14 Ekim 2010
Tarihçi Mehmet Saray, Atatürk'ün Ermeni tehciri ile ilgili söylediklerini çeşitli ülkelerin arşivlerinden toplayıp kitap haline getirdi. Kitapta Atatürk, savaşa zorlandıkları için tehcirin gerçekleştiğini söylüyor.
Atatürk Araştırma Merkezi eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Saray’ın gündem yaratacak kitabı ‘Atatürk’ün Konuşma ve Yazışmalarında Ermeni Sorunu’ piyasaya çıktı. Vatan gazetesinden Emre Öztürk’ün haberine göre kitapta Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı öncesinde ve esnasında yaşanan Ermeni mezalimi, sözde Ermeni soykırımı gibi konularda yabancı konuk ve gazetecilere verdiği demeçler ve devlet yetkililerine gönderdiği resmi evraklara yer veriliyor.
Prof. Dr. Saray Genelkurmay arşivi, TBMM arşivi, Başbakanlık Arşivi’nin yanı sıra Atatürk Araştırma Merkezi olarak görev yaptığı dönemde Rusya, Almanya, İngiltere, Fransa, ABD, Yunanistan, Bulgaristan, İran, Pakistan ve Bangladeş’teki Atatürk’le ilgili çoğu resmi belgeyi de Türkiye’ye getirdiğini ifade ediyor. İşte bu belgelerden elde edilerek hazırlanan kitapta Atatürk’ün Ermeni meselesi hakkındaki görüşleri:
“Evlerine dönerlerdi”
“(26.02.1921 tarihinde Atatürk’ü ziyaret eden Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit’ın kendisine Ermenilerin zorunlu göçe tabi tutulmasının gerekçelerini sorması üzerine TBMM Reisi sıfatıyla şu cevabı veriyor) “Rus ordusu 1915’de bize karşı büyük taarruzunu başlattığı sırada o zaman Çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti.
Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında kendimizi daima iki ateş arasında kalmış gibi görüyorduk. İkmal ve yaralı konvoylarımız acımasızca katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu. Bu cinayetleri işleten saflarına eli silah tutan bütün Ermenileri katan çeteler, silah ve cephane ikmallerini, bazı büyük devletlerin daha sulh zamanından itibaren kendilerine kapütilasyonların bahşettiği dokunulmazlıklarından istifade büyük stoklar husule getirmeye Muaffak oldukları Ermeni köylerinde yapıyorlardı.
Bize karşı yapılmış olan iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve bunlardan ekserisi şayet İtilaf Devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasaydı evlerine dönmüş olurlardı. İngiltere’nin sulh zamanında ve harp sahasından uzak olarak İrlanda’ya reva gördüğü muameleye hemen hemen kayıtsız bir şekilde bakan dünya efkarı, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz.”
Rusya’ya “Ermenilerin dönmelerine engel olmayacağız”
Atatürk Ermeni olayları yatışmaya yüz tuttuğunda genel prensiplerini birçok yerde ifade ediyor. Örneğin TBMM Başkanı sıfatıyla Moskova’da dostluk ve saldırmazlık antlaşması yapmak üzere olan Bekir Sami Bey’e gönderdiği 16Ekim 1920 tarihli telgrafında şunları ifade ediyor:
“Madde 1: Van ve Bitlis vilayetlerine dair olarak ilk ve son, yerli ve yabancı inceleyiciler tarafından düzenlenmiş olan istatistiklere göre, Ermeniler, adı geçen vilayetlerde ortanın İslam halkına oranla hiçbir zaman çoğunluk oluşturamamışlardır. Bu sebeple, belli bir toprağın bir azınlığa bırakılmasını istemek, emperyalist bir özel düşünceyle hareket etmekten başka bir şey değildir.
Madde 2: Ankara Milli Hükümeti, Türkiye’den göç etmiş olan Osmanlı Ermenilerinin göçten önce oturdukları yerlere dönmelerine engel olmamayı ve böylece gelecek hakla öteki bölgelerdeki azınlıklara sağlanan hakları bütünüyle vermeyi görevleri kapsamında sayar.”