27 Şubat 2012
Hayal, cezaevinden şok açıklamalar yaptı.
Davanın beraat eden ‘büyük abi’si Erhan Tuncel’e şok suçlamalarda bulunan Yasin Hayal, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Akyürek ile Alay Komutanı Albay
Ali Öz’le ilgili de çarpıcı iddialar ortaya attı. Hayal’in yaptığı bu açıklamalar, olay yaratacak nitelikte...
AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinde azmettiricilikten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Yasin Hayal, kaldığı Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde Taraf gazetesi muhabiri Fırat Alkaç’a önemli açıklamalar yaptı. İşte Hayal’in şok açıklamaları:
Simit, poğaça satardım
“Bu hadiselerden önce simit, poğaça satıyordum. Seyyar satıcılık yaptığım için yerim belliydi. Uzman çavuşlar sık sık gelir askeri arabayla beni alıp Trabzon Jandarma Komutanlığı’na götürürdü. Dönemin Jandarma Komutanı Nazım Başçavuş, Karakol Komutanı Mehmet Üsteğmen, Alay Komutanı Ali Öz... Bunların odasına birçok kez girip çıktım. Ama niye gittiğimi ben de bilmiyorum. Gittiğimde çok sıcak karşılanırdım, çayım önüme gelirdi. Bana övgü dolu sözler söylerlerdi. “Vatana millete hayırlı bir genç” diyorlardı. Bizim gibi gençlerin bu vatana lazım olduğunu söylüyorlardı. Benden bir talepte bulunmadılar. Ama herhalde Erhan Tuncel aracılığıyla isteklerini yaptırdılar.”
Tuncel mahalleyi etkiliyordu
“Erhan’ın muhbir olduğunu bilmiyordum. BBP Gençlik Kolları Başkanı olduğu için, kendisine sadakatimiz vardı. Üniversite öğrencisi, tahsilli diye onu üstün görüyorduk. Tüm mahalle gençliğini etkiliyordu. Bazen Alperen Ocakları binasında, bazen de evinde bizi toplayıp Irak ve Çeçenistan ’la ilgili CD’ler izletiyordu, seminerler veriyordu. ‘Gençliği aydınlatmalıyız’ gibi konuşmalar yapıyordu. Sadece ben ve Ogün Samast değil, bütün Pelitli beldesi gençleri onu tanırdı.”
Cinayet silahını Erhan’la aldık
“Erhan Tuncel Hrant Dink konusunu bir tek Ogün ve benimle konuştu. Silah ve mermilerin parası ile Ogün ’ün yol masraflarını Erhan’la ikimiz yarı yarıya karşıladık. Silahı mahalleden arkadaşım olan Ömer Polatoğlu isimli bir kişiden aldım. Silah ve merminin maliyeti 250 TL’ydi. 100 küsur TL de Ogün’ün yol masrafına ayrıldı. Ogün Trabzon’dan tek başına hareket etti. İstanbul’a hareket etmeden önce Erhan’ın evine helallik almak için gitti. Ben dışarıda bekliyordum. Çıkarken elinde bir Türk bayrağını katlayıp cebine koyduğunu gördüm. Bayrağı ondan aldığını sanıyorum. Ersin Yolcu isminde birisi Ogün’ü yolcu etti. Ben yoktum. Ogün cinayetten sonra bize telefon etti. O sırada Ahmet İskender’in kırtasiye dükkânındaydık. Beni Ahmet’in telefonundan aradı. Olayı gerçekleştirdiğini söyledi. ‘Gelecek misin, kalacak mısın?’ dedim. Yalova’ya gideceğini söyledi. Ama Trabzon’a gelirken gözaltına alındı. Ogün Samast ilk yakalandığında ona yapılan kahraman muamelesi, 2004’teki Mc Donald’s’ın bombalanması olayında bana da yapılmıştı. İstanbul’da gözaltına alınıp Trabzon’a getirildiğimde dönemin Trabzon Terörle Mücadele Şube Müdürü Yahya Öztürk, benim sırtımı sıvazladı. Cep telefonundan bana BBP’nin logolarını ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun fotoğraflarını gösterdi. ‘Bu memleketin sen ve Erhan gibi kahramanlara ihtiyacı var. Seni en kısa zamanda çıkaracağız, için rahat olsun’ dedi. Hakikaten de öyle oldu. 11 ayda çıktım. Demek ki çıkmamın nedeni buna benzer olayları devam ettirmekmiş. Erhan’ın bize Irak ve Çeçenistan’la ilgili izlettiği CD’lerden etkilenmemek mümkün değildi. Bana, ‘Hiç merak etme, sen de gideceksin oralara’ dedi. Mikdat kodla ikimizi Irak’a savaşmaya gönderecekti. Erhan bizi Çeçenistanlı bir üst düzey komutanla tanıştırdı. Irak’a göndermek için de birisiyle görüşmeye Elazığ’a gitti. Görüştüğü kişi 12 Eylül’de 12 yıl cezaevinde kalmış eski bir ülkücüydü, bize pasaport ayarlayacaktı. Erhan Elazığ’dan gelince Irak işinin askıya alındığını söyledi. Şimdilik burada eylem yapacağız. ABD ’nin buradaki tesisi olan Mc Donald’s’ı bombalayacağız’ dedi. Bomba için bana malzeme listesi yazıp verdi. İstediklerini aldım, bombayı o yaptı. Erhan’la tanışana kadar hayatımda bomba görmemiştim.”
