19 Ocak 2012 Basın Açıklaması - Gündem
28 Mart 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Արեգ / Օր : Սիմ / Ժամ : Թաղանթեալ

Gündem :

20 Ocak 2012  

19 Ocak 2012 Basın Açıklaması -

19 Ocak 2012 Basın Açıklaması 19 Ocak 2012 Basın Açıklaması

Hrant`in Hesabını Soracağız!

Hrant’ın açtığı yolda ilerleyen, onun derdini, fikirlerini ve mücadelesini sırtlayan dostlar, Hrant’ın yoldaşları, hepiniz hoşgeldiniz!

Bugün Hrant Dink’in katledilişin 5. Yılında hesap sormak için sokakları doldurdunuz. Hrant’ın katledilişini, toplumsal bellek yitiminin kurbanı etmeyeceğinizi, devletin ve hükümetin yalancı adaletiyle kandırılamayacağınızı cümle aleme bir kez daha gösterdiniz. Bizler, bu siyasi cinayetin şahidi nesiller olarak, bu olayın gerçek faillerini yargılayacak ve onlardan bunun hesabını mutlaka soracağız!

Bizler Hrant’ın katillerini çok iyi tanıyoruz. Rakel daha ilk gün ”bir çocuktan Katil yaratan karanlık” diye özetlemişti gerçek katili. O karanlık, o ırkçı, katliamcı kapitalist sistem çok uzun zamandır üzerimizde ve hala aynı pervasızlıkla cinayetler işlemeye devam ediyor. Her seferinde suçüstü yakalanıyor ve her seferinde aynı aymazlıkla suçunu inkar ediyor. Ama bizler, tüm katledilenlerin hesabını tek tek soracağız!

Uğur Kaymaz’ı yaşından fazla kurşunla, Ceylan Önkol’u sahibinin bir türlü bulunamadığı havan topuyla, Metin Göktepe, Engin Çeber, Alaattin Karadağ, Aydın Erdem, Şerzan Kurt, Festus Okey, Metin Lokumcu, Cemil Kırbayır ve daha nicesini, polis şiddeti ve işkenceyle katleden, binlercesini gözaltında kaybeden, devlet ve devletin paramiliter güçleriydi. Hesabını soracağız!

Aynı karanlık Bursa’da, 19 maden işçisini, Tuzla tersanelerinde, yüzün üzerinde işçiyi “iş kazası” diyerek katletti, katletmeye devam ediyor. Direnişteki işçilere, kendine karşı gelen, iktidarına direnen herkese saldırdı ve saldırıyor. Üniversitelerde, liselerde, hakkını arayanların karşısına çıktı. Kışlada askerlik yapan Kürtlerin ve Alevilerin karşısına ‘’intihar’’, Sevag Şahin Balıkçı’nın karşısına da ‘’şaka kurşunu’’ olarak çıktı. Kimi zaman cop, kimi zaman tekme, kimi zaman kurşun oldu. Mecliste, fabrikada, sokakta, okulda, her yerde kendini farklı yüzlerle gösterdi. Hesabını soracağız!

6 yıl önce, Hrant’ın katledilişi öncesinde, dönemin AKP’li İçişleri Bakanı, bugünün “demokratik anayasa” havarisi ve meclis başkanı Cemil Çiçek, Ermeni Soykırımı ile ilgili konferansı düzenleyenler hakkında, meclis kürsüsünden adeta “ölüm fetvası” veriyordu. Bir taraftan Hrant hakkında 301. Maddeden, “türklüğü aşağılamak” suçundan, dava açılıyor diğer taraftan tetikçi gazeteler ve gazeteciler “Susturun şu Ermeniyi!”, “Ermeniye bak!”, “Kovun bunları!” diye çığırıtkanlık yapıyor, ırkçılık kusuyor, katliam için gereken ortamı hazırlıyordu. Hesabını soracağız!

Egemen sınıfların tarih kadar eski, karanlık senaryosu, valilik binasında bir kez daha yazılmaya devam ediyordu. Dönemin kontrgerilla örgütü JITEM’in kurucusu Veli Küçük, Hrant’ın mahkemesini izlerken, İstanbul Vali yardımcısının odasında, iki MİT görevlisi, Hrant Dink’e, dışarıda kendilerinin de mani olamayacakları bazı kötü niyetli insanların olduğunu, “istenmeyen bir tatsızlığın” yaşanmaması adına çalışmalarını biraz” ehlileştirmesinin” “kendisi için iyi olacağına” dair nasihatlerini dillendiriyor, Hrant’a aba altından sopa gösteriyordu. Fakat Hrant, tüm bunları bizlere aktararak, “ehlileştirilemeyeceğini”, baskılara boyun eğmeyeceğini gösterdi. 5 yıl süren Hrant Dink davasında, hiçbir devlet görevlisi yargılanamadı. Hesabını soracağız!

