Anonim : Kiğı’da Doğdular, Titanik’ te Boğuldular !!!
23 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ծմակ / Ժամ : Կամաւօտ

Anonim : Kiğı’da Doğdular, Titanik’ te Boğuldular !!!

Anonim

Anonim Tüm yazılarını göster..

15 Kasım 2011  

Kiğı’da Doğdular, Titanik’ te Boğuldular !!!

1912 Nisanında yaşanmış gerçek ve trajik bir göç hikayesidir.

Vilayeti Erzurum Keğhi sancağı :
Kiğı’da, müslüman,Kürt ve Türkler’in yanı sıra büyük ölçüde Hrıstiyan Ermenilerin de yaşadığı önemli bir yerleşim merkeziydi… Kiğı o dönemde büyüklü ve küçüklü toplam 363 köyün bağlı olduğu büyük bir kazaydı. 51 köyünde toplam 60 bin insanın yaşadığı Kiğı’da 20 bin Ermeni yurtaşımız yaşıyordu.

1880′ li yıllarda özellikle,Orta Avrupa’yı kasıp kavuran ekonomik buhran,özellikle Avrupa ve Ortadoğudan göç hareketlerine sebep olmuş,Kuzey Amerika (Kanada ve ABD )’ne sanayi işçisi olarak çalışmak üzere,göçmen işçi olarak,binlerce insan bin bir yolu deneyerek yollara düştüler.Kiğı’dan,Harput’tan,Muşt’an,Van’dan, Sivas’tan,Erzincan’dan yani tüm bölgeden grup grup insanlar yollara düşüp,bir hafta yaya yürüyerek Trabzon limanına varıp,İstanbul’a gidecek gemiyi beklediler.Deniz yoluyla İstanbul’a ,oradan da gemiyle Fransa Marsilya’ya vardılar.Marsilya Anadolu’dan göç eden göçmen işçiler için önemli bir liman durumundadır.Çünkü Amerika yolculuğu için ,yolculuk planlarının,hemşeri ya da bir yakın bulma ,iş ayarlama organizasyonlarının ilk ayağı Marsilyadır. Avrupadan Amerikaya göç hareketinin en yoğun yaşandığı yer de yine Marsilyadır. Bu yüzden Anadoludan gelenler için,Marsilya adeta bir konaklama merkezi olmuştur.

Marsilya’da bu göçmen işçi yoğunluğunu iyi değerlendiren girişimci bir Kiğılı,Hotel de Keghist- adında bir otel açıp,Marsilyaya gelen Kiğı -Harput civarındaki herkesin adeta ortak buluşma yeri haline gelen işletmeyle ticarete başlar.Fransızca da Hotel Kiğı’lı manasına gelen Hotel Keghist,uzun yıllar Anadolu’dan gelen insanlarımıza ev sahipliği yapar. Bu küçük hemşehri oteline gidip yerleşen her Kiğı’lı,büyük yardım,ilgi ve alaka görür..Şimdi hala Marsilya’da Hotel Kiğı’lı ticari hayatını sürdürüyor mu? bilinmez. Ama bildiğimiz bir şey varki o da, bu küçük hotel, Amerika serüveni için , binlerce insanımıza kucak açmış, konukseverliğiyle hatırlanan bir yer konumundadır.

Keşke olanaklarımız el verseydi de, bu küçük otelin konaklama defterini bulabilseydik…Orada konaklamış Holhollu , Conaglı, Murunlu, Erkekli, Herdifli ve diğer Kiğı köylüleri Kürt, Ermeni, Türk tüm yolcuların isimlerini ve serüvenlerini sizlere anabilseydik .

Amerika’ya gidip iş bulup çalışan herkes , kısa sürede yakınlarını da yanlarına alarak onlara da çalışma imkanları sağlıyorlardı.Ya da Kiğı’daki yakınlarına maddi yardımda bulunuyorlardı.Ekonomik krizin ve ittihatçıların azınlıklar üzerindeki baskılarıda buna eklenince Amerikaya kapağı atma adeta bir kurtuluş gibi geliyordu bölge insanına. Amerika, yoksulluğu yenmenin ,zengin olmanın tek kurtuluş yoluydu adeta ..Türkü’yle, Kürdü’yle, Ermenisi’yle herkesin rüyasını süslüyordu bu deniz aşırı serüven .