Masrafları Erhan karşıladı
“Erhan Tuncel’le ilk kez 2002’nin Mart ayında askerliğim sırasında izne geldiğimde tanıştım. Çok yoksul bir aileden geliyorum. Askerdeyken 18-19 ay bana ailemden hiç para gelmedi. Erhan’la Alperen Ocakları’nda tanıştım. Beni evine davet etti. ‘Seninle çok güzel işler yapacağız. Maddi durumunun kötü olduğunu biliyorum, mağduriyetini gidereceğim’ dedi. Erhan Tuncel, tanıştığımızdan itibaren bana her türlü giysi, yiyecek, harçlık yardımı yaptı. Onunla tanıştıktan sonra hiç yokluk çekmedim. Ne yalan söyleyeyim, bu yardımlar beni mutlu ediyordu. Ona giderek daha çok bağlandım. Bu değirmenin suyu nereden geliyor diye sorma lüksüm yoktu, çünkü çok kötü durumdaydım.”
Akyürek benim için “İyi çocuk” demiş
Yasin Hayal, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’in de kendisini övdüğünü iddia etti: “Ramazan Akyürek’i Mc Donald’s’ı bombalama olayından gözaltına alındığımda Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde ilk kez uzaktan gördüm. Ramazan Bey, Yahya Öztürk’e benim için “İyi çocuğa benziyor’ demiş. İnsanın hoşuna gidiyor tabii. Bombalama eylemi yapan birine ‘iyi çocuk’ dediğine göre demek ki onların istediği bir şey yaptım diye düşündüm.”
‘Hrant Dink Ermenilerin Atatürk’ü’
Hayal, cezaevinden Tuncel’i bombardımana tuttu: “Erhan Tuncel’in, ‘Bayrampaşa Cezaevi’nde Hayal’i ziyaret edenler araştırılsın, Dink suikastı orada aklına sokuldu’ lafları gerçeği yansıtmıyor. Beni ziyarete yalnızca ailem ve İstanbul’dan bir arkadaşım geldi. Hrant Dink ismini de ilk kez Erhan ’dan duydum. Ona ‘Ermenilerin Atatürk’ü’ diyordu. Çok tehlikeli biri olduğunu ve ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyordu. Dink’in, ‘Türklerin kanı zehirlidir, dökülmesi gerekir’ diye bir laf ettiğini söyledi, ürperdim. Onun dışında Dink’i sadece 1-2 defa televizyonda gördüm. Ergenekon bağlantısı kesinlikle yok, Erhan Tuncel masal anlatıyor. Ziyaretçiler kayıtlarda bellidir. Hrant Dink’in resimlerini internetten çıkartan Erhan Tuncel’dir. Çıkardığı resimleri kapalı bir zarf içinde evinin karşısındaki bakkal Osman’a bıraktı. Bana da bir çocuk aracılığıyla haber yolladı. ‘Emanet hazır, bakkal Osman’dan alsın’ dedi. Ben de başka bir çocuk gönderip resimleri aldırdım.”