08 Nisan 2016
Bizim güzel Ermenilerimiz
HRANT Dink’in cenazesindeki "Hepimiz Ermeni’yiz" pankartı ve sloganı bazı çevreler tarafından "hıyanet" olarak görüldü.
Açılan bir pankartla, atılan bir sloganla "Türklüğümüzü kaybediyoruz" vehmine kapılıverdik!..
Bizim Türklüğümüz ne zamandan beri "pamuk ipliğine" bağlı algılanır oldu.
Ve, biz ne zamandan beri "kendimize benzemeyene", "bizden olmayana" karşı hoşgörümüzü kaybettik?
Ne oldu bize?
"Hıyanet" gibi ağır bir sözcüğü kullananların, Türk tiyatrosu deyince gururla adını andığımız Naşid Özcan’a ve çocukları Adile Naşit-Selim Naşit’e bir özür borcu yok mu?
Peki ya "diğerlerine"?
Siyah-beyaz filmlerin "Horoz Nuri’si" Vahi Öz’ü; Türk sinemasının sevimli, iyiliksever tonton amcası Nubar Terziyan’ı; Yeşilçam’ın en sıcak bakan garsonu/hizmetçisi Sami Hazinses’i; bir dönemin jönü Turgut Özatay’ı; güldüren, kantolarıyla herkesi eğlendiren Toto Karaca’yı; bizim hayatımızdan kim çıkarabilir?
Kırkor Cezveciyan yani Kenan Pars’sız Türk sineması düşünülebilir mi?
MÜZİK KARDEŞLİĞİ
Bu topraklarda kardeşlik lafta değildir; kardeşlik notalara dizilmiştir.
"Sen Ağlama", "Haydi Gel Benimle Ol", "Kavaklar" gibi onlarca şarkımızın bestecisi Onno Tunç bizden değil midir şimdi?
Sezen Aksu bizden, Onno Tunç "onlardan" öyle mi?
Şebnem Ferah bizden, Karin Karakaşlı "onlardan"?
Peki Garo Mafyan? O da mı "onlardan"?
Bu topraklara bunu yapmayın lütfen.
Sünnetli Rober Hatemo, neşeli Hayko ve sivri dilli Arto bizim evladımız değil mi?
Silviya N. Bursalıoğlu (Asu Maralman), Mine Koşan bizim bacımız değil mi?
Kıpırdamadan saatlerce duran manken-şair Vahe Kılıçarslan popüler kültürel hayatımızın rengi değil mi?
"Onlarsız" öksüz kalmaz mıyız?..
MHP VE TKP’Lİ ERMENİLER
Geçmişte çok hata yapmadık mı; hani Názım Hikmet vatan hainiydi.
Rahmetli Alparslan Türkeş, MHP kongresinde Názım Hikmet’in şiirini okuyarak büyük ozana hakkını teslim etmedi mi? Kim bugün Alparslan Türkeş’i "hıyanetle" suçlayabilir?
Levon Panos Dabağyan adını duydunuz mu?
İstanbulludur, yazardır. CKMP ve MHP’lidir; 1969 senato seçimlerinde aday olmuştur. Türkeş’in isteğiyle yıllarca Ortadoğu Gazetesi’nde makale yazmıştır.
"Hıyanet" sözcüğünü kullananlar; yıllarca Ermeni diasporasının tepkisini alan, "AB, Türk düşmanı Ermeni yetiştiriyor" diyen Dabağyan’a ayıp etmiyor mu?
Sadece MHP’lisi değil, TKP’li Vartan-Jak İhmalyan kardeşler de bizimdir.
İyisiyle kötüsüyle "onlar" bizimdir; ilk hayali ihracatçımız eski DP Milletvekili Mıgırdiç Şellefyan bile bizimdir!
Bu ağır sözü kullananlar, ASALA terörünü kınamak için 1982’de Taksim’de kendini yakan Ermeni Artin Penik’e özür borçludur...
"Hıyanet" öyle mi?
Tarihimiz, dilimiz yok olmasın diye yıllarca didinen Prof. Pars Tuğlacı’nın yüzüne nasıl bakacağız şimdi?
Yarım asırdır "Kulis" adlı tiyatro dergisini çıkaran 97 yaşındaki tiyatrocu Agop Ayvaz’a bu ağır mı ağır lafı nasıl açıklayacağız?..
Faili meçhul cinayete kurban giden Kirikor Zohrap’tan Mıgırdiç Magrasyon’a uzanan edebiyatçılar Anadolu’yu, bizim hikáyemizi anlatmadılar mı, yazmadılar mı?
