganının içini iyice dolduran ve giderek derinleşen bir strateji işbirliği sürecine hızı kazandırdıkları görülüyor. Ortak bakanlar kurulu toplantıları, PETKİM yatırımları ve TANAP işbirliği bu sürecin ilk meyveleri sayılabilir. Türkiye`nin Karabağ konusundaki tarihi çabalarına sahip çıkması Bakü ile arasındaki son dönemlerde atılan adımlarla “güven bunalımından gönül kırgınlığına çevrilen” sıkıntıları daha da azaltmak anlamını taşıyor.

Türkiye`nin Rusya ile ilişkilerinde Suriye meselesi ve Kürecik üssü nedeniyle yaşadığı gerilim de Ankara`nın Azerbaycan`a verdiği Karabağ desteğinin bir başka nedeni. Her ne kadar Türkiye ve Rusya son 20 yılda ilişkilerde muazzam sayılabilecek yakınlaşma yaşasalar da, son uluslararası gelişmeler karşısında ciddi ayrışımların olduğu açık. Her iki ülkenin genel olarak Kafkasya, özel olarak da Azerbaycan ve Karabağ perspektifleri de Rusya yönetiminin belirli yumuşamalarına rağmen, halen bir birinden çok uzak.

Türkiye`nin İran`ın Azerbaycan üzerinde kurmaya çalıştığı baskıdan da rahatsız oluşu Karabağ desteğinin bir başka nedeni. Son 20 yıl zarfında İran baskılarına karşı Bakü`ye aktif destek veren Ankara, 2012 Martında Nahçıvan`da yapılan üç ülke dış işleri bakanları toplantından olumlu netice elde edemedi. Türkiye`de Azerbaycan-İran gerginliğinin ardında İsrail faktörü olduğu kanaati yaygın olsa da, bu süreçte Tahran`ın Ankara ile Bakü arasında gelişen ilişkilerin de önemli rol oynadığını dikkatli bakınca görmek mümkün. Keza son dönemlerde Türkiye-İran ilişkilerinin Kürecik ve Suriye nedeniyle geldiği nokta, Türkiye`nin İran`a ambargolara katılması ve İran resmilerinin savaş retoriği de Ankara`nın Azerbaycan`a desteğinin diğer nedenleri.

Türkiye`nin Karabağ mesesinde verdiği desteğin bir başka nedeni hiç kuşkusuz Ermenistan. Ankara Azerbaycan`la kriz pahasına imzaladığı Türk-Ermeni anlaşmasını Erivan yönetiminin, Türkiye`de Ermenici çevrelerinin iddiasının aksine, Anayasa Mahkemesi aracılığı ile kadük bırakmasından ve “Türkiye`nin soykırım yalanın kabul etme yönünde ireli doğru bir adım gibi” telakki etmesinden çok rahatsız oldu. Ayrıca, iddiaların aksine, protokollerin imzalanması Ermeni diasporasının “soykırımı” tanıtma çabaları üzerinde hiçbir etki yaratmadı, hatta Türkiye`nin tavizi gibi algılanarak Ankara için durumu daha da kötüleştirdi.

Anlaşılan Ankara, Kafkasya`da Rusya-İran-Ermenistan dengesine karşı Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan işbirliğini tekrar canlandırma peşinde. 2008-2010 döneminde bu ittifakın Gürcistan ayağının Rusya tarafından darbe alması ile Batı’nın da baskıyla “Ermenistan kartını” oynamak isteyen Ankara, Azerbaycan`la kriz yaşayarak Kafkasya`da stratejik bir yenilginin eşiğinden son anda döndü. Bu çerçevede Türkiye 2011 yılından beri Azerbaycan`la ilişkileri derinleştirerek Kafkasya`da hayalin değil, reel politiğin gereklerini yapıyor. Keza geçtiğimiz aylarda Trabzon ve Erzurum`da yapılan Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan üçlü toplantıları, Türkiye Savunma Bakanı İsmet Yılmaz`ın Gürcistan ziyareti Ankara`nın bu çabalarının diğer örnekleri.

Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Analisti (QAFSAM-www.qafsam.org)





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+