15 Aralık 2011
Tarlabaşı Sakızağıcı Caddesi’nde, kentsel dönüşüm nedeniyle pazartesi günü proje kapsamındaki son binalar boşaltılıyor. 66 yaşındaki Jirayr Zincirci de 30 yıldır yaşadığı tek göz odasına “elveda” demek zorunda
Ermeni kökenli Jirayr amca, ailesiyle Kastamonu’dan İstanbul’a göç ettiğinden bu yana kendini bildi bileli Tarlabaşı Sakızağacı Caddesi 29 no’lu apartmanda oturuyor. “Kentsel dönüşüm projesi” kapsamında boşaltılacak apartmandaki son aile de binayı terk edince Jirayr amca sokakta kalacak.
Başvurmamış
Apartman sakinleri Haziran ayında taşınmaya başlamış, ancak Jirayr Zincirci, “Benim hakkım yok burada” diye düşündüğü için hiçbir yere başvurmamış. Hakkım yok diyor ama hemen ekliyor: “Benim de hakkım var ama ne tapum, ne sigortam var. Dinlemeyeceklerini bildiğim için gitmiyorum.”
Karşı komşusu berber Ali Yılmaz’ın deyimiyle “hayata küsmüş” yaşlı adama, “Jirayr biraz zor olduğu için” mahalleli Cemal diye seslenirmiş. Odası, kanalları iyi kötü gösteren bir televizyon, ara sıra bakıştığı paslı bir ayna, iki su şişesi, birkaç kedi maması, bir çaydanlık ve eskimiş bir battaniyle örtülü yataktan ibaret. İki de kedisi var ama dışarıdan gelenlere de kapısı açık.
‘Bu mesele yıktı”
Komşuları henüz gitmemiş, Tarlabaşı’na dönüşüm gelmemişken, yardım edenler oluyormuş ama şimdi “ortada” kalmış: “Gençken dışarıdan iş çıkıyordu, idare ediyorduk. Getir götür, sil süpür. Şimdi istesem de iş yok. Bu ev meselesi beni yıktı.”
Geçen gün boşaltması gerektiğini söylemeye gelen yetkililerden “emir kulu” oldukları, dolayısıyla yardım edemeyecekleri için bir şey istememiş. “Bana esasında bu oda bile çok. Bunun yarısı bir oda, ufak tefek bir iş de olsa yaparım” diyor.
Hayattaki tek yakını kız kardeşi, Taksim Feridiye’de oturuyor. Onun yeri de bir oda imiş. Gidecek başka yer bulamazsa, onun yanına taşınacak. “Sandalyede yatarım artık. Başka çare yok” diyor.
Ermeni cemaatinden laf açılınca bir anda parlıyor. Kız kardeşi defalarca yardım istemek için gitmiş ancak eli boş dönmüş: “O kadar yer var, vermiyorlar. İllaki adamın olacak, anca öyle.
66 senedir yardım etmedi de şimdi mi edecek. Sokakta kaldık. Başımı sokacağım bir yer olsa, dışarıda kalmasam yeter...”