Anonim : Anadoluhisarı
23 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ծմակ / Ժամ : Շաւաղօտ

Anonim : Anadoluhisarı

Anonim

Anonim Tüm yazılarını göster..

12 Kasım 2011  

Anadoluhisarı

Anadoluhisari, adini 14. yüzyil sonlarinda I. Beyazid tarafindan yaptirilmis olan hisardan alir. Fatih gibi Bayezid de Istanbul`u almayi tasarliyordu. Ne var ki, bu büyük sefere girismeden önce doguya dönüp Timurlenk`i durdurmasi gerekti. Iki ordu arasinda yapilan Ankara Meydan Savasi Osmanlilarin bozgunuyla sonuçlandi. Bu savasta Bayezid`in kendisi de Timur`a tutsak düstü. (Marlowe`un Tamburlaine adindaki tragedyasi bu konuyu isler.) Bu savastan sonra devletin toparlanabilmesi için aradan uzun bir süre geçmesi gerekti.
Kalenin kendisine Güzelce Hisar da denir. Hisar oldukça küçüktür, bir kesimi zamanla yok olup gitmistir. Ancak, küçüklügünden ötürü daha az askeri nitelik tasimis, ürkütücü olmamistir. Hisarin çevresi alçakgönüllü, sevimli evlerle kusatilmistir. Hemen ötesinde Göksu Deresi denize açilir. Göksu ve daha güneydeki Küçüksu Avrupalilarca "Asya`nin Tali Sulari" diye bilinir. Derenin her iki yakasi boyunca ahsap evler siralanirdi. Bu iki dere gece eglenceleri için nedense Bogaziçi`nin baska pek çok uygun yerinden daha çok yeglenirdi. Zamanin "yüksek sosyetesi", yanlarinda çalgicilarla zarif kayiklara biner, sarkilar söyleyerek ya da dinleyerek, mehtabi seyrederek, kiyi boyu kürek çeke çeke dolasirlardi. Erkeklerle kadilar yine ayri ayri kayiklardaydi, ama asikane göz süzmeler, biyik burmalar girla giderdi. Son derece ince bir isaret dili vardi; yüzyillardir gelistirilmis olan bu dilde her jestin , her durusun, her mendil tutusun ayri, özel bir anlami vardi.

Iki derenin arasinda kalan genis çayir da piknik yapmak için sevilen bir yerdi. Piknikler gündüzün yapilirdi, ama etkinlikler asagi yukari gecekinin ayniydi. Insanlar buraya sikliklarini , zarafetlerini sergileyerek faytonlarla gelirlerdi. Yanlarina sepet sepet yiyecek ve malum çalgicilari alirlardi. Zamanla peçeler gitgide saydamlasti ve güzelligi gizleyecegine, bastan çikarici bir biçimde büsbütün ortaya çikarmaya basladi. Abdülmecit mimarbasisi Nikogos Balyan`a burada bir saray yapmasini emretmisti. Küçüksu Kasri eklektik görkemiyle hala orada, kiyida duruyor. Yanibasinda da ayni tarzda yapilmis bir çesme var.

Bütün bunlar eskidendi. Bogaziçi`nde ilk köprü yapilirken, betonu buradan, bu çayirda hazirlanmisti. Böylece, ancak iki yüz yilda olusan Küçüksu Çayiri yok olup gitti. her türlü kirlenmeyle, derelerin duru suyu bulandi, kirlendi. Göksu`nun bitiminde eskiden içinde yasli çinarlar bulunan güzel bir çayhane ve lokanta mekani vardi. Ama su kiyisindaki, üç gövdesi de ayni kökten sürmüs olan, "Üçkizkardes" (biri zamanla yok olmus herhalde, çünkü "Dört Kardesler" de deniyor bu agaçlara) adiyla anilan çinar en güzeliydi. Bütün bunlar bir bakima hala oradaysa da, artik o kadar baska seyler de orada ki, bunlari fark etmek zorlasti. Kiyidan bir kaç kilometre içeride, çirkin apartmanlardan olusmus koskoca, bambaska bir orman insa ediliyor simdi. Böyle bir yapilasma, simdiye kadar Bogaz`da islenmis tekil cinayetlere karsilik, belki de bir çesit jenosit olarak nitelenmeli.
Göksu`dan çikarilan kil iyi kaliteydi ve çevredeki birlaç çömlekçi gibi, kentten gelen seramikçiler de bu kili bol bol kullanirlardi.


MURAT BELGE
Istanbul Gezi Rehberi / Tarih Vakfi Yurt Yayinlari / S: 287-288

+