“Bir gece ansızın gelebiliriz” ve“Hrant Dink bundan sonra bütün öfkemizin ve nefretimizin hedefidir, hedefimizdir” diye Agos Gazetesi önüne gelen, gözlerini kan, nefret ve intikam bürümüş güruh, bizlere hiç yabancı değildi. Biz onları Sivas’tan, Maraş’tan, Beyazıt Meydan’ından tanıyorduk ve işte yine orada, Agos’un önündeydiler. Hesabını soracağız!

Tarih 19 Ocak 2007’yi gösterdiğinde, senaryoya TC devletinin tornasından çıkmış olan 17 yaşındaki o tetikçi girdi ve Türkiye sol tarihinde yapılan bütün katliamlarda olduğu gibi, Hrant’ı korkakça, arkasından vurdu. Ardından dönemin emniyet müdürü, bugünün Osmaniye valisi, Celalettin Cerrah, olayın siyasi ve örgütlü bir boyutunun olmadığını, “basit, milliyetçi duygularla işlenmiş bir cinayet” olduğunu söylüyordu. Hesabını soracağız!

Yüz yıl önce Ermenileri katledenler, bugün aynı kana susamışlıkla Kürtleri katlediyor. Kardeşlerimiz Uludere’de, savaş uçaklarıyla bombalanırken, başbakan Ortadoğu yönetimlerine, insan hakları dersi verme derdinde. Ülkeyi emperyalistlerin savaş oyuncağına çevirmek için, büyük bir gözü dönmüşlükle çalışıyor. Bir diğer yandan Cumartesi anneleri, yakınlarını aramaya devam ediyor. Hesabını soracağız!

Bugün Hrant Dink davası örtbas edilirken, diğer taraftan gazeteciler, insan hakları savunucuları, öğrenciler ve muhalifler ceza evlerini doldurmuş durumda. Ahmet Şık, Nedim Şener, Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlı bunlardan sadece birkaçı… Bu 5 yıllık süreçte, yapılması son derece zaruri olan soruşturmalar, devlet ve onun yürütme organı AKP tarafından engellendi. Bugün, devletin her zaman kullanmaktan çekinmediği şiddetini, hükümet kendine has bir üslupla yönetmeye ve öğrencilere, gençlere, emekçilere, devrimcilere, kadınlara saldırmaya devam ediyor. Hesabını soracağız!

Parasız eğitim isteyen öğrenciler, haber yapan gazeteciler, kitap yazan yazarlar, hukuksuzca tutsak edilip, terör örgütü üyeliği ile yargılanırken, aynı mahkemeler Hrant’ın katledilmesinde, bir örgüt izi bulamadı. Oysa mahkemesiyle, bakanıyla, askeriyle, medyasıyla Hrant’ı hedef gösteren ve katleden örgütü, herkes görüyordu. Şimdi, her zamanki gibi, el birliğiyle suçlarını örtbas etmeye çalışıyorlar. Ama bizler yılmadık, yılmayacağız! Evde, okulda, fabrikada bir araya geleceğiz, örgütleneceğiz! Barış diyeceğiz! Kardeşlik diyeceğiz! Eşitlik diyeceğiz! Adalet diyeceğiz! Hrant’ın hesabını, mutlaka soracağız!

Bu katliamların gerçek failleri: bu ırkçı, inkarcı, katliamcı düzeniniz, bizi ezip geçemedi; bizi tek tipleştiremedi. Biz farklılıklarımızla, biz anadillerimizle, biz kültürlerimizle varız ve buradayız. Derdimiz, kendi tornanızdan çıkardığınız o tetikçi değil, sizsiniz! Sizin, o zorbalıklar üreten düzeninizi yıkıp, o potansiyel tetikçilerden birer insan yaratmaya kararlıyız!

Bu topraklarda yaşayan halklar olarak, her türlü sömürü ve tahakkümden arındırılmış bir Dünya tahayyülümüz olduğunu, bir kez daha duyuruyoruz. Katlettiğiniz her emekçinin, her kadının, her lgbt’nin, her öğrencinin, her devrimcinin hesabını soracağız! Hrant’ın hesabını soracağız!


Şimdi, Hrant kadar cesur olma zamanıdır!
Şimdi, canımız pahasına olasa da, halkların kardeşliğini haykırma zamanıdır!
Hepimiz Hrantız, Hepimiz Ermeniyiz!
Yaşasın Halkların kardeşliği!

AKADER, DÖB, Demokratik Haklar Federasyonu, EHP, Emek ve Özgürlük Cephesi, EMEP, ESP, Halklarin Demokratik Kongresi, Kaldıraç, Nor Radyo, Nor Zartonk, Militan, ÖDP, Öğrenci Muhalefeti, Proleter Devrimci Duruş, SDP, SGD, Sosyalist Umut, Yeniyol





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+