21 Ağustos 2010
Ermenistan cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 20 Ağustos’ta Gümrü’de Ermeni-Rus dostluğunu sembolize eden, Rus mevkidaşı Dmitri Medvedev’in de hazır bulunduğu ‘Şeref Tepesi’ Anıt Kompleksi’nin açılış töreni esnasında yaptığı konuşmayı aynen sunuyoruz:
«Ekselansları Dmitri Medvedev, saygıdeğer dostlar,
Sizleri burada Rus-Türk savaşlarında şehit düşmüş Rus muhariplerinin anıt kompleksinde selamlamaktan mutluyum. Tam bu alanda, ekseriyeti buradan Güneye doğru, Kafkasya cephesinin en yoğun muharebeleri meydana geldi. Yüz elli beş yıl önce Kafkasya Birlikleri başkomutanı, piyade birlikleri generali Muravyov-Karsky emriyle burada ‘Şeref Tepesi’ bir askeri mezarlık oluşturuldu; burada savaş için hayatlarını feda eden asker ve subaylar son istirahatgahlarını buldular.
Osmanlı İmparatorluğunun boyunduruğu altında yaşayan milletler Rusya desteğiyle özgürlük ve kurtuluş beklemekteydiler. Rus Ordusu’nun onların diyarlarına girişi özgürlük, kader tayini ve bağımsızlık olanağı anlamına gelmekteydi. Tarihi vatanı Osmanlı ve Rus İmparatorlukları sınırlarıyla ayrılan Ermeni halkının, sultanların istibdadından kurtuluş işinde Rus Ordusu’nun desteğini beklemesi rastlantı değildi. Tam da bu zamanlarda diplomasi tarihinin komplike sorunlarından ‘Doğu Sorunu’ ortaya çıktı, bunun yansımaları bugüne kadar Balkanlar ve Kafkaslarda kendini hissettirmektedir.
Rus atasözü ‘Geçmişi hatırlayanın gözü çıksın’ der. Rus büyük yazar Alexander Isayevich Soljenitsin ‘Gulag Takım adaları’ eserinin önsözünde bu atasözünün devamını anmaktadır: ‘Unutanınsa bunun iki katı.’
Tarihi karşıtlıklara, görüş ayrılıklarına sahip olmayan iki komşu yoktur, bunların çokları bugün de çözülmüş değildir. Ancak bu sorunun medeni yanıtı tam anlamıyla işbirliğidir, karşılıklı ticaret ve karşılıklı anlayış yollarının ortak aranmasıdır. Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin iyileşme sürecine teşebbüs ederken işte tam da bu mantıkla hareket ettik. Ancak süreç, Türkiye yönetiminin gerekli siyasi iradeyi göstermemesinden ötürü frenlendi. Biz ne yazık ki Ankara resmi çevrelerinin uluslararası yükümlülüklerini icraya gerçekten hazır olmasını beklemek zorundayız.
Sovyet yıllarında ideolojik sebeplerle kaderine terk edilmiş ‘Şeref Tepesi’ askeri mezarlığının restorasyonu Ermeni-Rus ilişkileri düzeyinde şeref meselesi oldu. Dmitri Anatoliç, ben bugün Size, anıtın açılışına katılımınızdan ötürü şükranlarımı sunmak istiyorum. Özellikle belirtmek bu projeye teşebbüs eden ve gerçekleştirilmesini kendi günlük meselesi Rusya Federasyonu’nun Ermenistan Cumhuriyet büyükelçisi Vyacheslav Kovalenko yanısıra işbirlikleri çerçevesinde anıtın restorasyonuna ilişkin anlaşmanın imzalandığı Ermenistan Cumhuriyeti Şirak ve Rusya Federasyonu Ulyanovsk eyaletleri yönetimlerine teşekkür etmek istiyorum. ‘Şeref Tepesi’ hayri fonuna, mimarlara, heyeltraşlara, inşaatçılara, bu asil işin gerçekleştirilmesine katkıda bulunanlara teşekkür etmek isterim.
