15 Eylül 2010
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, uğradığı saldırıda hayatını kaybeden gazeteci Hrant Dink'in ailesinin yaptığı başvuruda Türkiye'yi suçlu buldu. Karar gereği Türkiye, Dink'in yakınlarına mahkeme masrafları da içinde olmak üzere 133 bin Euro ödeyecek. Gerekçeli kararda Yargıtay'a dönük ağır eleştiriler var. Dışişleri Bakanlığı, AİHM'nin kararına itiraz edilmeyeceğini açıkladı.
AİHM, Dink'in ve ailesinin farklı tarihlerde yaptıkları beş ayrı başvuruyu birleştirerek ele aldığı davada ortak bir karar verdi. Dink'in ailesi, yaptığı başvuruda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşama hakkıyla ilgili 2, ifade özgürlüğüyle ilgili 10 ve etkili başvuru hakkıyla ilgili 13. maddesinin Türkiye tarafından ihlal edildiği suçlamasında bulunmuştu. AİHM davayı sonuçlandırdı. Kararda Dink'in 2003-2004 döneminde Agos gazetesince yayımladığı ve Ermeni kökenli Türk vatandaşlarının kimliğine ilişkin görüşlerini dile getirdiği sekiz makalenin sonucunda 'Türk kimliğine hakaret'ten dolayı mahkûm olmasının ardından 2007 yılında öldürüldüğüne dikkat çekildi. Türkiye'deki Dink hakkındaki yargı sürecine ilişkin ayrıntılı bilginin de verildiği kararda suikast olayı ve buna ilişkin tartışmalı soruşturmalara da vurgu yapıldı.
Mahkemenin 30 sayfayı aşan kararında yaptığı ilginç saptamaların bazıları özetle şöyle: "Dink, TCK 301. maddeden suçlu bulunmasıyla aşırı milliyetçi çevrelerin gözünde Türk kökenli tüm insanlara hakaret eden bir kişi olarak gösterildi. Yargıtay'ın, Dink'i suçlu bulan alt mahkemenin kararını onaylamasından sonra aşırı milliyetçi militanların saldırılarına karşı devlet tarafından koruma önlemlerinin alınmaması, Dink'in ifade özgürlüğü hakkının ihlali anlamına geliyor. İfade özgürlüğünün etkin bir biçimde kullanılması, koruma önlemlerini gerektirebilir. Esasen bazı vakalarda devletin, ifade özgürlüğünü, özel kişilerden gelen girişimlere karşı da koruma mecburiyeti var. Tehdit altındaki Dink'in korunmaması, meşru hiçbir amaçla bağlanamaz. İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun en başlıca temellerinden biridir. Yargıtay tarafından yapılan 'Türklük' tanımı, uluslararası anlaşmalar ile tanınan veya tanınmayan, tüm dini, dil veya etnik azınlıkları dışlıyor."
Türk yargıcı Işıl Karakaş'ın da yer aldığı mahkemenin oybirliği ile aldığı karara göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 'yaşam hakkı'na ilişkin 2'nci, 'ifade özgürlüğü'ne ilişkin 10'uncu, 'etkin çare'ye ilişkin 13'üncü maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. Buna karşın AİHM, 'adil yargılanma hakkı'na ilişkin 6'ncı ile 7'nci ve 14'üncü maddelere ilişkin şikâyetlerin incelenmesine gerek olmadığına da karar verdi.
Rakel DİNK: eşime doğum günü hediyesi oldu
Dava kararında ihlallerin olduğunu vurgulayan mahkeme, yüklü bir tazminat da belirledi. Buna göre, Türkiye'yi, manevi tazminat olarak Dink'in eşi ve çocuklarına toplam 100 bin, kardeşi Hosrof Dink'e beş bin olmak üzere 105 bin Euro manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Türkiye buna ek olarak mahkeme masrafları olarak ise toplam 28 bin 595 Euro ödeyecek.
AİHM'nin kararı Dink ailesini mutlu etti. Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, kararın, bugün doğum günü olan eşine bir hediye niteliği taşıdığını söyledi. Eşinin hayattayken en çok canını acıtan şeyin 'ırkçı' yaftanın üzerine yapıştırılmaya çalışılması olduğunu anlatan Dink, "Çünkü o bütün yaşamı boyunca ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etti. AİHM'nin bugünkü kararı, onun haklılığının tescilidir. "Yarın Hrant'ın doğum günü. AİHM'nin oybirliğiyle verdiği bu karar, bir doğum günü hediyesi. Aile olarak mahkeme tarafından uygun görülen manevi tazminatın tamamını bağış olarak 3 kurum arasında paylaştıracağımızı duyurmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Ailenin avukatı Arzu Becerik ise, "AİHM beklediğimiz bir tespit yaptı. Dink'in ifade özgürlüğü ile ilgili mahkum edilmesi önemli bir hak ihlaliydi ve yaşam hakkının ihlaline de yol açtı. Karar Türkiye'deki davayı da etkileyecektir." şeklinde konuştu.
AİHM, ilk kez Ergenekon'a atıf yaptı
Hrant Dink kararı, Ergenekon davası açısından da büyük önem taşıyan bir gelişmeye sahne oldu. AİHM, ilk kez bir kararında Ergenekon'a yer verdi. Gerekçeli kararda, cinayeti işleyen Ogün Samast, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal gibi isimlerin Ergenekon örgütüyle ilişkisini inceleyen davaya değinildi. Strasbourg Mahkemesi, Ergenekon'u ise şu şekilde tanımladı: "Askeri darbeyi kolaylaştırmak amacıyla siyasi rejimin istikrarını sarsmak için terör eylemleri düzenleyen, laikliği ve ulusal çıkarları koruma iddiasındaki gizli bir örgüt" Mahkeme, Dink cinayetinin yaşandığı dönemde gayrimüslimlere yönelik başka saldırılar da olduğunu hatırlatarak, devletin içinde yer alan bir grubun bu saldırılarda ihmalinin olup olmadığının da araştırılmasını istedi.