Anonim : Papa`nın Gizli İstanbul Anıları
29 Aralık 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Քաղոց / Օր : Վարագ / Ժամ : Հոթապեալ

Anonim : Papa`nın Gizli İstanbul Anıları

Anonim

Anonim Tüm yazılarını göster..

12 Kasım 2011  

Papa`nın Gizli İstanbul Anıları

Bir Papa`nin gözüyle Cumhuriyet`in ilk yillari

Papa Angelo Giuseppe Roncalli Türk dostu olarak taniniyor. 1935-1945 yillari arasinda Türkiye`de yasayan Roncalli`nin günlükleri ilk defa gün isigina çikti. Aktüel Pazar Hiristiyanligin Türklestirilmesini de savunan Papa`nin bu izlenimlerini Türkiye`de ilk kez yayinliyor
Papa Angelo Giuseppe Roncalli yillar önce Vatikan`in temsilcisi olarak Türkiye ve Yunanistanda uzun yillar kaldi. Ve bu döneme ait izlenimlerini düzenli olarak günlüklere geçirdi. Italya`da 2 cilt halinde yayina hazirlanan bu günlüklerde Papa Türkiye`de geçirdigi her gün için bir sayfa yazdi. Anilari 3 bin sayfayi geçen Roncalli Osmanli Imparatorlugu`nun çöküsünün ardindan laik cumhuriyetin yükselisini bir din adami olarak izledi. Bir yandan Katoliklerin imtiyazlarini kaybetmemeleri için çaba sarfeden Roncalli diger yandan da yeni kurulan laik devletle iyi bir diyalog olusturmak için müthis bir çaba kaydetti. Katolik ayinlerinin sonunda "Tanri`ya mübarek olsun" ifadesini ilk kez Türkçe olarak kullandi. O yillarda Türkiye`de Vatikan`i temsil eden Monsignor Roncalli, farkli din çevrelerinin laiklesmeden duydugu rahatsizliga ragmen Türk ulusunun "ilerleme tutkusunu" hayranlikla karsilamis ve izlemis.

UYGARLIK GEÇISI
Türkiye`de geçirdigi 10 yil boyunca hem Türkiye`deki hem de Yunanistan`daki Katoliklerin basi olan Roncalli her firsatta Türkiye`de kendini daha rahat hissettigini yaziyor. Roncalli`ye göre Akdeniz`in dogu kiyisinda geçirdigi bu yillar gerçek bir "Uygarlik geçisini" temsil ediyor. Roncalli bunu "Bir sosyal dogus" olarak adlandiriyor. Ayni topraklarda farkli din ve etnik kökenlerden insanlarin oturmasina izin veren Osmanli düzeninin, 19. yüzyilda Bati`dan gelen milliyetçi ideolojilerin baskisi karsisinda çözülmesiyle birlikte Balkanlar ve Akdeniz`de dinler arasi dokunun parçalanmaya basladigini gözlemleyen Roncalli, din adami kimligine ragmen laik Türk devletinin siyaset ve din alanlarinda yeni bir eksen olusturan anlayisina sempati ile bakiyor.

YENI BIR DEVLET
Katolik Kilisesi de ayni günlerde temsilcisi Roncalli araciligi ile bu yeni devletle yeni bir iliski biçimi olusturmaya çalisiyor. Nitekim bunun etkileri daha sonra da görülüyor. Monsignor Roncalli 1958 yilinda Papa olduktan sonra Türkiye ile Vatikan arasinda gerçek anlamda diplomatik iliskiler kuruluyor. 1935 yilinin ocak ayinda Türkiye`ye gelen Roncalli, Atatürk hükümeti tarafindan gerçeklestirilen ve ileri bir asamada olan devletin laiklestirilme sürecini ilgiyle izliyor. Roncalli tarikatlarin kapatilmasini, dini kurumlarin ve mal varliklarinin "Agir bir biçimde vergilendirilmesini", Arap harflerinin kaldirilmasini, haftalik dinlenme gününün cuma`dan pazar`a alinmasini, ve kilik kiyafetle ilgili yasalari yorumlarken günlüklerinde bu kararlardan Türkiye`nin ilerleme ve çagdas medeniyete biran önce ulasma isteginin görüldügü anlatiyor. Baslangiçta köklü degisiklikler yasamakta olan Türkiye`ye gelmekten pek memnun olmadigini ifade eden ve bunu arkadaslarina da "Muhtesem bir geçmisin cenaze törenini yapmaya geldigim izlenimindeyim" sözleriyle ifade eden Roncalli, bu düsüncesini kisa zamanda degistiriyor. Roncalli Türkiye`yi ve Türkleri daha iyi tanidikça "Burada yeni bir dünya var" "Türkiye çok ilginç bir yer" gibi ifadeler kullaniyor.

