02 Ağustos 2010
ABD'li Ermeniler, Türkiye’nin ilk kez sanık olduğu, 1915 ve sonrasında el konulan Ermenilerin malları için tazminat davası açtı. Mülk ve paraların nasıl el değiştirdiğini anlatan araştırmacı Onaran "Devlet cari ve esas defterleri açmalı" dedi.
"Köyüm Malatya'nın Hasançelebi köyü. 'Ağanın tarlası' olarak bildiğim tarlanın, 1915'te sürülen Ohannes ailesine ait olduğunu çok sonra öğrendim."
Bu sözlerin sahibi, "Emval- i Metruke Olayı Osmanlı'da ve Cumhuriyette Ermeni ve Rum Mallarının Türkleştirilmesi" kitabının yazarı Nevzat Onaran.
Onaran, Los Angeles'ta yaşayan iki ABD'li Ermeni hukukçunun, 1915 ve sonrasında Ermenilerden alınan mülk, para ve Türkiye'de müzelerde tutulan dini ve tarihi eserler için açtığı tazminat davasını bianet'e değerlendirdi.
"Bu davada farklı olan, Türkiye'nin ilk kez 'sanık' sıfatıyla davaya dahil edilmesi" diyen Onaran, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Ermeni mallarının satışı ve el değiştirmesiyle ilgili tutulan defterlerin mutlaka açılması gerektiğini söyledi.
Satılan malların kaydı tutuldu
Onaran Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Ermeni mallarının hangi kanunlarla el değiştirdiğini ve sürecin nasıl işlediğini anlattı:
*27 Mayıs 1915 tarihli Tehcir Kanunu ile Ermeniler sürgün edildikten sonra onların kalan mallarıyla ilgili, 10 Haziran 1915 tarihli, "Başka yerlere nakledilen Ermeniler'e ait mülk ve arazinin idare şekli hakkında yönetmenlik" çıkarıldı. Esas kanuni düzenleme 26 Eylül 1915'te yapıldı. Bu kanuna Tasfiye Kanunu denir.
*Bu kanunla birlikte "Emvali Metruke İdare Komisyonları" kurularak, sürgün edilen kişilerin mallarını, alacaklarını ve borçlarını tahsil etmek, ödemek ve satmakla yetkilendirildi. Bu komisyon bütün işlemlerini "esas" ve "cari" defterlerine kaydetti. Bu güne kadar bu belgelerin tek satırı ortaya çıkarılmadı; bu defterler bulunursa ne kadar malın el değiştirdiği ortaya çıkar.
*Tasfiye Kanunu İstanbul hükümetince, Ocak 1920'de, bir kararnameyle yürürlükten kaldırıldı; malların yasal faizleriyle birlikte geri verileceği belirtildi. Tabii bu ne kadar işletildi bilmiyoruz.
Cumhuriyet yönetimi tasfiyeye devam etti
*Cumhuriyet yönetimi ise 14 Eylül 1922'de İstanbul hükümetinin kararnamesini ortadan kaldırıp, 15 Nisan 1923'te, Tasfiye Kanunu'na, bazı maddelerinde değişiklik yapan altı madde daha ekledi. Yine Tasfiye Komisyonları kuruldu; Osmanlı dönemindeki gibi malların tasfiyesine devam edildi. Bu komisyon da kayıtları da "esas" ve "cari" defterlere kaydedildi.
*Satılan malların ne kadar tuttuğu koca bir soru işareti. Şu kadarını biliyoruz: 1928'de sürülen kişilerin adına Maliye'de "emanet hesabı"nda tutulan paraların bütçeye aktarılması yönünde kanuni düzenleme yapıldı ve ilk olarak 1928 bütçesine 300 bin lira aktarıldı. Kaba bir hesapla bu, günümüz parasıyla 300 milyon lira ediyor.
Onaran, Ermeni mallarına el koyma işleminin İttihat ve Terekki'den Ahmet Rıza'nın gayretiyle tartışmaya açıldığını anlatarak, "Aralık 1915'te Meclis'te yapılan tartışmada Ahmet Rıza, Tasfiye Kanunu'nun Kanuni Esasi'nin 21 maddesine aykırı olduğunu söyler ve İttihat Terakki üyelerine 'siz bunların mallarını gasp edemezsiniz' der. Bu konuşma da Meclis kayıtlarında vardır" dedi