24 Ekim 2010
Ermeni diasporasının, 1915 olaylarının 100. yıldönümüne kadar çeşitli kazanımlar elde etmek için çalışma yürüttüğü öne sürüldü.
İstanbul- Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkanı Süleyman Şensoy, Ermeni diasporasının, 1915 olaylarını 100. yılı kabul ettiği 2015 yılında dünyada belli sonuçlara ulaşmak için çok büyük hazırlıkları bulunduğunu belirterek, ''Bu anlamda Türk diasporasına çok büyük görev düşeceği kanaatindeyim. Çünkü sivil bir diasporaya karşı resmi bir devletin yapabileceği bir şey yok'' dedi.
Şensoy, 1915 olayları konusunda özellikle Türkiye ve Azerbaycan'ın çok sıkıntı çektiğini belirterek, Ermeni diasporasının amacının, sözde soykırımın 100. yılı olan 2015 yılında belli kazanımlar elde etmek olduğunu söyledi. 2015 yılına yaklaşık 4,5-5 yıl kaldığını hatırlatan Şensoy, ''Dolayısıyla 2015 yılında, Ermeni diasporasının 100'üncü yılın sembolize ettiği şeylerden yola çıkarak, dünyada belli neticelere ulaşmak için çok büyük hazırlıkları var. Bu anlamda bizim Türk diasporasına çok büyük görev düşeceği kanaatindeyim. Çünkü sivil bir diasporaya karşı resmi bir devletin yapabileceği bir şey görünürde yok'' diye konuştu.
Türk diasporasının da bu alanda bilinçli bir şekilde örgütlenmesi gerektiğine vurgu yapan Şensoy, ''medeni hukuk içinde, bizim temel kültürel değerlerimiz ve hoşgörümüz içerisinde Ermeni diasporasıyla diyaloglar kurması veya onların olumsuz olarak etkilediği muhataplar nezdinde bu işin telafisini sağlamak yönünde çalışmalar yapması gerektiği kanaatindeyim'' dedi. Şensoy, düzenlenen Dünya Türk Forumu'nun amaçlarından bir tanesinin de 2015 yılının ve Türk diasporasının yapacağı çalışmaların önemine dikkati çekmek ve bu süreçteki kurumsallaşmaya katkıda bulunmak olduğunu vurguladı.
Ermeni diasporasının nasıl ikna edilebileceğine ilişkin de Şensoy, ''Devletten-devlete bir görüşme olmayacağı için sivil olan taraflar her yerde bir araya gelebilirler. Çünkü bu bir 'müzakereler süreci' değil. Yani birlikte yemek yemek, sohbet etmek, belli etkinliklerde bir araya gelmek, paneller, oturumlar, konferanslarda karşılıklı tartışacak olgunluğa ulaşmak gibi birçok etkinlikle beslenebilir bu süreç. Sivil aktörler kendi aralarında sürekli bir araya gelerek bu sürecin zararlarının azaltılması yönünde çalışabilirler'' şeklinde konuştu.
''Bazı şeyler anlatılabilir, çünkü ortak bir geçmişi var"
Ermeni diasporasının oldukça tutucu ve katı bir yapısı bulunduğunun farkında olduğunu belirten Şensoy, şöyle devam etti:
''Ancak fikirleri, kısmen de olsa bu görüşmelerden etkilenerek değişebilir. ''Sonuçta onlar da insan. 'Ermeni diasporası' dediğimiz, bugün dünyaya dağılmış olan insanların büyük çoğunluğu, Osmanlı tebaasıydı. Osmanlı tebaası olarak, çok medeni, müreffeh, güzel bir hayat yaşıyorlardı. Dolayısıyla, diyalogdan hiçbir zarar gelmez. Onlar nezdinde kısmi başarılar elde edilebilir. Bazı şeyler anlatılabilir, çünkü ortak bir geçmiş var, ama daha da önemlisi onların zarar verdiği ya da olumsuz etkilediği muhataplar nezdinde, resmi ya da sivil muhataplar nezdinde tamirler yapılıp, bu işin doğrusu anlatılabilir.
Dolayısıyla hem sivil aktörler arasında hem de onların etkilediği 3. şahıs ve kurumlar nezdinde Türk diasporasına büyük rol düşüyor.''
TASAM Başkanı Şensoy, Türk diasporasının güçlü ve etkin olmadığı eleştirilerine de değinerek, ''Dünyada çok büyük ve çok güçlü bir Türk diasporası var, ama bir kurumsallaşma problemi var. Burada kendi içlerinden kaynaklanan problemler var, çok büyük müteşebbis ruhtan dolayı ortak hareket etme problemi var'' diye konuştu.
''Biz böyle bir insiyatifi aldık"
Türkiye'nin bu alanda bazı görevlerini eksik yapmasından kaynaklanan problemler de bulunduğunu, ama yeni kurulan 'Dış Türkler Başkanlığı' ile bunun bir şekilde telafi edilmeye çalışıldığını anlatan Şensoy, bu kurumun amacının dünya üzerindeki Türk kökenli nüfusun tamamına yönelik çalışmalar yapmak olduğunun altını çizdi. Türk diasporası olarak, artık çok sayıda kurumun bir an önce harekete geçmesinin gerektiğini vurgulayan Süleyman Şensoy, sözlerini şöyle tamamladı:
''Diasporanın bu yönde çalışmaya başlaması gerekiyor. Biz böyle bir inisiyatif aldık, bunu söylüyoruz. Bunu söyleyen çok sayıda kuruma daha ihtiyaç var. TOBB'un 'Dünya Türk İş Konseyi' girişimi var. Bu da bir sivil faaliyettir bana göre. Dolayısıyla benzer faaliyetlerin ve etkileşimlerin artması gerekiyor. Dışişleri Bakanlığımızın bu yönde izlediği politika da kendi kurumsalı içinde olacaktır.''