Amerika’ya gidip, zengin olmak.!
Sadece 1911 yılında iki- üç bin Kiğılı, göçmen, işçi olarak Amerika’ya gider. Kiğı merkez olmak üzere,belli başlı önemli köyleri olan Temran , Zermag, Arek, Hopus, Axpinag ,Azapert, Horor, Sewgilik, Çerme, Harsak, Ekrek, Herdif gibi köylerden kafilelerle insanlar yollara düşer.

O Kiğılı hemşehrilerimizi dünyanın en büyük deniz kazası olan Titanikle buluşturan ilişki bakın nasıl gelişir.

TİTANİK GEMİSİ
Tüm zamanların en büyük gemisi Titanik , 10 Nisan 1912 de İngiltere’den New York’a gitmek üzere Sauthampton limanından demir alarak okyanusa açılmıştı.Titaniğin, o zamana kadar inşa edilmiş en güvenli gemi olduğu sanılırdı. Bu yüzden gemi mühendisleri 20 filikanın gereğinden fazla olduğuna inanmışlardı.

Dünyanın en zenginlerini, en yoksul mültecilerini ve içerideki gemi mürettebatı ile beraber toplam 2200 kişi barındırıyordu bu devasa gemi. Titanik gemisi yolcularını üç sınıfa ayırıyordu.

Birinci Lux sınıf : 293 yolcu
İkinci sınıf : 285 yolcu
Üçüncü sınıf : 710 yolcu
Kapasitesindeydi. Bu kapasiteye göre toplam 899 personel bulunuyordu.

Yolculuğun dördüncü günü , yani 13 Nisanı 14′e bağlayan gece saat 23:30 sularında , Titanik büyük bir buz dağına çarpar. Bu çarpışma aynı zamanda ölümcül bir çarpışmadır. Gemi batmaya başlar. Tüm yolculara yetecek kadar filika olmasına rağmen ne yazık ki yolcuların yarısına bile yetmez filikalar. Çarpışmadan 2 saat 40 dakika sonra Titanik artık tam olarak sulara gömülmüştür. Bir daha gün yüzüne çıkmayacak okyanusun diplerine varmıştır bile.

Ertesi gün yakınlardan geçen bir gemi yardıma yetişmiştir . Bu gemi The Carpatiha gemisidir.Buz gibi sularda yaşam mücadelesini filikalar içinde veren 705 kişiyi kurtarmıştır.Bu büyük deniz kazasında 1522 kişi ise hayatını kaybetmiştir.

Birinci ve ikinci sınıf yolcu listesine baktığımızda, Anadoludan gelmiş herhangi bir yolcu isimine rastlanmazken, üçüncü sınıfta yolculuk yapan toplam 6 Ermeni asıllı Türk ile karşılaştım. Titanik kayıtlarına göre bu Anadolu’dan gelmiş yolcuların 5 ‘ i Erzurum vilayetine bağlı Kiğı ilçesindendi.Diğeri ise Varto ilçesine bağlı Abosknak (şimdi Akkonak köyündendi.) Bu anadoludan gelen altı ermeni , kayıtlara göre işçi olarak tanımlandı.

Titaniğe , Fransanın Cherburg limanında binmişlerdi. Bu altı yolcudan dördü hayatını kaybetmişti.
Bu trajik deniz kazasında ölenlerin beşinin Kiğı’lı olması ilginçti. Kaynaklara göre Kiğı 51′ i Ermenilerden oluşan büyüklü ve küçüklü toplam 363 köyden oluşuyordu.1900 ‘lü yılların başında ilçenin genel nüfusu tahminen 20 000 Ermeni olmak üzere 60 000 idi.

