Dünden Bugüne Ermeni Meselesi - Gündem
17 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ասակ / Ժամ : Լուսափայլ

Gündem :

28 Nisan 2012  

Dünden Bugüne Ermeni Meselesi -

Dünden Bugüne Ermeni Meselesi Dünden Bugüne Ermeni Meselesi

Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Hikmet Öksüz, "Ermeni meselesi 100 yıldan daha fazla bir süredir batıdan oryantalis bakış açısıyla Türk milletini köşeye sıkıştırma ve şark meselesi çerçevesinde de"...

Sizde Bir Bakın Bu SiteyeTrabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hikmet Öksüz, "Ermeni meselesi 100 yıldan daha fazla bir süredir batıdan oryantalis bakış açısıyla Türk milletini köşeye sıkıştırma ve şark meselesi çerçevesinde de üzerinde yaşamış olduğu Asya ve Avrupa topraklarından söküp atma projesidir" dedi.

Türk Ocakları Samsun Şubesi tarafından düzenlenen "Dünden Bugüne Ermeni Meselesi" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan KTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hikmet Öksüz, 1915 yılından bu yana gelişen Ermeni olaylarını anlattı. Osmanlı Devleti`ni tasfiye etmek isteyen büyük güçlerin Ermeni unsurunu kullandıklarını, başlangıçta Ermenilerin Osmanlı`ya karşı 1900`lerin başı, 1. Dünya Harbi ve İstiklal Harbi yıllarında da pek çok bölgede isyan çıkartarak imparatorluğu tasfiye edip o coğrafya üzerinde büyük Ermenistan`ı kurma zemini yakaladıklarını düşünerek topyekun harekete geçtiklerini belirten Prof. Dr. Hikmet Öksüz, "Haklı olarak Türk milleti 1. Dünya Savaşı`nda varlığını devam ettirebilmek, İstiklal Savaşı`nda da vatanı kurtarıp benliğini muhafaza etmek için büyük bir mücadelenin içinden geçti. Devletine isyan eden unsurları 1915`te yine vatandaş olarak görerek bir can güvenliği projesi şeklinde imparatorluğun savaş dışı bölgelerine nakletti. Yasal zeminde cereyan eden bu olayı bugün Ermeniler, özellikle diaspora Ermenileri `Türkler sistematik bir şekilde Ermeni toplumunu soykırıma tabi tuttu` şeklinde değerlendiriyorlar. Halbuki büyük Ermenistan projesinin iflasıyla birlikte dünyanın dört bir tarafına dağılan Ermeni Diasporası`nın bir yerde kimliğini muhafaza etmek için bir argümana ihtiyacı vardı. Bu argümanı Amerika`nın kuzeyinden güneyine, Avrupa`nın tamamına yayacak şekilde, hatta Avustralya`ya uzanacak şekilde bir kimliği ayakta tutma projesi olarak kullandı. Soğuk savaş döneminde ise özellikle iki blok arasındaki yumuşamanın yaşandığı 1960`ların ortasından itibaren Ermeni toplumu, özellikle Amerika`da ki Ermeni toplumu 1915 olaylarının 50. yılını baz alarak medya yöntemlerini kullanarak sistematik bir şekilde olayın güncelliğini bilmeyen insanların belleğine, batı toplumuna böyle bir olguyu yerleştirmeye çalıştı" diye konuştu.

