Ermeni Sorunu (7) -
Osman Koker 100 yil oncesinden kalan Ermenilere ait kartpostallarin Anadolu da yasayan kulturel cesitlilige iliskin ilginc veriler sundugunu soyluyor. Koker e gore tehcirin ardindan Anadolu daki pek cok uretim dalinda ciddi bir cokus yasandi
Orlando Carlo Calumeno nun kartpostal koleksiyonunu 100 Yil Once Turkiye de Ermeniler basligiyla sergileyen ve kitaplastiran Osman Koker yanlis tarih anlayisinin halklar arasindaki dusmanligi korukledigine dikkat cekiyor. Koker o donemde gonderilen kartpostallarin Edirne den Kars a kadar tum Anadolu ya yayilmis olan Ermeni varligini inkâr edilemeyecek sekilde ortaya koydugu gorusunde. Koker tehcirin ardindan Anadolu da Ermenilerin etkin oldugu uretim alanlarinin coktugunu eski hareketliligin ve zenginligin de yitirildigini soyluyor.
Bundan 100 yil once Anadolu daki Ermenilerin nufusu ve yayginligi konusunda ne gibi tespitleriniz oldu?
Birinci Dunya Savasi oncesinde Turkiye deki Ermeni nufusu konusunda birkac kaynaga bakmak lazim. Bunlardan birincisi Osmanli nufus sayimlaridir. Bize en yakin ve en ayrintili olan sayim 1914 tedir. Digerleri Ermeni kaynaklaridir. Yerel din adamlari nezdinde yapilmis nufus sayimlaridir bunlar. Bugunku Turkiye Cumhuriyeti topraklarinda yasayan nufusu esas alirsak Osmanli nufus sayimina gore 1 milyon 300 bine yakin Ermeni nin yasadigini goruyoruz. Patrikane merkezli nufus sayimlari ise 1 milyon 900 bine yakin Ermeni nin yasadigini ortaya koyuyor. Her iki nufus sayimi da dogru olmayabilir. O donemde politik kaygilar var devlet dusuk gostermis olabilir Patrikane yuksek gostermis olabilir ama bu iki rakam bize yaklasik bir fikir veriyor. Hatta genel olarak sayimlarin az gosterildigi varsayimini da yapabiliriz. Ornegin Beykoz daki nufus sayiminda hic Ermeni gozukmuyor. Halbuki baska kaynaklardan Beykoz da Ermeni kilisesi okulu ve kulubunun var oldugunu biliyoruz. Pasabahce civarinda calisan Ermeni ustalar var. Hatta bir Ermeni mahallesi var ki bugun belediye orayi restore ediyor. Diger bir ornek Foca dir.
Orada hem Osmanli hem de Patrikane nin nufus sayiminda Ermeni nufus sifir gorunuyor. Ama ticari yilliklara gore Foca daki 11 tuccarin dokuzu Ermeni. Ama anlasilan bir cemaatlesme soz konusu degil. Bu nedenle nufus kayitlari da yapilmamis. Zaten Talat Pasa da Hurriyet gazetesinde Murat Bardakci nin yayimladigi kara kapli defter inde Ermeni nufusu icin 1 milyon 300 bin gibi bir rakam verdikten sonra Bizde Ermeni nufusu biraz eksik sayilmistir yuzde 20 daha eklemek gerekir diyor. Yani donemin once Icisleri Bakani sonra da Sadrazam i olan Talat Pasa nin soyledigine gore Ermeni nufusun 1 milyon 500 binden asagi olmamasi gerekir. Bazi Ermeni kaynaklar nufusu 3 milyona kadar cikariyor ama cok guvenilir bilgilere dayanmiyor.