Gerçekten, geçmişi hatırlamayanın geleceği olmaz. Burada ‘Şeref Tepesi’nde Rus subayların tarihi olayların acı gelişimi sonucu sınırın öte yakasındaki kentte Kars’ta kalan ve 1919 yılında havaya uçurulan anıtı, tekrar kondu. Biz tarihimize saygı duyuyoruz, son istirahatgahlarını Ermeni topraklarında bulan askerlerin hatırasına saygı duyuyoruz.
İki halkın daimi yakınlaşma tarihi olarak da tanımlanabilecek Ermeni-Rus dostluğu tarihi, kahramanlık, ortak amaç ve ortak galibiyet için özveri örnekleriyle zengindir. Nikola Miravyov, Mikhail Loris-Melikov, Arşak Ter-Ghukasov ve Mikhail Skopelev, Yakov Alkhazov ve Konstantin Komarov’un kahramanlıkları. Tarihimizin bu sayfaları güven ve destek olmaya özgü ruh haliyle oluştu, bunlar Ermenistan ve Rusya ilişkilerini bugün de belirlemekte.
İşte bu yüksek ruh ve tarihi zorlu badirelerle sınanmış dostluk ilişkileri bu tükenmez güç, yiğitlik ve kahramanlığın temelinde yer almış olup, bunlar babalarımız ve atalarımız tarafından Kursk okunu kurtarma, Leningrad kuşatma çemberini yarma, Avrupa ülke ve halklarını kurtarmada gösterildi. Biz Ermenistan ve Karabağ özgürlükçü evlatlarının cesaretlerini muharabe meydanında gösteren öncülerden olmalarından gurur duyuyoruz. Ermenistan halkı tarihin doğru tarafında mücadele ediyordu. Bugünkü etkinliği ben özgürlük ve adaletin zaferi içinomuz omuza mücadele eden tüm askerlere yönelik samimi şükran nişanesi olarak kabul ediyorum.
Bugün Ermeni-Rus ilişkileri, abartmadan, samimi dostluk ve karşılıklı saygı örneğidir. Stratejik ortaklığımız halklarımızın esas menfaatlerine, Ermenistan ve Rusya’ın ilerideki gelişimine, bölgemizde güvenlik ve istikrarın pekişmesiyle uyumluluk göstermektedir. Ermeni-Rus askeri-siyasi, ticari-ekonomik ve insani işbirliği halklarımız ve ülkelerimiz hükümetlerinden aldığı olumlu etmenler sayesinde dinamik ve başarılı gelişmektedir.
Rusya ve Ermenistan müttefiksel karşılıklı işbirliğini biz bölgemiz güvenlik ve istikrarını temininin en önemli ve değiştirilemez unsuru olarak gözlemliyoruz. Biz, münasebetlerdeki böylesi düzeyin tarihi yanısıra gelecek nesillere olduğu gibi, bölge ve dünya halkları önünde sorumluluk öngördüğünün bilincindeyiz. Ermenistan her zaman güvenilir bir müttefik ve partnör olmuştur. Gelecekte de sözümüz ve işimiz arasında uyumsuzluk olmayacaktır.
Ermeni-Rus karşılıklı anlayışının derin ve güçlü tarihinin kökleri vardır. Bunlar sayesindedir ki biz burada anıt kompleksteyiz. Bizim hareket gücümüz anlık hisler veya geçmişin dürtüsü değil, aksine bizim uzun vadeli ulusal çıkarlarımızın bilinci ve bunların takipçi bir şekilde gerçekleştirilmesidir. Bu bize aynı zamanda modern dünyanın, dünyanın birçok sorununa eşdeğer tepkide bulunma olanağı sağlamaktadır. İşte bu anlayışla da biz bugün Ermenistan’da Rus askeri üssünün varlık süresinin uzatılmasına ilişkin protokolü imzaladık ve sorumluluk sahasını genişlettik.
‘Şeref Tepesi’ Ermenistan ve Rus halklarının dostluk sembollerinden biridir. Ben burada ilişkilerimiz tarihi gibi canlı, her zaman taze çiçekler olacağına eminim. Kahramanlarımızı hatırlayarak barış ve yaratıcılık çağrısıyla genç nesle çağrıda bulunmalıyız.
Şehitlere ebediyen layık olunuz».