Azeri-Ermeni gerginliği tırmanıyor! - Haber Arşivi 2001-2011
02 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Սահմի / Օր : Հրանդ / Ժամ : Բաւական

Haber Arşivi 2001-2011 :

08 Kasım 2010  

Azeri-Ermeni gerginliği tırmanıyor! -

Azeri-Ermeni gerginliği tırmanıyor!

Türkiye'nin komşularla sıfır sorun politikasının olumlu sonuçlar vermesine karşın, bölgede Türkiye'yi de yakından ilgilendiren sorunlar, gerginliği tırmandırıyor. Gürcistan ile Rusya arasında yaşanan Osetya gerginliğine benzer bir gerginlik de Karabağ üzerinden Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanıyor. İki taraf da savaşın iyi fikir olduğuna inanıyor.

Bugün 3 milyar doları aşan bir savunma bütçesi bulunan Bakü, kendisini Karabağ için savaşın kötü bir fikir olmadığına inandırma sürecinde.

Çoğu Avrupa hükümeti bütçelerini dengelemek ve borçlarını azaltmak için savunma harcamalarından kısarken, kıtada tam tersini yapan en az iki ülke var. Hem Azerbaycan hem Ermenistan savunma harcamalarını birkaç yıldır gitgide tırmandırdı. Bu iki ülke Dağlık-Karabağ’da donmuş bir çatışmaya kilitlenmiş durumda ve Avrupa’nın diğer ülkelerinin liderleri bu işi ciddiye almaya başlamazsa, bölgede son derece sıcak başka bir savaş çıkabilir.

Dağlık-Karabağ Azerbaycan’a ait bir bölge, ancak 1993’te Ermenistan’la yaptığı savaşın ardından Bakü buranın kontrolünü kaybetti. Dağlık Karabağ’ın dışında, Ermeni ordusu yedi bölgeyi de işgal etmiş durumda. Hidrokarbon rezervleri açısından zengin olan ve şu sıralar Batılı enerji şirketlerinin gözdesi halini alan Azerbaycan, mevcut durumu tahammül edilemez buluyor. Bakü’nün giderek sabrını kaybetmesinin nedeni, ülke içinde bir milyon yerinden edilmiş Azeri ve Minsk Grubu’nun öncülüğündeki bitkin barış girişimi olsa gerek.

AB tepki vermiyor

Eskisine göre daha zengin, kendine güvenen ve 3 milyar doları aşan bir savunma bütçesi bulunan Azerbaycan, şu anda Dağlık Karabağ’ın kurtuluşu için savaşa girmenin pek de kötü bir fikir olmadığına kendisini inandırma sürecinde.

AB’yse Azeri yetkililere ‘savaş meraklısı’ etiketini yapıştırmanın haricinde ne Azerbaycan’ın bu yeni edindiği özgüvene ne bölgede giderek tırmanan gerilime doğru düzgün bir yanıt veriyor. Bunun kökünde AB’nin Güney Kafkaslar’da güvenlik için daha fazla sorumluluk üstlenmeyi reddetmesi yatıyor. Çoğu Avrupa başkenti Güney Kafkas devletleriyle güvenlik işbirlikleri oluşturmaktansa Moskova’yla rahat ve sıcak bir ilişkiyi tercih ediyor.

Sorun yeni değil. 2008’de Brüksel Gürcü Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin uyarılarını dikkate almadı, sonra Rusya Gürcistan’dan ayrılan Abhazya ve Güney Osetya bölgelerinin bağımsızlığını tanıyınca ve iki ülke arasında savaş patlayınca, Avrupa buna yanıt vermek için epey çaba harcadı. (İki yıl geçti, hâlâ uğraşıyoruz.) 2008’deki sorun kısmen Avrupa’nın ihtilaf önleme mekanizmalarının başarısız kalmasından kaynaklanıyordu. Avrupa Saakaşvili’yle güvenlik ve entegrasyon konularında işbirliğini reddetti. Çoğu Avrupalı onu fevri, Amerikan yanlısı bir yardakçı olarak görürken, birçok AB başkenti Gürcistan’la ilişkilerini ilerletmenin Moskova’yla ilişkilerinde büyük bir sorun olacağını düşündü.

Aliyev’in mesajı net

Yine de, Saakaşvili’nin Bükreş’te o yılki NATO zirvesinde Avrupa’ya verdiği mesaj önemliydi: Güney Kafkasya’nın donmuş ihtilafları çözülmediği sürece bölgede istikrar sağlanamayacaktı. Avrupa, kendisinin parçası olan ve kıtayı Hazar petrolüyle doğalgazına bağlayan büyük enerji boru hatlarının geçtiği bir bölgenin güvenlik gerçeklerini tanımak zorundaydı.
Bu konuşmanın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Avrupa Saakaşvili’nin mesajını hâlâ özümseyebilmiş değil. Bugün Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev de Avrupalılara aynı sinyali gönderiyor: Siz bölgede güvenlik konusunda üzerinize düşeni üstlenin ki, biz de kendimizi bu kadar yüksek askeri harcamalar yapmaya mecbur hissetmeyelim. Her ne kadar enerji işbirliği nedeniyle Bakü’yle konuşması gerekse de, Avrupa’nın yaklaşımı Azerilerin gözünde dengeli bir ortaklık seviyesine çıkamadı.

Çatışma AB’yi de etkiler

Gelgelelim hem AB’nin hem kıtadaki diğer ülkelerin iyiliği için bu durumun değişmesi gerekiyor. AB liderleri acilen Güney Kafkaslar’daki güvenlik eğilimlerini ve Azerbaycan’ın uyarısını ciddiye almaya başlamalı. Avrupa’nın doğrudan müdahalesi bölgedeki gerilimi azaltabilir ve Ermenistan ve Azerbaycan’ı yeniden müzakere seviyesine getirebilir. Brüksel başarısız olur ve Kafkaslar’da yeni bir savaş çıkarsa, AB’nin güvenliği ciddi bir tehlike altına girecektir. Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki bir çatışma sadece Avrupa’nın güney enerji koridorunun altını oymakla kalmayıp, AB’nin güneydoğu kıyısını da etkileyerek, üyelerini kaçakçılık ve terör gibi asimetrik tehditlere karşı daha savunmasız bırakır. Bölgede yeni bir savaşın çıkması, Avrupa’nın Rusya’yla ilişkilerini şimdikinden de karmaşık bir hale getirebilir.

Budapeşte zirvesi bir fırsat

Azerbaycan ve Ermenistan’ın her ikisi de AB’nin Doğu Ortaklığı Girişimi’nde yer aldığından, barış sağlamak için gereken kaldıraç Avrupa’nın elinde. Mayısta Budapeşte’de düzenlenecek Doğu Ortaklığı zirvesi, Avrupa’nın her şeyden önce kendi menfaatleri açısından kaçırmaması gereken bir fırsat.

Güney Kafkaslar’da güvenlik sorunu Avrupa için bir hayat memat meselesi. Brüksel’in ihtilafları ciddiye almaktan hangi noktada vazgeçebileceğini sormak, Avrupa’nın sınırlarının nereye kadar uzandığı sorusuyla aynı aslında. Avrupa’nın güvenliğiyle kıtanın istikrarı, aynı madalyonun iki farklı yüzü.





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+