Ermeniler genel olarak Erzurum Van Bitlis civarinda yasar diye bilinir. Ama tablo oyle degil. Edirne den basliyor Kars a kadar uzaniyor. Izmit ve Adapazari nda nufusun ucte biri gibi bir yogunluga sahipler. Bursa dan Izmit e kadar uzanan Guney Marmara havzasinin koylerinde ciddi bir Ermeni yogunlugu goze carpiyor. Izmir Kutahya Afyon Ankara da belli bir yogunluklari var. Kayseri de yogunlar. Guney de Adana Maras Urfa ve Diyarbakir da oldukca fazla Ermeni nufusu var. Karadeniz de ozellikle Samsun Ordu ve Trabzon da nufusun onemli bir orani Ermeni. Yani ozetlersek Mugla civari disinda Anadolu nun hemen her yerine yayilmis yogun bir Ermeni nufusu soz konusudur.
Tehcir ile birlikte Ermenilerin sosyal ve ekonomik hayattaki bu etkinliklerine ne oldu? Bir el degistirme mi soz konusu?
Tehcir sonrasinda el degistiren mallar var. Topraklar evler tesisler. Ama agirlikli olarak bir el degistirme soz konusu degil. Yani Giden Ermenilerin yerine Turkler geldi diye bir genelleme yapabilmemiz cok zor. Boyle bir el degistirme yasanabilseydi bile o tesislerin isletilebilmesi icin bir bilgi birikimine ve iliskiler agina ihtiyac duyuldugu unutulmamali. Turkler o tesisleri isletecek birikime ve iliskilere sahip degildi. O nedenle tehcirin ardindan Ermenilerin bulundugu uretim alanlarinda tam bir cokus soz konusudur. Ornegin ipekcilik konusunda buyuk bir gerileme oluyor. Kayseri de Harput ta uretim tamamen duruyor. Bazi sehirler haritadan siliniyor. Artik Harput diye bir yer yok. Zeytuna kasabasindan geride sadece bir koy kalmis. Sosyal hayat acisindan bakildiginda da buyuk bir cokus gozleniyor. Ticaret de buyuk yara aliyor. Bunlar kuskusuz birbirine bagli olgular. Anadolu nun en guzel renkleri silinip kaybolmustur. Tehcir sonrasinin ortaya cikardigi tabloya biraz da bu noktadan bakmak gerekiyor.
Osmanli da Ermenilerle Turkler arasindaki sosyal iliskiler nasildi karsilikli bir husumet soz konusu muydu?
Savas cikincaya kadar Turklerle Ermeniler arasinda gozlenen onemli bir problem de soz konusu degil. Iliskiler su an hayal ettigimizden cok daha renkli. Ornegin bircok kentte oldukca yaygin olarak Turkce konusan Ermeniler var. Daha doguya gittigimizde Kurtce konusan Ermeniler var. Ermeni harfleriyle Turkce yayimlanan gazeteler soz konusu. Ama en onemlisi kimsenin kimseden gocundugu yok.
Tehcir sirasinda Ermeni cocuklarin Muslumanlastirildigi soylenir. Bunun gerceklik payi var midir?
Tehcir anilarinda bu tur ifadelere hep rastliyoruz. Cocuklarin Turk ailelere teslim edildigi Ermeni kizlarin Turk ailelere gelin edilip Muslumanlastirildiklari. Bunlara eskiden Ermeni anilarinda daha sik rastlarken simdi Turk tarafindan da benzer anilar ortaya cikmaya basladi. Yillar gectikten sonra insanlar demek ki bir Ermeni babaanne ya da anneannesinin varligini soylemekten daha az cekinir oldu. Anlatilar yazilanlardan cok daha fazladir. Osmanli belgelerinde de benzer ifadelere rastliyoruz. Ornegin merkezden telgrafla sorulan soruyu kasabanin kaymakami soyle cevapliyor: Kasabamizda kalan Ermeniler Musluman koylerine dagitilacak kadin ve cocuklardan ibarettir. Anlasiliyor ki kadin ve cocuklarin Musluman koylere dagitilmasi tehcir politikasinin bir parcasi olarak uygulaniyor. Ermeni kadin ve cocuklarinin Musluman koylerine dagitilmalari dul kadin ve genc kizlarin Muslumanlarla evlendirilmeleri konusunda Basbakanlik Osmanli Arsivi nde de cok sayida belge var. Hatta bunlarin bir kismi Ermenilerin tehcir sirasinda oldurulmediginin kanitlari olarak goruldugu icin Osmanli Arsivi tarafindan yayinlanan Osmanli Belgelerinde Ermeniler turunden kitaplarda da yer aliyor.
