Ermeniler i yoneten Yahudiler -
Asirlarca Ermeni toplumunu yoneten Yahudi asilli Pakraduniler in hikâyesi gunisigina cikiyor...
Selanikli Sabetaycilar Ispanyol Maranolar ve Iranli Meshedilerden sonra Ermeniler icinde de Yahudi orijinli bir unsurun 2 bin 700 yildir varligini surdurdugu ortaya cikti. Pakraduniler (Bagratuni/Bagratids) adi verilen ve asirlarca Ermeni toplumunu yoneten cemaatin hikâyesi M.O 730 yilinda basliyor ve gunumuze kadar uzaniyor. Iddianin sahibi arastirmaci-yazar Levon Panos Dabagyan. Yahudi asilli Pakradunilerin M.S. 1045 yilina kadar Ermenileri acimasizca yonettigini ifade ederken iddialarina dayanak olarak dunyaca unlu Yahudi tarihcilerinden Prof. Dr. Abraham Galante’yi gosteriyor. Galante Pakraduniler veya Bir Ermeni-Yahudi Tarikati” adli kitabinda Pakraduniler varliklarini Juda Imparatorlugu’nun sonlarindan (M.O. 7. yuzyil) 20’nci yuzyila dek surdurmus olan Ermeni-Yahudi karisimi bir kavimdir.” diyor.
Bizans’in kralliklarina son verdigi Pakraduniler Selcuklularin hakimiyetine girdikten sonra yuzyilimiza kadar hayatiyetini cemaat icinde devam ettiriyor.
Hikâye milattan once 730 yilinda basliyor. O tarihte Ermeni Krali Sannasar Filistin’e yaptigi seferde Israil Krali Osee’yi oldurerek 10 Yahudi kabilesini esir alir. Sonra onlari Firat’in otesine Guney Ermenistan’a yerlestirir. M.O. 700’lerde bu kez Babil Krali Nabukadnezar Misir Krali Necho ile Kudus Krali Yoachim’e karsi bir sefer acar. Soz konusu sefere Dogu Ermenistan Krali Hiracya da buyuk bir ordu ile katilir. Hiracya’nin bu savasta gosterdigi olaganustu basari Nabukadnezar’i fazlasiyla memnun eder ve esir aldigi 10 bin Yahudi’nin yarisini Kral Hiracya’ya hediye eder. Bu esirler arasinda Israilogullari’nin onemli sahsiyetlerinden Prens Sampat (Smbat/Shampat) da vardir. Sampat kisa zamanda Hiracya’nin takdirlerine mazhar olur. Devlet hizmetine alinip onemli mevkilere yukselir.
ESIRLIKTEN SOYLULUGA
M.O. l5O’lerde soyunun Hz. Davud’a (as) dayandigini iddia eden ve adi Pakarad Sampa” olan bir Yahudi zamanin Ermenistan Krali Vagarsak’a basvurarak saray hizmetine girebilme talebinde bulunur. Dikkat cekme ve kendini sevdirme acisindan Prens Sampat’i dahi golgede biraktigi kaydedilen Pakarad Sampa Kral Vagarsak’in en yakin bendeleri mevkiine erisir. Sonunda sasirtici bir sekilde Ermeni Krallari’na tac giydirme imtiyazi ile 10 bin suvariye komuta etme hakkini elde eder. M.O. 90-36’larda Ermeni krallarina Dikran II. (Buyuk Dikran) Israilogullarina yonelik yeni bir sefer duzenler.
Bu sefer sirasinda esir aldigi binlerce Yahudi’yi o da ulkesine goturur. Esirler arasindan sectigi Asod” adinda bir asil Yahudi’yi ozel hizmetine alir. Bu olaylar sonucunda Ermenistan’a yerlesen ve zamanla nufuslari hizla artan esir Yahudiler surgun yillarinin sembol ismi Prens Sampat’in hatirasini kendilerine rehber edinerek teskilâtlanip millî varliklarini koruyabilme mucadelesine girisirler. Zamanla Ermenilerin yonetimini ele geciren Pakraduniler M.S. 1045’e kadar Ermenistan’da saltanat surmeyi basarir.
