28 Eylül 2010
Van’daki Akdamar Kilisesi’nde ayin yapılmasından sonra bölgede yaşayan gizli Ermeniler kendilerini açığa çıkarmaya başladı ve kimliklerine “Hristiyan” yazdırmak için sıraya girdi. Bu kişilerin çoğu şimdiye kadar “Müslüman Kürt” olduklarını söylüyordu.
Asıl kimliğini açıklayanlar arasında, Türkiye Ermenileri Patrikliği Genel Vekili Aram Ateşyan’ın ablasının torunları 33 yaşındaki Mesure Kaplan ve 28 yaşındaki Cihan Beskisiz de var.
Mesure Kaplan, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Müslüman komşularımızın, iş arkadaşlarımızın arasında bir Müslüman gibi davrandık. Hatta, davranışlarımızla Müslüman pek çok komşumuzdan daha Müslüman olduğumuzu bile söyleyebilirim. Yoksa aile içinde ve bizim gibi olanlar arasında her zaman Ermeni kimliğimizi korumaya çalıştık” dedi.
Demek ki Müslümana Müslümanlık taslayanlara dikkat etmek gerekiyor!
* * *
Aram Ateşyan da “Türkiye’nin dört bir yanından, Tunceli’den,Trabzon’dan, Kastamonu’dan gençler aile kökenlerini araştırmak için bize geliyor. Ya komşusundan çekiniyor ya da çalışacağı yerden kovulacağından korkuyor. Oysa, ülkemiz demokratikleştikçe, insan hakları kökleştikçe binlercesi dinine geri dönecektir” dedi. Ateşyan, “Korkular ortadan kalktıkça kendi dinine dönenler artacak, Anadolu çok renklenecek, şenlenecek. Birden bire görecekler ki binlerce Ermeni varmış yanlarında, haberleri yokmuş” diye konuştu.
* * *
Biliyorsunuz bizim konu ile ilgili “Gizli Ermeniler” adlı bir kitabımız var. Şu sıralarda Ermeni meselesiyle ilgili kitaplar arasında en çok satanların başında geliyor.
Hırant Dink, öldürülmeden önce bu konuyu araştırıyordu ve Türkiye’deki gizli Ermeniler hakkında “300 bin rakamının abartılı olduğunu düşünmüyorum. Bence daha da fazladır. Diasporaya bunu sıkça söylüyorum. Türkiye’de tek kişinin varlığını bilmek, ruh hâline yardım etmek, yurtdışında alınmış yüzlerce parlamento kararından ehemmiyetlidir” diyordu.
Ardından Türkiye’nin önemli görevlerde bulunmuş bir diplomatı ve bir dönem AB ile ilişkilerin teslim edildiği kişi olan Volkan Vural, Neşe Düzel’e konuşmuş ve “Devlet Ermenilerden özür dilemeli, Ermeni ve Rumlar tekrar eski topraklarına dönsün, tekrar vatandaş olsun” demişti…
Ali Kırca’nın Siyaset Meydanı programında, Korkut Özal, Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı iken kendisine Türkiye’nin adının “Anadolu Cumhuriyeti” olarak değiştirilmesinden söz ettiğini açıklamıştı. Ali Kırca, Korkut Özal’a dönerek, “Turgut Özal bir ara ’Ben de Kürt olabilirim’ dediği için soruyorum. Siz Kürt müsünüz?” diye sormuş, Korkut Özal, karışık bir etnik yapıya sahip Malatya’nın yüzde 40’ının Ermeni olduğunu iddia ederek, annesinin Osmanlı aşiretinden geldiğini, babasının karışık olduğunu söylemişti.
* * *
Demek istediğim şu ki kimliklerini gizlemek zorunda olan insanlar, hangi makama gelirse gelsin içinde yaşadıkları topluma karşı gizli bir isyan halindedir. Kimliğini gizlemek, psikolojik rahatsızlığa yol açar. Yabancı gizli servisler bunların bir kısmını çocukken keşfederek yetiştirir, devletin içinde önemli makamlara getirdikten sonra kendi isteklerini yerine getirmelerini ister. Bunlara istihbarat dilinde “koza” denilir.
Türkiye’nin bir “Gizli Ermeniler” meselesi vardır.
Hırant Dink, bir Ermenistan gezisinde oradaki muhataplarına “Siz 1.5 milyon kişiden bahsediyorsunuz. Oysa aynı dönemde yaklaşık 500 bin Ermeni, din değiştirip Türk olmuştu. Bunları neden dikkate almıyorsunuz?” diye sormuş, muhatabı da “Bu konunun gündeme gelmesi, davamıza zarar verir” cevabını vermişti.
Demek ki şimdi bu politikadan vazgeçtiler.
Bence Türkiye’nin asıl meselesi, devletin içindeki gizli Ermenilerdir.
Peygamber Efendimiz “münafıklığın” alameti üçtür demiş:
1- Konuştuğu zaman yalan söyler.
2- Söz verdiği zaman sözünde durmaz.
3- Bir emanet bırakıldığı zaman o emanete hıyanetlik eder.