15 Şubat 2011
Vercihan Ziflioğlu “Van’ın Akdamar Adasındaki kiliseden sonra şimdi de Diyarbakır’daki Surp Giragos Ermeni Kilisesi ayine hazırlanıyor. Kilisenin restorasyonu İstanbul Ermenilerinin köprü görevi üstlenmesiyle Türkiye ve diasporayı ilk kez bir araya getirdi. TC. Kültür Bakanlığı ve diaspora kilisenin onarımı için bağışta bulundu. Vakfı Başkanı Ergün Ayık, ‘Bütçe açığımız mevcut maddi manevi her türlü desteğe ihtiyacımız var, bu kilise insanlığın ortak mirası’ dedi.”
Anadolu’daki tarihi bir Ermeni kilisesi daha ayine hazırlanıyor. Van’ın Ahtamar Adası’ndaki Sourp Khac Ermeni Kilisesi’de eylül ayında yapılan ayinin ardından şimdi de doksan beş yıl aradan sonra Diyarbakır’daki Sourp Giragos Kilisesi’nde ayin hazırlıkları için düğmeye basıldı. Ayin yıl sonuna doğru yapılacak açılışa Türkiye’den resmi yetkililerin yanısıra, Ermenistan’dan ve diasporadan üst düzey katılım bekleniyor. 3.5 Milyon Dolarlık bütçeyle gerçekleştirilmeye çalışılan kilise restorasyonu Istanbul Ermenileri’nin köprü görevi üstlenmesiyle Türkiye ve Ermeni diasporasını ilk kez ortak paydada buluşturdu. Istanbul Ermenileri’nin girişimleri sonucunda Diaspora Ermenileri kilisenin restore edilmesi için bağışta bulundu. Kilise restorasyonuna Kültür Bakanlığı’nın 25 bin TL tutarında ödenek vermesi bekleniyor, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesiyse restorasyon masrafının üçte birini karşılayacak. Hurriyet Daily News and Economic Review’a restorasyon sürecini değerlendiren Diyarbakır Sourp Giragos Ermeni Kilisesi Vakfı Başkanı Ergun Ayık bütçe açığı konusunda sıkıntı yaşadıklarını ve kilise restorasyonun gerektiği şekilde tamamlanabilmesi için desteğe ihtiyaçları olduğunu vurguladı. Bu kilise biz Ermenilerin Anadolu’da restore ettiği ilk kilise olacak diyen Ayık, Kültür Bakanlığı’yla kısa süreli bir anlaşmazlık yaşandığını fakat daha sonrasına aşıldığını söyledi ve ekledi: “Restorasyonun hemen öncesinde Bakanlıktan yardım istedik, bakanlık yardım karşılığında tapuyu kendilerine devretmemizi istedi, eğer kabul etseydik Sourp Giragos’da Van’daki örneğinde olduğu gibi müze olarak hizmete açılacaktı.” TC Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın geçtiğimiz aylarda kilise restorasyonunu yerinde incelemek üzere Diyarbakır’a geldiğini söyleyen Ayık şöyle devam etti: “Sayın Günay bakanlık bütçesinden restorasyon için 25 bin TL tutarında bir bütçe sağlanacağını söyledi fakat henüz tarafımıza iletilmedi.”
Diyarbakır’daki tek aile
Sanat tarihi uzmanlarına göre kilise Ortadoğu’nun en büyük kilisesi olarak kabul ediliyor. 3.200 m2′lik alan üzerine yayılan kilise kompleksinde papaz evleri, şapeller ve okul bulunuyor. Kiliseye 1913 yılında Alman ordusu tarafından el konulduğunu ve 1950 yılına kadar karargah olarak kullanıldığını söyleyen Ayık, daha sonra Sümerbank’ın bez deposu olarak kullanıldığını söyledi. Yüksek Mühendis olan Ayık kilisenin mimari özelliklerini de aktardı. Tarihi kilisenin orjinal bir yapı olduğunu söyleyen Ayık şöyle devam etti: “Kiliselerde ancak bir kutsal masa (altar) bulunur oysa Sourp Giragos’ta 7 adet var. Çatısı orjinalinde yörenin toprağıyla kapatılmış, yine öyle olacak. Toprak bitki üremesin diye çatıya dökmeden önce tohumlarından arındırılıyor. Dolayısıyla çatıyı her yıl düzenli olarak havalandırmak gerekecek.”
Geriye tek aile kaldı
Kökenleri Diyarbakırlı olan Ayık, ellili yıllarda tapunun Vakıflar Genel Müdürülüğü tarafından kilise vakfına iade edildiğini ve kilisenin 1980 yılına kadar hizmet vermeyi sürdürdüğünü söyledi. Seksenli yıllarla birlikte Diyarbakır’daki Ermeni Cemaati’nin ancak 5 aileyle sınırlı kaldığını, bugün sadece tek bir ailenin yaşadığını söyleyen Ayık, sözlerine şöyle devam etti: “Vakıflar kanunu nedeniyle Anadoluda’ki vakıflarıda görev alacak olan kişilerin o şehirlerde oturması şartı aranıyordu fakat şehirde cemaat kalmamıştı. Dolayısıyla kilisede cemaatsiz kaldı, definecilerin talanına uğradı.” Anadolu genelinde tarihte bulunan 2000 kilise ve manastırdan geriye sadece Hatay-Vaklıföy, Kayseri ve Diyarbakır kiliselerinin kaldığını söyleyen Ayık şöyle devam etti: “Bu kiliseler sadece bizim değil Türkiye’nin de kültür varlığı hep birlikte sahip çıkmamız gerekiyor.” Dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan diasporalı Ermenilere giderek şahsen yardım istediğini söyleyen Ayık şöyle devam etti: “Cemaati olmayan bir kiliseyi neden onarıyorsunuz, yine müze mi olacak diye soruyorlar, bende onlara bu eserlerin ayakta tutulmasının önemini anlatıyorum, müze olmayacağı konusunda ikna etmeye çalışıyorum.”
Müze de açılacak
Ayık, kiliseye daha şimdiden yurtdışında yaşayan Ermenilerden büyük ilgi olduğunu ve gruplar halinde Diyarbakır’a geldiklerini söyledi. Onarımın tamamlanmasının ardından buraya dünyanın dört bir yanından inanç turizimi gerçekleştirmeyi planlıyoruz diyen Ayık bu kilise yaşayan bir kompleks olacak dedi ve şöyle devam etti: “Şapellerden birinde bir müze kurmayı planlıyoruz müzede Diyarbakırlı Ermenilerin yaşam tarzını sergileyeceğiz. Konseler ve sergiler düzenlenmesine izin verilecek. Böylelikle kilise kendi kendisini finanse edecek.” Bu kiliseyi on sene önce böyle rahatça restore etmemiz mümkün değildi diyen Ayık düşüncelerini şu sözlerle özetledi: “Türk toplumu da Türkiye’de artık değişiyor. İnsanlar artık birlikte yan yana yaşadıkları toplumları tanımak algılamak istiyor.”