26 YUZYILDIR YAHUDILIKLERI DEVAM EDIYOR
Kripto Yahudilik”konusunda uzman olan Turkiyeli Yahudi Prof. Abraham Galante Les Pacradounis ou Une Secte Armeno-Juive/ Pakraduniler veya Bir Ermeni-Yahudi Tarikati / Baski: 1933 Fransizca Ist.” adli eserinde bu konuda hayli enteresan bilgiler veriyor: Pakraduniler varliklarini Juda Imparatorlugu’nun sonlarindan (M.O. 7. yuzyil) 20’inci yuzyila kadar surdurmus olan Ermeni-Yahudi karisimi bir kavimdir. Egin’de Erzurum-Sivas arasinda’ Marmara Denizi’nin Avrupa yakasinda ve Istanbul Haskoy’de yasamis olduklari bilinen Pakraduniler 26 yuzyildir Yahudi yonlerini surdurmekte gosterdikleri kararlilik nedeniyle Portekizli Marano’lar Selanikli Donmeler ve Iranli Meshediler gibi Yahudi kokenli topluluklar arasinda sayilabilirler.”
Dabagyan Pakradunilerin kullandigiisimlerin Ermenilerden farkli olabildigini soyleyerek; Ermeni tarihci Gatogigos Gorenazi’den su nakilde bulunuyor: Simpat adini Pakraduniler’ ogullarina verirler. Bu isim Ibranice’den geliyor ve asli Sampat’tir. Ermeniler arasinda asirlarca pek revac gormus olan Pakrat Simpat Asot Kakik Israel Tavit’ gibi isimlerin Ermeni mense’li olmadigi bariz sekilde meydana cikmaktadir.”
Dabagyan Bizansli tarihci Pavstos’un 3. Asir’da bolgede iskan edilmis ve kismen Hiristiyan olmus Yahudilerin miktarini 400 bin olarak verdigini de kaydediyor.
NASSI: DOMUZ ETI YEMEZLER
Sabetaycilik Ladino ve Kripto Yahudi cemaatleri konusunda uzman isimlerden arastirmaci-yazar Dr. Gad Nassi Pakradunilerin 20. yuzyilin ilk yarisina kadar ozel gelenekleriyle Sivas/Divrigi ile Erzincan/Egin (Yeni adi Kemaliye) arasindaki bolgede varliklarini surdurduklerini belirtiyor. Nassi’ye gore cemaatin yayilimi Arapkir Kapadokya ve Kilikya/Cukurova’ya kadar uzaniyor.
Nassi Pakraduni soyundan gelenlerin fiziki gorunuslerinin Ermenilerden farkli oldugunu kafa yapisi olarak Yahudiler gibi Dolikosefal olduklarini kaydediyor. Bir Yahudi-Ermeni’nin evinde vefat gerceklestiginde evin icini tamamen degistirdiklerini evde asla su kullanmadiklarini cunku olum meleginin kilicindaki kani bu suyla temizledigine inandiklarini belirtiyor. 7 gun is yapmayip Yahudilerde oldugu gibi yas tuttuklarini da kaydediyor. Nassi Pakradunilerin asla domuz eti yemediklerini cumartesi gunu calisma yasagina uyduklarini genelde cemaat icinden evlendiklerini ve soyadlarinin da Yahudi kokenlerini anlatacak sekilde oldugunu ifade ediyor. Bunun da Ermeniler arasinda Yahudiligin bir uzantisi” olarak degerlendirildigini soyluyor. Nassi Pakradunilerin ticaret ve finans alaninda cok becerikli olduklarini kaydederken benzer bir grubun da geleneklerini koruyarak 19’uncu yuzyila kadar Gurcistan’da Gurculer icinde hayatiyetini devam ettirdigini ifade ediyor.
RAFIZÎ ERMENILER KIM?
