07 Şubat 2011
Efsaneye göre, rahibin güzel kızı Tamara ile Gevaşlı çobanın aşkına tanıklık eden Akdamar Adası, kışın da görüntüsüyle ilgi çekiyor.
Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'ndeki Akdamar Adası, kilisesi ve doğal yapısı nedeniyle bölgenin en önemli turizm değerleri arasında yer alıyor. Gevaş ilçesi sınırlarında yer alan, Van'a 45 kilometre uzaklıktaki ada, her mevsim görülmeye değer bir güzellik sunuyor.
Gevaş sahilinden yaklaşık 20 dakika süren tekne yolculuğunun ardından ulaşılan adadaki Ermeni Kralı 1. Gagik tarafından M.S 915-921 yılları arasında dört yapraklı yonca biçimli haç planı şeklinde inşa edilen kilise de inanç turizmi açısından önem taşıyor.
Her mevsim büyüleyici güzelliği ile ilgi çeken Akdamar Adası, Van ve ilçelerinde 2 gün etkili olan kar yağışının ardından yine eşsiz bir görünüm kazandı. Van Gölü'nün şairlere ilham veren mavisiyle birleşen adanın beyaz örtüsü, güzel bir görüntü oluşturdu.
EFSANEYE GÖRE...
Efsaneye göre, adadaki kilisede yaşayan rahibin güzel kızı Tamara'yı gören Gevaşlı çoban aşık olur. Bu aşkı öğrenen ve karşı çıkan rahip ise delikanlıyı adaya gelmemesi konusunda uyarır. Ama aşk, iki kıyı arasında gece olunca fener işaretleriyle devam eder.
Tamara, her gece eline aldığı fenerden yayılan ışıkla yerini belli eder. Feneri gören çoban, tekne ile ancak 20 dakikada ulaşılabilen adaya, her gün yüzerek geçer ve Tamara ile gizlice görüşür. Bir süre sonra durumu fark eden rahip, fırtınalı bir gecede kızını odasına kilitler, kendisi de kıyıda fenerle bekler.
Fener ışığını gören genç, hemen suya dalarak karşıya ulaşmak için yüzmeye başlar. Gencin yüzdüğünü gören rahip, elindeki fenerle sürekli yer değiştirir. Fener ışığını yüzerek takip eden ve bir süre sonra yorgun düşen genç, ne ileri gidebilir ne de geriye dönebilir. O an “Ah Tamara” diye seslenerek, suda boğulur.
O tarihten itibaren ise adaya 'Ahtamara' adı verilir. Adanın ismi bir süre sonra değişikliğe uğrayarak, 'Akdamar' olarak anılmaya başlar.