Osmanlının son yıllarındaki ekonomik zorluklar ve ittihatçıların Ermeni azınlık üzerinde uyguladığı baskı, insanları zorunlu olarak topraklarından kopartmış , bu durum onları daha iyi bir yaşam sürdürmeleri için Kuzey Amerikaya göç etme mecburiyetinde bırakmıştır..

Şu bir gerçektir ki 1911′de sadece Kiğı ilçesi ve köylerinde birkaç bin genç Kiğı’lı Kuzey Amerikaya Endüstri işçisi olarak göç etmişlerdir.

Titanik gemisine binme şansı bulamayan şanslı bir genç Kiğı’lı şöyle anlatmıştı;

Kendisiyle birlikte yedisi Kiğıl’ı, dördü Muş’lu , ve dördü de Erzincan’lı olmak üzere, Karadeniz üzerinden Marsilya ya gemiyle gitmek üzere yedi gün boyunca köylerinden Trabzon’a doğru yürüdüler. Kötü koşullar altında uzun bir yolculuktan sonra marsilyaya vardılar. Orada onlardan sıcak ilgi ve alakalarını eksik etmeyen , yol yordam gösteren bir hemşehri oteli olan Hotel Kiğılı da kaldılar. Ne varki bu genç Kiğılı çocuk şanslıydı. Cebinde beş parası kalmayan bu genç , bilet almak için Amerikadaki yakınlarından para bekliyordu. Posta havalesi ile gelecek para tam üç hafta gecikmişti. Titanik gemisinin artık demir alıp okyanusa açılma günü gelip çattığında ,bu şanslı Kiğılı bilet alamama üzüntüsüyle sadece bakakalmıştı giden arkadaşlarının ardından. Bir para havalesinin gecikmesi onu hayatta bırakmıştı.

Ne yazık ki diğer beş Kiğı’lı onun kadar şanslı değillerdi. Onlar Titaniğe bilet almayı başarmışlardı.

DÖRT KURBAN
Titanik kayıtlarına göre bu trajik kazada hayatlarını kaybeden beş Kiğı’lı Ermeni’den sadece bir tanesi kurtulabildi. Dört Kiğı’lının hayatını kaybettiği bu kazada, birisinin cesedi bulundu. Mezarı Kanada’nın Halıfax mezarlığındadır. Üç ceset ise hiçbir zaman bulunamadı. Kurtulanlar hakkında başka bir bilgi ise Titanic kayıtlarında yer alıyor. Fakat isimlerinin gemi personeli tarafından yanlış yazılma ihtimali yüksek.

Kayıtlara geçen bu hemşehrilerimizin kimlik bilgilerine bir bakalım:

İsim : Bay Maprie Der Zakarian
Yaş : 22
En son ikametgahı : Kiğı / Turkey
Sınıfı (Bilet ) : 3. sınıf yolcu
Bindiği liman : Cherbourg / Fransa
Bilet numarası : 2656
Bilet için ödenen ücret : 7, 4 Şilin -6 dimes
Gideceği yer : Brandfort / Ontario / Kanada
Toprağa verildiği yer : Fairview Lawn mezarlığı
:Halifax,Novascotia Kanada
:Bay,Der Zakarianın cesedi bulunduğunda, 304 yazılı bir etikette şu tanımlar yer alıyordu :

No : 304 Erkek Tahmini yaşı 26, koyu renk saç ve kısa bıyık.
Kıyafet : Mavi takım elbise , çizgili gömlek, kahve rengi pantolon ve iç çamaşır.