Fransiz Maresali Horace Sebastiani Turkiye Ermenileriyle ilgili 1814 tarihli raporunda Ermenileri normal Ermeniler ve Rafiziyyun/Rafiziler” olarak ikiye ayirir. Dabagyan Osmanli Imparatorlugunda Ser Akimlar” kitabinda bu raporu degerlendirirken Fransizlarin Turkiye’deki etnik yapiya daha 1800’lu yillarin basinda bile ne kadar hâkim olduklarinin anlasildigini ifade ederek soyle tepki veriyor:
Selcuklular devrinde Alparslan’in saflarina gecerek Bizans’a karsi savasan ve sonradan Islam dinini kabul eden Ermenilerin buyuk bir kismi bilâhere Alevi Mezhebi’ne gecmis ve oyle kalmislardir. (...) Demek ki Maresal Horace Sebastiani Fransa’nin Turkiye uzerinde tasidigi gizli emellerin tahakkuk sahasina aktarilacagi zaman Osmanli topraklarinda yasayan bilumum unsurlardan istifade edebilmek icin Anadolu topraklarinda yasayanlari da iyiden iyiye tetkik etmis veya ettirmis!”
Ermeni asilli Turk vatandasi yazar Torkom Istepanyan ise Pakradunilerle ilgili su degerlendirmede bulunuyor: Turk-Ermeni kardesliginin baslangici 11’inci yuzyil ortalarina dayanir. 1064’te Pakraduni Ermeni Kralligina Bizanslilar tarafindan son verilince Bizans zulmune dayanamayan Ermeniler Turklerin himayesine sigindilar. Bu devre onlar icin huzur oldu. Vatanlarina simsiki baglandilar. Turkler tarafindan bunlardan’ bazilarina Amiral’lik unvani verildi. Boylece ilk Turk-Ermeni dostlugunun temeli atilmis oldu. Bu kardesligin en guzel kaniti da bugun dunyanin dort bucagina serpilmis olan Ermeni toplumunun gunumuze dek varligini surduren Turkce kokenli soyadlaridir. Ornegin Romanya dogumlu oldugu halde dunya Ermenilerinin Ruhani Reisi Gatogigos Vazgen I’in soyadi Balciyan’dir.” (Sorun olan Ermeniler / Suat Akgul Ali Guler Turkar Yay. Ist. 2003. s: 402)
ERMENI ISYANLARININ ARKASINDALAR!”
Yazar Levon Panos Dabagyan Ermeni meselesinin can damarini teskil eden 1. Zeytun Isyani’nin” arkasinda Fransa ve Vatikan’in bulundugunu isyanin duzenleyicilerinin Pakraduniler oldugunu ileri suruyor. Dabagyan Zeytunlularin kokeniyle ilgili olarak soyle diyor: Ani Beldesi’nin Bizanslilara gecmesinden ve Bizanslilarin Ermeni katliamindan sonra Anadolu’nun muhtelif bolgelerine dagilan Pakraduni Hanedani’ mensuplari Hacin ve Zeytun havalisine yerlesmislerdi. Dolayisiyla (Fransa’nin gonderdigi Katolik Ermeni) maceraci Leon Ermenileri isyana tesvik icin gercekten en munasip bolgeleri secmis demekti. Zira Pakraduni Hanedani zaten birtakim entrikalara musait ve gayri Ermeni bir unsur idi.”
Dabagyan 1862 ve 1895’te iki kez denenen isyanin Turkiye’ye sadik Gregoryan Ermenilerin destek vermemesi uzerine akámete ugradigini kaydediyor. Pakradunilerin de hâlâ var oldugunu belirtiyor: Hâlâ varlar tabii; ama sayilari ne kadar organizeler mi bilemem. Sanmiyorum. Ancak bizde birine Pakraduni!’ dedin mi bu hakaret icin kullanilirdi. Cocukken birine kizdigimizda Pakradunisin ulan sen!’ derdik. Onlarin irklarindan gelen bir zekâlari muztehzi bir bakislari hesapci isini bilir bir yapilari vardir. Tarim ve zenaattan cok hep ticaretle para/finans isleriyle ugrasmislardir.”
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com