Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Alman toplumunun yabancı olan şeylere karşı açık olması gerektiğini belirterek, "Globalleşen dünyada yalnız yaşayamayız" dedi.

Cumhurbaşkanı Wulff, Dresden kentinde düzenlenen 33. Protestan Kilise Günü çerçevesinde yeralan "Demokrasinin ne kadar uyuma ihtiyacı var?" adlı panelde, aralarında "Deukische Generation" (Alman-Türk Kuşağı) adlı derneğin başkanı Aylin Selçuk ile öğretmen ve yazar Betül Durmaz'ın da bulunduğu katılımcılarla birlikte, farklı dinden göçmenlerin topluma uyumu konusunda konuştu.

Wulff konuşmasında, 11 Eylül saldırılarından sonra Alman halkı arasında İslamiyet konusunda endişeler olduğunu, bu endişelere anlayabildiğini belirterek, bir grup insanın İslamiyeti kötüye kullandığını, İran'ın tutumuna bakıldığında bu endişelerin daha da arttığını söyledi. Nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan Endonezya ve Türkiye gibi bazı demokratik ülkelerin olduğuna işaret eden Wulff, bu demokrasilerin desteklenmesi, Almanların da, ülkelerinde farklı din ve kültürlere karşı ne kadar hoşgörülü olduklarını göstermesi gerektiğini kaydetti.

'MECLİS'İN YARISI BOŞTU' HATIRLATMASI
Tüm ülkelerde farklı dinlere karşı hoşgörü gösterilmesi, Türkiye'deki kiliselerde de düzenli bir şekilde ayinlerin düzenlenmesi ve manastırlarda rahiplerin yetiştirilmesi gerektiğini ifade eden Wulff, "Biz burada imam yetiştiriyorsak Türkiye'de de Katolik ve Protestan rahipler yetiştirilebilmeli" diye konuştu. Türkiye ziyareti sırasında TBMM'de yaptığı konuşma sırasında milletvekillerinin yarısının salonda bulunmadığının hatırlatılması üzerine de Wulff, herkesin, yaptığı konuşmayı izlememesi için farklı nedenleri olabileceğini, bu konuyu fazla büyütmediğini belirterek, "Ancak dinleyenler konuşmamı çok beğendi" dedi.

"İslamiyetin Almanya'ya ait olduğu" şeklindeki sözlerinden dolayı birçok mektup ve elektronik posta mesajı aldığını ve bunların çoğunun olumlu yönde olduğunu belirten Wulff, Almanya'da yaşayan Müslümanların doğal olarak yasalara uymak zorunda olduğunu ve hangi dinden olursa olsun insanların kadın-erkek eşitliğini kabul etmesi gerektiğini söyledi.

Almanya'da göçmenlerin uyumu konusunda doğal olarak bazı sorunların yaşandığını, bazı İslami kesimlerde bir "maço tutumun" hakim olduğunu ifade eden Wulff, ülkede yaşayan Müslümanlardan aydınlanma yolunda çaba harcanılmasının istenilmesi, ancak 40 yıl öncesine kadar Almanya'da da kadınların çalışmak için erkeklerden izin almış olduğunun unutulmaması gerektiğini kaydetti.

'FARKLILIK ZENGİNLİKTİR'
Wulff ayrıca, tam gün eğitim veren okulların sayısının artırılması, ancak ailelerin de çocuklara eğitim vermesi gerektiğini belirterek, gençler arasında işsizlik ve suç olaylarının da arttığını, buna karşı sadece eğitim ile mücadele edilebileceğini ifade etti. Wulff, "Farklılık büyük bir zenginliktir, ancak ülkemizde ortak sorumluluk üstlenebilmek için ortak yanlarımız çerçevesinde de birleşmemiz lazım" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Wulff ile birlikte panele katılan Selçuk da, her dinde fanatik insanların olabileceğini, ancak Müslüman olmasına rağmen kendisini her zaman Alman toplumunun bir parçası olarak gördüğünü belirterek, ancak okulunu çok iyi bir dereceyle bitirmesine, diş doktoru olmak için öğrenimini sürdürmesine ve toplum için çaba harcamasına rağmen ülkede göçmen olarak görülmekten kurtulamadığını söyledi.

Almanya'da bir "hoşgeldiniz kültürü"nün eksik olduğunu ifade eden Selçuk, bu eksik olduğu sürece göçmenlerin kendi içine kapanacağını ve farklılıklarını korumaya çalışacaklarını kaydetti. Selçuk, bu nedenle böyle bir kültürün geliştirilmesi yerine göçmenleri eleştiren Alman aydınların, pedagogların ya da politikacıların ortaya çıkmasının kendisini çok öfkelendirdiğini sözlerine ekledi.

UYUM SORUNLARI MASAYA YATIRILIYOR
Gelsenkirchen kentindeki bir okulda öğretmenlik yapan, "Döner, Maço ve Göçmenler" adlı kitabın yazarı Durmaz da, okulunda uyum konusunda büyük sorunların yaşandığını, öğrenciler arasındaki kavgalar nedeni ile sıkça polisin okula geldiğini belirterek, Alman toplumunun göçmenleri kabullenme konusunda zorlandığını, öte yandan Müslüman ailelerin de kız çocuklarını yüzmeye göndermediğini ve sıkça tutucu davrandığını söyledi.

Alman toplumunun göçmenleri kabullenme konusunda eksiklikleri olduğunu, bunun yanı sıra ülkede yaşayan göçmenlerin de ülkedeki tüm yasa ve kurallara uyması gerektiğini ifade eden Durmaz, birçok sorunun da göç ya da uyum sorunu olmadığını ve sosyal nedenlerden kaynaklandığını sözlerine ekledi