İsim : Bay Sarkis Mardirosyan
Yaş : 25
En son ikametgahı : Kiğı / Turkey
Mesleği : Çiftçi
Sınıfı (Bilet ) : 3. sınıf yolcu
Bindiği liman : Cherbourg / Fransa
Bilet numarası : 2655
Bilet için ödenen ücret : 7, 4 Şilin -7 dimes
Gideceği yer : Brandfort / Ontario / Kanada
:Halifax,Novascotia Kanada
Kayıtlara göre , ailesinin izi Beyrut Lübnan’da bulunan Bay Mardirosyan bir Amerikalı Ermeni imiş. Lyonda bir antikacı dükkanı varmış. Kiğı’ya aile ve akrabalarını görmeye gelmişti.
İsim : Bay Artin Zakarian
Yaş : 27
En son ikametgahı : Kiğı / Turkey
Mesleği : İşçi
Sınıfı (Bilet ) : 3. sınıf yolcu
Bindiği liman : Cherbourg / Fransa
Bilet numarası : 2669
Bilet için ödenen ücret : 7, 4 Şilin -7 dimes
Gideceği yer : Brandfort / Ontario / Kanada

İsim : Bay Arsen Sirayaniyan
Yaş : 22
En son ikametgahı : Kiğı / Turkey
Mesleği : Çiftçi
Sınıfı (Bilet ) : 3. sınıf yolcu
Bilet için ödenen ücret : 7, 4 Şilin -7 dimes


13 temmuz 1912′ de haftalık Gochnak gazetesi Titanikte batan ve yaşamlarını yitiren 4 Kiğılı’nın yakınlarına haber vermek için dini görevli refakatinde mektup yollandı. Mektup kurbanların isimlerini doğru verdiği halde yaşları hakkında hiç bilgi vermemişti. Bu Kiğı’lı hemşehrilerimiz kurban gidince bakın ardından neler bıraktılar.
a -) Mapri Der Zakaryan arkasında 25 yaşında bir eşini, bir oğlunu, iki kızkardeşini, ve bir erkek kardeşini bırakmış..
b - ) Sarkis Mardirosiyan; 80 yaşında babası, 75 yaşında annesi, karısı , 5 yaşında oğlu ve abisi geride kalmış .
c -) Bay Artin Zakaryan genç yaşında karısını ve 3 oğlunu geride bıraktı.
d -) Arsen Sirkanyan 75 yaşında babası ve 70 yaşında annesi bir kız kardeşi ve bir erkek kardeşi…

Mezar taşlarında sadece numara yazılı olan bir çok kimliği belirsiz Titanik kurbanlarının bulunduğu 3 mezar vardır. Son yıllarda , bilimin ilerleyişi ile birlikte , bazı ceset kalıntılarına yapılan DNA testleriyle mezar taşlarına isimler yazılmıştır. Kiğılı genç kurbanların isimleri böylelikle tesbit edilmiştir.. Böylece hangi mezar kime ait olduğu da çözüme kavuşmuştur.

Kurtulmayı Başaran iki Kişi
Sınıflandırılmış yolcu listesine baktığımızda , birinci sınıftaki yolcuların hemen hemen hepsi filikalara binebildiği, ve geminin batışından sonra kurtulabildikleri gözlemlenebiliyor.Bu deniz faciasından 3. sınıf yolculardan ,710 kişiden çok azı kurtulabiliyor. Bununla birlikte filikalarda kürek çekme amacıyla bazı 3. sınıf yolcu filikalara alındı. Kurtulan iki Türk Ermenisi hakkında diğer bir bilgi Titanik kayıtlaı tarafından şöyledir.

İsim : Davit Vartanian
Yaş : 22
En son ikametgahı : Kiğı / Turkey
Sınıfı (Bilet ) : 3. sınıf yolcu
Bindiği liman : Cherbourg / Fransa
Bilet numarası : 2658
Bilet için ödenen ücret : 7, 4 Şilin -6 dimes
Gideceği yer : Brandfort / Ontario / Kanada

Bay Vartanian filikalarla kaçmayı kaçmayı ve kurtulmayı başaran 47 kazazededen biridir. 18 Nisan 1912 de kurtarma gemisi The Carpathia tarafından bir tahtanın üzerinde New York’a ulaşmaya çalışırken kurtarıldı.