Tehcir oncesi ve sonrasini birbirinden ayirirsak her iki halkin birbirine karsi yaklasiminda koklu bir donusum soz konusu mu?
Yillardir yanlis tarih anlayisiyla iki halk arasindaki dusmanlik korukleniyor. Ornegin ilkokul ucten itibaren mufredatta ogretilen bilgiler sehirlerin hep Turk oldugu izlenimi verir. Sehir adlarinin Turklere iliskin bir koku oldugu ispat edilmeye calisilir. Sehirde daha once Turk olmayanlarin yasadigi bilgisi ya verilmez ya da bu topluluklar onemsiz diye gecistirilir. Ozellikle Ermeni ve Rumlar sanki daha once hic orada yasamamislar problem cikarmak icin bir yerlerden gelmisler gibi savas anlatilirken birden sahneye cikarlar. Oysa sergiledigimiz kartpostallar hayatin aynasi gibi: Anadolu hic de Turklerden ibaret degildi. Ornegin bu kartpostallardan birinde Istanbul Kadikoy de bes dilden tabelasi olan bir oduncunun oldugu goruluyor: Fransizca Ermenice Rumca Ibranice ve Osmanlica. Bir otelde de uc dilden tabela var. Ne kadar inkâr edilse de Ermenilerin yasam icindeki rolu onemliydi.
--------------------------------------------------------------------------------
Turk-Islam olmayan hedefteydi
Fuat Dundar: Ittihatcilar Anadolu dan baslayarak bu buyuk cografya uzerinde Musluman ve Turk bir nufus kompozisyonu yaratmak istediler. Bu total proje nin iki asamasini tehcir ve asimilasyon olusturdu
Ittihat ve Terakki nin Muslumanlari Iskân Politikasi adli calismasiyla taninan Paris teki Sosyal Bilimler Yuksekokulu (EHESS) doktora ogrencisi Fuat Dundar a gore Turkiye nin Ermeni tehciri ve sonrasinda yasananlara iliskin izledigi yok sayma politikasinin en onemli sebebi bugunku etnik-dinsel kompozisyonun temellerinin o donemde atilmis olmasi.
Arastirmacilar arasinda azimsanmayacak bir kesim Ermeni tehcirini o donemde yasanan diger olaylardan soyutlayarak ele aliyor. 1915 ve sonrasinda Ermenilerin yani sira diger azinliklarin payina ne dustu?
Ermeni tehcirini Ittihat ve Terakki nin genel goc ettirme ve iskân politikasi icine oturtmak daha gerekli ve onemlidir. Bu sayede benzerlik ve ayrisma noktalarini gormemiz daha kolaylasir. Bir yandan Ittihatci politikanin Ermeni ornegini iceren bir total proje oldugu gorulurken beklendiginin aksine bunu tespit etmenin Ermenilere uygulananlarin siradanlasmasini degil aksine cok daha ciddi bir sekilde ozel bir muameleye tabi tutulduklarini gormemize yardimci olur.