Yapmayın, "onlar" biziz; biz ise onlar...
DEMİR YUMRUK
Sevgili çocuklar, arkadaşlar, maçlarda "Ermeni değiliz" diye pankart açıyorsunuz!
Peki, kendi paralarıyla 1912 Stockholm Olimpiyatlarına giden ve ay yıldızlı bayrağımızı uluslararası turnuvada ilk dalgalandıran Vahram Papazyan ve Mıgırdiç Mıgıryan adını hiç duydunuz mu?
Ya milli olan diğer "bizim" sporcularımız; Harutyan Artan, Zareh Kalpakcıyan, Hagop Yavruyan, Varujan Köseoğlu, Vahriç Melkonyan, Sarkis Güllap’ı kim unutabilir?
"Onlarsız" Türk spor tarihi yazılabilir mi?
"Demir yumruk" Garbis Zakaryan boksta ilk İstiklal Marşı’mızı çaldıran, bayrağımızı göndere çektiren sporcumuzdu.
Zakaryan, aynı zamanda Cemal Kamacı gibi ilk Balkan Şampiyonumuzu yetiştirdi. Garbis Zakaryan ile Cemal Kamacı, birbirlerini "öteki" olarak mı gördü?
MİMARİ GURURUMUZ
Osmanlı mimarlığından -yedi kuşak hizmet vermiş- Balyan Ailesi’ni çıkarabilir miyiz? Bırakalım Balyanlar’ın yaptığı Çırağan Sarayı, Dolmabahçe Sarayı gibi onlarca (Kuleli Askeri Mektebi, Selimiye Kışlası, Gümüşsuyu Askeri Hastanesi, Malta Köşkü vb.) övünç duyduğumuz tarihi yapıtı; Bezmiálem Valide Sultan Camii, Ortaköy Camii, Hamidiye Camii, Pertevniyal Valide Sultan Camii gibi İstanbul’un en güzel camilerini yapan Balyan Ailesi değil midir?
Camiler bizim ise her tuğlasında, kirecinde, çimentosunda emeği olan Balyanlar da bizimdir. Aksi düşünülebilir mi?
En güzel cami fotoğraflarını Ara Güler çekmedi mi?
Fotoğraflarını çektiği Picasso’ya, Salvador Dali’ye sorsaydınız keşke; Ara Güler’i kim olarak biliyorlardı?
Ben söyleyeyim, "bizden" biri!..
Peki, Osmanlı’dan Türkiye’ye uzanan fotoğrafçılığımızın kurucuları Kevork ve Viçen "Abdullah Biraderler"i kim bizden saymaz?..
Sadece fotoğraf mı? Resim tarihimizden Manas Ailesi’ni çıkarabilir miyiz?
Batı tarzında ilk Osmanlı tiyatrosunun kurucusu Agop Vartovyan’ı (Güllü Agop); ilk opera topluluğunu kuran, ilk Türk opereti "Arif’in Hilesi"ni besteleyen -Doğu’nun Verdi’si denen- Dikran Çuhacıyan’ı minnetle/övgüyle anmıyor muyuz?
Bugün Devlet Opera Balesi’nin sahnelediği Carmen’in başrol oyuncusu Aylin Ateş’le gurur duymuyor muyuz? Çuhacıyan’dan Aylin Ateş’e uzanan bu tarihsel miras bizim değil midir?
Atatürk’ün dans öğretmeni de Ermeni’ydi
Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal, dans öğretmeni Prof. Ardeş Panosyan’ı; diş doktoru Sürenyan’ı "onlardan" mı saydı sanıyorsunuz? Çok yanılırsınız...
Sultan Abdulaziz’in davetlisi olarak İstanbul’a gelen ressam Rus Ermenisi İvan Konstantinoviç Ayvazovski’yi bizden biri olarak bağrımıza basmadık mı?
Misafir Ayvazovski’yi bile bağrına basan Anadolu, kendi evlatlarını "onlar" diye nasıl görür?
Yıldız Porselen Fabrikası’nın ilk baş desinatörü Garabed (Şarll) Atamyan’ın "Bende-i Atam" imzalı porselenler, en değerli hazinelerimiz arasında değil midir?
Ne zaman "onlar" oldu bizim sevdiklerimiz?..
Hz. Muhammed’den, Fatih Sultan Mehmed’den öğrendiğimiz hoşgörüyü ne zaman kaybettik biz?..
Ve biz "hıyanet" gibi ağır sözleri ne kadar kolay telaffuz etmeye başladık...
Soner Yalçın