Kayıtlar Bay Vartanian’ı şöyle tanımlıyor. 22 yaşında Türk Ermenisi olan Vartanian , Azadiya Vartanyan ve Sierma Agoyan’ın oğullarıdır. Mesleği işçi olan Vartanian Kiğı’nın Oror yani ( şimdiki adı Horor köyü )Kiğı’ya yakın olan Horor köyünde yaşayan bay Vartanian , Bajer Vartanian ile evliydi. Kurtulup New Yorka ayak bastıktan sonra , hayatta kalan diğer Bay Krekoryan ile birlikte Kanada’ya yerleştiler ve bir çok işte çalıştılar. Sonra Pensilvanyaya yerleşen Vartanian ikinci kez evlenip , 3 çocuk sahibi olur ve Michigan’a taşınır.. 1966 yılında ağustos ayında 76 yaşında Didroit de hayata veda eder.

İsim : Neshan Krekorian
Yaş : 12 Mayıs 1886
En son ikametgahı : Akkonak / Muş / Turkey
Mesleği : İşçi
Sınıfı (Bilet ) : 3. sınıf yolcu
Bindiği liman : Cherbourg / Fransa
Bilet numarası : 2654
Bilet için ödenen ücret : 7, 4 Şilin -7 dimes
Gideceği yer : Brandfort / Ontario / Kanada

Kaynaklara göre , Krakoryan’ın Titanik için bileti yoktu ve gemiye binmek için Marsilya’da bir seyahat acentasına rüşvet vermişti. Titanik buz dağına çarptığı zaman Krakoryan güverteye doğru ilerleyerek Filikalara ulaşmayı başardı.Uzun bir zıplamayla botta ulaştı. Bu zıplamayla hayatta kaldı.

Botta 28 yolcu ve 2 denizci bulunuyordu. New York’a ayak bastıktan sonra eşli Catherina’dan ayrılıp , Persa Vartaniyan ile evlendi. Ontario 1924 Bu evliliğinde dört çocuk sahibi oldu. Krekoryan geri kalan hayatı boyunca Genaral Motors otomobil şirketinde montaj bölümünde çalıştı.1978 de 92 yaşında hayata veda etti.Bay Krekorian kendi hikayesini şöyle anlatmıştı.

” Büyük bir patlamayla başlamıştı her şey. Patlamayı duyduğumda saat yaklaşık gece yarısı 24:00 e geliyordu. Bu esnada 3. sınıf yolcuların kaldığı dümen odasının yanındaki, su sızdırmaz kompartımanlara çok su sızmaya başladı. Bir dakika içinde gemide karışıklık ve kaos yaşandı.Özellikle kadınlar bir oraya , bir buraya koşuşturarak telaşlanmiştı ve sonra aniden ışıklar söndü. Artık hepimiz karanlıkta kalmıştık.Çığlık çığlığa feryat etmeye başlamıştık. Işıklar bir ara gelir gibi oldu. Bu durum azda olsa 3. sınıf yolcularını rahatlatmıştı. Herkes can yeleklerini giymeye başlamıştı. Bende büyük bir panikle giyiniyordum. Gemi batarken, daha düşük sınıflarda yer alan Avrupalı ve Ortadoğulu göçmenlerin beklide hiç şansları yoktu.
Kanunen dümen yolcuları büyük bir ihtimalle bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek için bodrum odalarında tutuluyorlardı. Demir kilitle kapatmışlardı bu odaları. Demir kilitler onların kaçıp kurtulmalarına engel oluyordu. Fakat bazı kilitler benim ve bazı göçmenler tarafından parçalanıp, can havliyle güverteye çıkma şansını yakaladık. Güvertede ilerleyen dakikalarda panik başladı. Filikaların herkese yetmeyeceği anlaşılınca korku ve telaş tüm yolcuları sardı. Gemideki yetişkin beyler ve babalar kendilerinden ayrılan ve filikalara çığlık çığlığa yerleştirilen eşlerine ve çocuklarına son defa bakıp onlara rahatlatıcı şeyler söylüyorlardı. Geminin burnu atlantiğe battığında artık sonun yaklaştığı belliydi..”

