25 Kasım 2010
Berlin’deki Dersim konferansında konusan gazeteci Hasan Cemal ve Cengiz Çandar, Turkiye’nin geçmisiyle yuzlesmek zorunda oldugunu belirterek, Dersim’in ismini iade edilmesini istediler.
Almanya’nın baskenti Berlin’de devam eden Dêrsim konferansında konusan gazeteci Cengiz Çandar ve Hasan Cemal, yasanan katliamda binlerce kisinin magdur olduklarını belirterek, çözum için Turkiye’nin geçmisiyle yuzlesmek zorunda olduğunu ve bunun için de hakikatler komisyonunun kurulması gerektiğini vurgusunda bulundular.
ÇANDAR: GuNAHIYLA YuZLEsMELİ YOKSA DEMOKRASİ OLMAZ
İlk defa bir Dêrsim konferansa katıldığını belirten Gazeteci Cengiz Çandar, kosusmasını Ermeni katliamıyla basladı. Çandar, Hrant Dink’in yakın arkadası olduğunu belirterek, sunları söyledi: ’Hrant Dtink, katledildi. O katledildikten sonra 1915 yılında yapılanın daha buyuk katliam olduğunu anladık. Hrant ölduruldukten sonra yuzbinlerce kisi cenaze törenine katıldı. Ona sahip çıktı. Herkesimden insanlar vardı orada. İste Dêrsim’i de, bu fon uzerinde konusmamız lazım.
Dêrsim’i Turkiye’nin gundemine Onur Öymen’in o cumlesiyle girdiğini belirten Çandar, ’İyi ki de girmistir. Ne maksatla olursa olsun, seçim maksadıyla da olsa basbakan Recep T. Erdoğan bas basa bağırdı:’ 50 bin insan katledildi.’ Eğer bugun bir basbakan bunu söyluyorsa yeni bir sayfanın açıldığını gösteriyor. Böylece Dêrsim dosyası Turkiye’nin gundemine girdi” dedi.
Dêrsim’de dikilen Seyid Rıza’nın heykeli hakkında da göruslerini açıklayan Çandar, Bu önemli ve gelinen asamayı ve gelismeyi gösteriyor” dedi. CHP’nin lideri referandum sırasında 140 kere konusma yaptığını belirten Çandar, Kurt olmasına rağmen bir tek Kurt sözcuğunu sarf etmemistir. Ama bundan sonra önemli bununla yuzlesmek lazım. Turkiye bundan sonra Dêrsim gerçeğiyle yuzlesmelidir. Gunahlarıyla yuzlesmeli. Yoksa Turkiye demokrasisi konusunda yol alamaz” diye konustu.
ÇANDAR: HAKİKATLAR KOMİSYONU KURULMALI
Cengiz Çandar, soykırım mı, katliamı tartısmaları değerlendirerek, sunları söyledi: ’Turkiye daha Ermeni soykırımı daha kabul etmemisken, Dêrsim’i nasıl kabul edebilir. Bence bunu kaldıramaz. Onun için kavramları daha olgunca kullanmak lazım. Turkiye ile Kurtler birlikte yasayacaklarsa, daha çözumcu politikalar yapmak lazım. İspanya unuttu. Guney Afrika tersini yaptı ve yuzlesmeyi seçti. Hakikatler komisyonunu kurdu. Turkiye’de de bu sorunlar unutulmaz. Onun için yuzlemek zorunda. Onun için hakikatler kurulmalı. Ben Turkiye’de anadili savunan en atesli savunucularından biriyim. Bunun gerektiğini inanıyorum. Ben anadili kendi anadilimin serefini ve namusunu geri almak için savunuyorum. Yoksa baska bir sey için değil. Benim ana dilim dunyada edebiyat ödulunu almıs bir dil. Evrensellesmis. Neden bu anadilin bir baska bir dilin uzerinde baskıcı bir dil olarak algılanmasın. Bence Turkiye her seyden önce Dêrsim ismin iade etmesi lazım.”
HASAN CEMAL: DÊRSİMLİLER MAĞARALARA DOLDURULUP GAZ VERİLDİ
Gazeteci Hasan Cemal ise Turk ordusunun Dêrsimlileri mağaralar koyup ve gaz verdiğini belirterek, fareler gibi katledildiğini söyledi. Cemal, Muhsin Batur, 38 yılında Dêrsim’e özel bir görevli olarak gittiğini 40 gun boyunca okuyuculara özur dilerek anlatamam’ demisti. Aslında bu katliamın trajedisini net bir sekilde anlatıyor” dedi.
Turkiye tarihiyle yuzlesmek zorunda olduğunu söyleyerek sunları kaydetti: ’Biz ne yapıp yapıp, demokrasiyi ve barısı tartısmamız gerekiyor. Ancak o zaman yuzlesebiliriz. Ama acıların esiri olmadan barısı gerçeklestirebiliriz acıların esiri olanlar barısı gerçeklestiremeyiz. Buda kopusları ve sorunları daha da derinlestirir. Dun aksam Muzaffer bey ile (Muzaffer Ayata) konusurken, sunu söyledi:’ Yasadığımız acılar barıs için bir sans getirir.’ Bence bu çok olgunca bir davranıs. Her iki tarafta bunu böyle algılanırsa barısı gerçeklestirebiliriz. Barıs ortamında herkes kendi kulturuyle yasayabilmeli. Bu da gunumuzde Kurt sorununu Turkiye’de silahla bağını koparmalıyız. İlk önce dağdan silah silahların susmasın sağlamalıyız. Ne mayın, ne de operasyon?’ ben bunu sloganlastırdım. Dağdan silah sesleri sustuğunda daha guvenli bir ortamda tartısabiliriz. O zaman Kurtler kendi haklarını kazanırlar. Bunlar demokrasi ve barıs ortamını yayar. O zaman Dêrsim konusuyla da yuzlesilir. Devlet o zaman Dêrsim mağdurlarından da özur dilemesi gundeme gelir. Kaybolmus hakları gundeme gelir.
İstersen, katliam, soykırım veya ne denilecekse denilsin. Ama bana göre soykırım sözcuğu yanlıs anlasılabilir. Çunku daha isin basındayız soykırım denilirse bazı seylerin önune geçilebilir. Bu milliyetçilerin ve statukocuların değirmenine su tasır. Ermeni konusunda da örnekleri var. Ders alınması gerekiyor. Onun için daha sağlam politika izlenmelidir.”
ANF NEWS AGENCY