02 Ağustos 2010
ABD’deki Ermeniler’in 1915 olaylarında mülklerine el konulduğunu ileri sürerek Türkiye aleyhine tazminat davası açması ‘şov’ olarak değerlendirildi
Türkiye aleyhine 1915’teki olaylara ilişkin taşınır ve taşınmaz malların tazminine yönelik Los Angeles’ta, Garbis Davouyan ve Hrayr Turabian adlı iki Amerikalı Ermeni hukukçu Merkez ve Zıraat Bankası’na dava açtı. Avukat Mark Geragos, 1915 olaylarına ilişkin davada ilk kez Türkiye’nin doğrudan sanık olarak geçtiğini ve davada yer alan tüm avukatların, 1915 olaylarında hayatını kaybeden ya da bu olaylardan kaçanların yakınları olduğunu belirterek “Bu bizim için davaya ayrı bir acı anlam katıyor” dedi. Uluslararası hukuk uzmanları ise konuyu şu şekilde değerlendirdi:
Uluslararası Hukuk Uzmanı Doç. İbrahim Kaya: Dava şov amaçlı. Asıl amaç da sözde soykırımın 2015’teki 100. yılına kadar davayı dünya kamuoyunun gündemide tutmak. Bir devlet kendi iç mahkemelerinde başka devleti yargılayamaz. Zıraat ve Merkez Bankaları da devlete ait olduğu için devlete açılmış olur. Mahkemede dava reddedilince, üst ve federal mahkemeye gidecekler. Kazansalar bile Merkez ve Zıraat Bankaları’nın ABD’deki varlıklarına el konulamaz. Federal temiz mahkemesi, ABD hükümeti soykırım tanımadığı için, soykırım nedeniyle dava açılmaz hükmüne varmıştı.
Ankara Üniversitesi Uluslararası Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı: Bir devlet uluslararası mahkeme önünde bir başka devlete dava açamaz. Çünkü devletlerin bu anlamada dokunulmazlıkları vardır. Türkiye zaten dokunulmazlığından ötürü bu davaya gitmez, mahkemede davanın düşmesine karar verir. Merkez Bankası ve Ziraat Bankası devlet adına çalışan, devlet adına faiz belirleyen kurumlar. Bu nedenle Amerikan mahkemesinin bunu değerlendirmesi ve ilk süreçte zaten bu nedenlerle davayı düşürmesi gerekir.
Uluslararası İlişkiler ve AB Uzmanı Can Baydarol: Mahkemede bu konuyla ilgili hangi kararı alırlarsa alsınlar Türkiye bunu kabul etmeyeceği için, tazminat ödemesi söz konusu olmayacak. Türkiye mahkemeleri Türkiye yargısı dışında başka bir yargının aldığı kararı kabul etmez. Uluslararası hukukta esas aldığımız şey Lozan Antlaşması’dır. Bu nedenle Lozan’dan önceye ait yaşananları kabul etmemiz mümkün değil. Açılan dava sözde soykırım iddialarını 100. yılı olan 2015’te tekrar gündeme getirmek