Krekoryan da kadın ve çocukların önce binmesi gereken filikjalara binmek istemişti. Fakat hiç yer olmadığından filikalardan düşen kadın ve çocukları görmüştü.Hatta Filikalardaki görevli fazlalık beyleri denize atıyordu.

Bu adam hakkında tabiki bir çok hikaye anlatıldı. Özellikle 3. sınıf yolcu olduğu halde bu felaketten nasıl kurtulduğu hakkında birçok rivayet anlatıldı. Biri de şöyleydi; Titanikte kurtulmak için kadın kıyafeti giyen Ermeni.( Tabi ki Krekoryan bunları inkar etti ) bir görgü tanığına göre filikaya atlamak için , bir ip kullanıp kendisini kurtarmıştı.

Bu facianın bir önemli özelliği de mülti milyarderlerle yoksul göçmenlerin Ölümde buluşmaları.
Bir diğer akılda kalan sahne ise şöyle ;
Yine Ermeni olan Bay Narsini hamile karısı Maria’yı öpüp filikaya yerleştirirken onunla vedalaşır ve şöyle der:

” Maria, belki birbirimizi asla göremeyeceğiz, ama bazen çocuklarıma nasıl öldüğümü anlat” demiş.
Tabi Bay Narsini hayatını kaybetmiş ve Maria da kurtarma gemisi The Carpathia sayesinda hayatta kalıp karaya ayak basmıştı. Zavallı Maria biricik eşini ve elde ne varsa tüm mal varlığını kaybetmişti. Evlenmeden önce hazırladığı çeyizini, kuş tüyü yastık ve ipek yatak örtüsünü , el işleme dikiş nakış örgülerini ve biricik eşinin gemi biletinden sonra artırdığı 100 doları , hepsi gemiyle birlikte okyanusun derinliklerini boyladı…

Onlar Kiğı’dan yola çıktılar.
Ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı baba ocağı topraklarını terk etmek zorunda kaldılar. Yoksulluklarını yenebilmek, yaşam standartlarını biraz olsun daha da iyileştirmek için, insanlarımız her türlü zorluğu ve riski göze alıp çok çok uzak diyarlara, ve yeni serüvenlere sürüklendiler.
Adına gurbet dedikleri göçmen yaşamını iliklerine kadar yaşadılar.
Acılar ve ızdırap çekenler de oldu ,
Yaşam kalitelerini bu uzak diyarlarda iyileştirenler de oldu .
Ancak herkesin de payına, memleket ve sıla hasretinin dayanılmaz ızdırabı fazlasıyla düştü. Onun ağır yükünü omuzlarında hayat boyu hissettiler..
Kimileri de bu uğurda yollarda canından oldu.
Dağılıp gittiler , heder oldular..
İşte Titanik faciasında kaybettiğimiz bu bir avuç insanımız
Kiğı’dan topraklarını ve sevdiklerini geride bırakıp yollara düştüler.
Onlar bizim insanımızdı.
Türk, Kürt, Ermeni ne fark eder ki.
Bu toprağın insanlarıydılar.
Anadolu çocuklarıydılar.
Her şeyden önce Kiğılıydılar.
Bizim ,
Yani öz be öz Hemşehrimiz .
Onlar;
Kiğı’nın Ağbinek ve Horor köyünde doğdular,
Titanik gemisinde , okyanusta boğularak öldüler.

Not : Titanik ve Titanik ile ilgili yaşanmış hikayeler okurken , ölen yolculara ait isim listelerinde Türkiye ve Kiğı doğumlu insanlar görmüştüm . Şaşırmış durumdaydım. Yaşam hikayeleri o kadar tanıdık ki, hala yaşadığımız göçmen hikayelerine o kadar benziyordu ki , yaşadığımız bu günlere ayna tutulmuş gibi hissettim kendimi. Bu insanlarımıza ait belgeleri İngilizceden Türkçeye çevirme konusunda bana yardımcı olan kızım D. Dilan’a çooook teşekkür ederim.

+