Cemiyetin hedefi Anadolu dan baslayarak mumkun mertebe buyuk bir cografya uzerinde (ki daha sonra Misaki Milli olarak adi konulacak) Musluman ve Turk bir nufus kompozisyonu yaratmakti. Bu total proje nin iki onemli asamasi vardi; birincisi gayrimuslimlerin bunyeden atilmasi ve ikincisi Turk olmayan Muslumanlarin kendi yerlesim bolgelerinden uzaklastirilarak hizli bir asimilasyon icin Turk bolgelerine serpistirilmeleri. Ise Bulgarlarla baslandi. 1914 sonunda neredeyse tum Bulgarlar mubadele prosedurunun de yardimiyla sinir disina cikarildi. Akabinde sira Rumlara geldi. 1914 yili yazina kadar en az 150 bin Rum un Osmanli dan gocmesi saglandi. Fakat 1. Dunya Savasi ciktigindan Yunan Kralligi nin dusman devletler safinda yer almasini onlemek icin Trakya ve Anadolu kiyi seridindekilerin onemli bir kismi ic bolgelere rehin tutulmak ve santaj amaciyla suruldu. Bundan sonra sira bir diger Hiristiyan azinlik olan Ermenilere geldi. 1915 baharinda cekirdek Ittihatcilardan Bahaeddin Sakir ve Dr. Nâzim (Makedonya ve Aydin bolgesinin goc ettirme ustalari ) gibi kisiler Ermeni bolgesine yoneldi. Basta Konya yoresine sevk edilen Ermeniler 24 Nisan tarihinden itibaren bir col bolgesi olan Zor a (Suriye) yoneltildi. Bu emir bir kirilma noktasidir. Mayis ortalarinda da tum Ermenileri kapsayan topyekûn bir tehcir karari cikti.
Tum Ermeniler mi tehcire tabi tutuldu? Hic istisna yok muydu?
Sayilari Talat Pasa nin tahminine gore 1.5 milyon olan Ermenilerin cok buyuk bir kesimi bu karara dahil edildi. Tehcire tabi tutulmayanlar Istanbul Izmir gibi birkac istisna bolgede yasayanlarla asker ve bir kisim zanaatkâr ailesidir.
1916 baharinda ise sira Kurtlere geldi. Rus ordusundan kacmis olan bu kitle Ic Anadolu ve Bati illerine Turklessinler diye iskân edildi. Tabii Talat Pasa nin bu iskân takvimine paralel olarak Cemal Pasa da diger yandan ayri bir goc ettirme ve iskân politikasi uyguluyordu. Tek yetkili olarak atandigi Suriye ve Filistin bolgelerinde bir yandan Yahudi Arap Durzileri kovma ve goc ettirme uygulamasina tabi tutarken diger yandan bir kisim Ermeniyi nufus dengesi saglamak uzere bunlardan bosalan yerlere iskan etti. Isin en ilginc yani simdiye kadar anlatilan gruplar bir siyasi hedef guden veya gutmesi beklenen gruplarken sayilari az ve ciddi bir siyasi orgutlenisse sahip olmayan ve hatta bazen hicbir yerde yogunlasmamis kimlikler de hedef haline getirildi. Ornegin 1913 ten itibaren Osmanli ya Arnavut girisi yasaklandi. Osmanli topraklarinda yasayan Arnavutlar da asimilasyon amaciyla Ic ve Dogu Anadolu bolgelerine serpistirildi. Bu Turklestirme hedefi oyle bir hal aldi ki Laz Gurcu Bosnak Musluman Cingene ve hatta Osmanli ya hep sadik olan Cerkezler gibi siyasi tehdit yaratmayacak gruplar da Turklestirme politikasina tabi tutuldu.
Turkiye Cumhuriyeti devleti Osmanli nin son donemine denk gelen bu aci olaylarla ilgili nasil bir politikaya sahip?