YUNANLILAR HEP ÇOCUK
Türkiye`de devletin laiklesmesini ayni yillarda Yunanistan da Yunan milliyetçiliginin Ortodoks Kilisesi ile yakin isbirligini izleyen Roncalli sik sik kendini Türkiye`de daha rahat hissettigini dile getiriyor ve günlügüne "Greci sempre pueri sunt" yani "Yunanlilar hep çocuk" sözlerini kaydediyor. Roncalli, o yillarda Hiristiyan bir din adami olmasina ragmen Yunanistan`a girmekte güçlük çekiyor. Uzun süre Vatikan`in temsilciligini yaparken Yunanistan`a diplomatik vize ile degil, turistik vize ile giriyor. Vatikan`in temsilcisi ve insan olarak Istanbul`da rahat bir yasam sürdügünü vurgulayan Roncalli din adami görevlerini de Türkiye`de daha kolaylikla yerine getirdigini anlatiyor. Hatta yaptigi bir kiyaslamada "Burada, Bulgaristan`da yapabilecegimden çok fazla pastoral görevlerimi yerine getirebilirim, bu bana huzur veriyor" diyor.

BÖLÜNMEDEN KORKUYOR
Türkiye`de o yillarda yarisi Istanbul`da olmak üzere 30 bin Katolik yasiyor. Latin, Ermeni, Yunan- Bizans gibi ritüelleriyle birbirinden ayrilan Katoliklerde Latinlerin özel bir biçimde korundugunu da belirtiyor. Roncalli, "Katolik uluslar" tarafindan korunan Levantenlerin Türklerden uzak yasadiklarina ve hatta Türkçe`yi dogru dürüst ögrenmediklerine dikkat çekiyor. Roncalli Katolik toplulugu içindeki ulusal bölünmelerden, Türk ya da Yunan hükümetlerinin olasi engellemelerine kiyasla daha fazla korktugunu yaziyor. Roncalli Türkiye`de kaldigi 10 yil boyunca Katolik toplulugunun problemleri ile ugrasirken "Türkiye`nin yasalarina saygi", "Dini özgürlüklerin olabildigince saglanmasi", "Kiliseye bagliliklarini sürdürmek" gibi öncelikler kaydediyor. Roncalli ilk Hiristiyanligin gelistigi bu topraklarda Katolik dünyasi ve laik Türk devleti arasinda iyi bir diyalog kurulmasina özen gösteriyor. Istanbul`daki yasami boyunca bir kasaba rahibi gibi çalisan Monsenyör Roncali, bir kadin dernegi olan "Istanbul Katolik Aksiyonu"nun çalismalarini desteklerken, sadece Istanbul`da degil, Bursa, Adana, Izmir`de de hastaneleri, ibadet yerlerini ziyaret etmeyi ihmal etmiyor. Papa Roncalli zaman zaman laik dernekleri desteklese de bu tavri çevresindeki diger din adamlari tarafindan pek hos karsilanmiyor. Roncalli Anadolu`daki küçük Katolik topluluklarina yaptigi ziyaretlerden sonra ise "Türkiye`de iki yüzyil öncesine göre çok daha fazla Katolik var. Burada Hiristiyanlik bitmiyor, basliyor..." sözlerini yaziyor. Roncalli Türkiye`deki Katolik toplulugunun arasindaki ulusal bölünmelerden sikayet ederken, Incil`in tek bir milletin olmadigi sözünü neredeyse bir slogan haline getirir.

DIPLOMAT GIBI
Kendisinden önceki Vatikan Büyükelçisi`nin kibirli davranislarinin biraktigi izlenimleri silmek isteyen Roncalli öncelikle Istanbul Valiligine akredite oldu ve hiçbir imtiyaz talebinde bulunmadi. Vatikan Devleti ile o yillarda diplomatik iliskiler büyükelçilik seviyesinde degildi. Roncalli, Vatikan diplomasisinin bagimsizligini vurgularken Italyan oldugunu unutturmaya çalisti. Istanbul`da, Izmir`de Italyan Katoliklerinin milliyetçi tavirlarini soguk karsiladi. Din adami olarak alçakgönüllü, mütevazi bir profil çizmeyi tercih ediyordu. Türkiye`de Kiyafet Kanunun yürürlüge girdigi 13 Haziran 1935 günü Istanbul`un Latin ruhban sinifi ile birlikte sivil kiyafetlerle Saint Antoin Kilisesine dogru bir yürüyüs yapti ve burada grup fotograflari çekildikten sonra da valiyi ziyaret etti. Roncalli, dini kiyafetlerin kamu yerlerinde yasaklanmasina tepki duyan diger Katolik din adamlarini elestiriyor ve Türkiye`nin yasalarina uymaya davet ediyordu. Roncalli için Istanbul biricikligini her zaman korur. Ayni zamanda bir tarihçi olan Roncalli, adim adim gezdigi Istanbul`un kozmopolit havasini solur. Sehrin oryantal cazibesine kapilir. Istanbul`dan sonra savas sonrasi Paris`e giden Angelo Roncalli 1958 yilinda Papa VII Pius`un ölümü üzerine 77 yasinda iken XXIII. John olarak Papa seçildi ve 3 Haziran 1963 günü ölülümüne kadar bu görevini sürdürdü.

Roncalli, Incil`in tek bir millete ait olmadigini israrla savundu
Vatikan`in temsilcisi Angello Roncalli bir din adami olarak sadece Katoliklerle degil herkesle yakin iliski kuruyordu

+