Ermenilerin 1970`lerin ortalarından itibaren şiddet üzerinden propaganda yapmaya başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Hikmet Öksüz, "Asala örgütünün kurulmasıyla birlikte 1975`te Türk diplomatlarına karşı sistemli suikast girişimleri vardı. Aslında dikkat çekme projesiydi bu. Dokunulmazlığı olan insanlara yönelik yapılan bu hareket tüm dünyada hayret uyandırıyor, `niye` sorusu soruluyor, tam o soru üzerine Asala örgütü bu suikastları üstlenerek, 1915 olaylarına referans göndererek, `Türkler o yıllarda bize şunu yaptı` diyerek şiddet üzerinden bir propaganda yöntemi geliştirdiler. Mağdur unutuluyor ve tarihsel hafızalara yanlış imgeler gönderilerek bir propaganda sürecinden geçiliyordu. Bunu 1980`li yılların ortalarından itibaren değiştirdiler, artık parlamentolar üzerinden propaganda yapmaya başladılar. 20`nin üzerinde ülkenin parlamentosunda bu asılsız iddialar bir karar dönüştürüldü ve soğuk savaşın kapanmasından sonrada artık Türkiye`nin bunu tanıması yönünde baskı giderek artırıldı" şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Hikmet Öksüz; özellikle Sovyetler Birliği`nin dağılması ve Ermenistan Devleti`nin ortaya çıkmasıyla birlikte bir taraftan bağımsız Ermenistan Devleti`nin bir taraftan diasporanın bu işe sarılarak en azından zihinlerdeki büyük Ermenistan`a doğru gitme adına bir kampanyayı sürdürdüklerini söyleyerek konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Türkiye gibi bölgesel bir güç olma yolunda olan bir devletin hızını kesme projesidir bu. Bir taraftan AB süreci işliyor, bir taraftan Orta Doğu`nun karışık tablosuna Türkiye demokrasisiyle ve istikrarıyla bir katkı sunmaya çalışırken bu hat gelirim atmosferinin içerisine çekilmeye ve buradan Ermeni Diasporası yararlanmaya çalışıyor. Buradan varılmak istenilen hedef, Türkiye`yi uluslararası sistem içinde belirleyici aktör olmaktan men etmek, önünü kesmek. Genç bir nüfusa sahip olan Türkiye`de geçmişten kopan insanların, tarihi bilmeyen veya o anı kendisi için önemli kabul etmeyen insanların belliğinde `siz soykırım yapmış bir milletin torunlarısınız` fikrini oturtup, özgüvensiz hale getirme fikri var. İçeriden de bazı çevreler empati yapalım noktasından hareketle belki zihinlerinin arkasındaki başka projelerini, art niyetlerini bu proje ile birleştirme gafletine düştüler. Geldiğimiz noktada hür dünyanın bunu bir dokunulmazlık zırhına büründürerek Türkiye`nin karşısına çıkmaya çalıştığı bir vaziyette görüyor. Fransa Parlamentosu`nun bu asılsız iddiaları kabul etmesinin ötesinde bunlarla ilgili yorum yapma hakkının önünün kesilmesi hür dünyaya yakışmayan bir tabloydu, Fransız Anayasa Komisyonu`ndan tepti. Siyasetçilerin bunu zaman zaman seçim malzemesi, zaman zamanda Türkiye`ye karşı bir şantaj unsuru olarak kullanıp siyasi ve ekonomik fırsatlar temin etmeye çalışıyorlar. Büyük güçler geçmişte Ermeni toplumunu Türk milletine karşı kullanıyorlardı, o ortam olmayınca tarih üzerinden bir manipülasyon yaparak proje yürütmekteler. Türk milletinin tarihinde utanılacak hiçbir sayfa yok. 1492`de Yahudilere kucak açan, 1848`de Macarlara kapılarını açan, 1991`de Kuzey Irak`tan gelen Müslüman kardeşlerine kucak açan, bugün Suriye`den gelenlere kapılarını açan bir toplumun bin yıldır bir arada yaşadığımız Ermenilerle hiçbir derdinin olmaması gerekir. Ama devlet ortaktı 1915`te, devlete kast eden bir unsur vardı ve onları etkisizleştirme projesi, bir iç harp çıkmaması ve mağduriyetinde yaşanmaması için 1915`de alınan yasal tedbirlerle bana göre Ermenilerin can güvenliğini sağlama projesiydi ama siyasetin malzemesi haline geldi





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+