Yok sayma politikasinin en onemli sebebi bugunku etnik-dinsel kompozisyonun temelinin buyuk bir oranda bahsi gecen donemde atilmis olmasidir. Tabii ozellikle Ermenilerin Anadolu dan silinmesi bunda belirleyicidir. Yuzlesme sorunu ile ilgili bu noktalar bana daha onemli gibi gelmektedir: Birincisi ulus-devlet insasinin olmazsa olmaz ve hatta zorunlu kildigi yeni bir tarih kurgusunun Turkiye ornegi ile karsi karsiya olmamizdir. Yani benzer orneklerde de goruldugu gibi tarih ve iktidar insasi icinde bazi parcalar one cikarilirken bazi parcalar da unutturulur. Tabii ozellikle kurulus donemi Turk tarih tezi ni hatirlatmak yerinde olur. Tarihi cok gerilerden ve baska bir cografyadan baslatmakla ihtiyac duyulan bir mesruiyet saglanirken sakat ve objektiflikten oldukca uzak bir resmi tarih ortaya cikar. Kendi yarattigi tarihin sert cekirdeginin tartisilmasi bu yuzden buyuk bir sorun yaratmaktadir. Ikinci ve daha onemlisi devlet tehcir baglaminda yasananlarin kamuoyunda 3T (tanima toprak tazminat) olarak taninan proseduru baslatmasindan korkmaktadir. Her seyden onemlisi bakmayin emir-komuta tarihcileri nin kendinden emin nakaratlarina ve cagirislarina aslinda devletin kendisi bile bu donem yasananlarla ilgili tam kendinden emin degildir.
Ermeni tehciri ve sonrasinda yasananlara iliskin tartismalardaki kisirdonguden kurtulmak icin ne yapmali?
Oncelikle konuyla ilgili belgesel yayinlarin artirilmasi ve ozellikle Emniyet-i Umumiyeti Muduriyeti 2. Sube nin Ermeni Masasi nin topladigi dosyalarin kamuoyuna bir an once acilmasi yararli olacaktir. Murat Bardakci nin ozel arsivinde bulundurdugu belgeleri kamuoyuyla paylasmasi da yerinde olur. Ermeni Konferansi na tepkisinden dolayi donem donem piyasaya surdugu belgelerin tumunu toplu bir halde kamuoyuna sunarsa cok seyler netlesebilir. Bir de bilgi uretim dagitim ve paylasimi konusunda devlet yetkililerinin hassas davranmalari ve asgari ozgur ortami surdurmesi gerekir.
Ermeni olmam ilgi cekiyor
Annem ve babam Yozgat tan gelmisler. Bu toplumda Ermeni oldugumu daha once pek hissetmezdim. Ama farkli oldugumu son zamanlarda daha fazla anlamaya basladim. Yakin cevrem cogunlukla Ermeni. Ama Ermeni olmayan arkadaslarim da var. Turk arkadaslarim bana hicbir zaman kotu davranmadilar aksine Ermeni olmam onlara hep ilginc geldi. Son zamanlarda Ermeni oldugumu daha fazla hissetmemin nedeni bu sorunun cok fazla gundeme gelmesi ve biraz da siddet dozu yuksek bicimde tartisilmasi. Bu tartismalar yasandikca Ermeni oldugumu bilen insanlarin bizlere daha degisik sekilde bakmaya basladiklarini hissediyorum. Eskiden Ermeni oldugumu duyanlar sadece farkli oldugum dusuncesiyle hos bir Aaa nidasiyla tepki verirken simdi Ermeni oldugum duyulunca Hiii diye tepki veriyorlar. Bu Hii nidasinin anlami: Hii su tartismalarin Ermenisi seklinde de okunabilir. Ermeni okullarinda egitim gordum. Bu okullarda da tarih ve milli guvenlik derslerinde Ermenilerle ilgili agir ithamlar var. Mesela Ermeniler Turkleri arkadan vurdu diye yaziyor. Hoca bu bolumleri kendisi de anlatmaz kitaptan bizlere okuturdu. Buyuklerimiz disarida hac takarak dolasmamizi da istemediler. Hac taktigim icin bugune kadar hic zarar gormedim ama insanlar donup bakiyorlar. Ben de hac yerine daha minimal seyler takiyorum.
- BITTI -
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com