26 Nisan 2011
Tarihi her yıl dolunayın durumuna göre değişen Paskalya Bayramı bu yıl 24 Nisan'a denk geldi. Ermeni Tehciri'nin başladığı 24 Nisan, Paskalya'nın da buruk kutlanmasına neden oldu. Surp Kevork Kilisesi'ndeki bayram kutlamasına katıldık
Ermenilerin yoğun yaşadığı semtlerden biri Samatya’dayız. Günler öncesinden pastanelerde boyalı yumurtalar, paskalya çörekleri yerini aldı, Yunanistan/Türkiye arası turizm patladı.
Paskalya, inanışa göre Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesinden sonra dirilişinin gerçekleştiği üçüncü gün. Her yıl martla nisan arasında dolunayın durumuna göre değişen tarih, bu yıl 24 Nisan’a denk geldi. Pazar gününe geldiği için İstanbullu Ortadoksların en çok kutladığı bayramın bu tarihle örtüşmesi, tarihin bir cilvesi. 24 Nisan aynı zamanda, yani yas günü. Yasla sevincin birleştiği bugüne tanıklık etmek için Surp Kevork Kilisesi’ndeyiz. 08.00’de başlayan ayin 13.30’a kadar sürecek. Erken saatlerden itibaren genç yaşlı bir sürü insan kiliseye geliyor. Hepsi bayramlık kıyafetlerini giymiş, gençler takım elbiseli. Bugünü diğer paskalyalardan ayıran, burada ortaya çıkıyor. Kıyafetlerde tercih edilen renk siyah. Bizi kilise kapısında karşılayarak mihmandarlık eden Ara Kurtoğlu da buna dikkat çekiyor. Her yıl insanların en sevdikleri kıyafetlerini giydiği Paskalya’da bu yıl kafalar karışmış. Renkler siyahlara, grilere kaçıyor.
Koronun okuduğu dualarla başlayan ayini Sahak Episkopos Maşaliyan yönetiyor. Ortalık günlük kokusuyla kaplı. Normalde, Paskalya’dan sonra o yıl ölen ya da 40’ı gelen birisi varsa, onun da duası okunuyor. 1915’ten beri 24 Nisan’da ölenler için de düzenlenen bir ayin var. Bu yıl ikisi mecburen birleşmiş. Ara formül olarak, bu yilki yas bir ertesi güne ertelenmiş.
“Peki 1915’te Paskalya nasıl geçti?” diye soruyorum. O yıl yaşananların karmaşası, acısı Paskalya’yı unutturmuş. Kimsenin o acılı tarihin Paskalya’sına dair bir anı yok aklında.
Maşaliyan töreni, “Evimizde yangın var, bedenimiz bir yangın yeri… Biz bu yangın içinde hayaller kuruyoruz, oysa yavaş yavaş yangın her yeri sarıyor, öleceğiz. Bizi umuda kavuşturan ölümün son olmadığını bilmek” sözleriyle noktalıyor. Törenin ardından kutsal ekmeklerin dağıtılma sırası.
Çanları bölen korna sesi...
Dışarıda Paskalya yumurtaları, ikonalarla dolu standlar. Standların arasında yumurtalara yüz vermeden geçen çocuklar var. “Neden bir tanesi bile bu güzel yumurtaların önünde durmuyor?” diyorum. Hepsinin evinde varmış, bize güzel gelene onlar alışmış.
Kilisenin çanlarını bir anda korna sesleri bölüyor. Gelin arabası olarak kilisenin önünde durmuş, üzerine bayrak asmış bir kamyon bir süre korna çalarak, çanların seslerini bastırıyor. Bayram 24 Nisan’a denk gelince, cemaat de tedirgin haliyle. Neyin ne olduğunu anlamaya kalmadan, Fatih Belediyesi görevlileri müdahale ediyor. Sadece o kısacık an, 1 dakika bile o tedirginliğin nabzını ölçmeye kafi. Bayramı da, yası da belli etmeden anmaya çalışıyor insanlar. Acıların etkisi geçmeyince, sevincin de dozu ölçülü oluyor…
Gül, Paskalya Bayramı’nı kutladı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Paskalya Bayramı’nın hoşgörü, kardeşlik, karşılıklı sevgi ve saygı hislerinin pekiştirilmesine vesile teşkil etmesini diledi. Gül, yayımladığı mesajla Hıristiyan vatandaşların ve tüm Hıristiyan aleminin Paskalya Bayramı’nı tebrik etti:
“Paskalya Bayramı, her gelenekten Hıristiyan vatandaşlarımızı güçlü dayanışma duygularıyla bir kez daha birleştirmektedir. Esasen, her üç semavi dinin mensupları, bayramlarını Anadolu’da yüzlerce yıldır ortak bir coşkuyla kutlayagelmişlerdir. Bu seneki Paskalya Bayramı’nın da aziz milletimizin en önemli hasletlerini oluşturan hoşgörü, kardeşlik, karşılıklı sevgi ve saygı hislerinin pekiştirilmesine vesile teşkil etmesini diliyorum.