Olimpiyat gümüş ve bronz madalyalı, dünya ve Avrupa şampiyonu Ermeni cimnastikçi Artur Davtyan, Türkiye’de düzenlenen Dünya Kupası’nın üçüncü ayağında atlama masasında birinci gelerek büyük bir başarıya imza attı. Bu zafer, yalnızca sportif bir galibiyet değil, onun için derin bir anlam taşıyordu: Türkiye’de Ermenistan bayrağını dalgalandırmak bir ilke ve zorunluluktu. Aynı gün Ermenistan futbol takımının Gürcistan karşısında aldığı ağır yenilgiye rağmen, Davtyan’ın başarısı halk arasında büyük sevinçle karşılandı ve sosyal medyada geniş yankı buldu.

Davtyan, Türkiye’de yarışmanın her zaman ayrı bir sorumluluk taşıdığını belirtti. Daha önce de bu ülkede Avrupa Şampiyonaları’na katılmış ve ilk kez atlama masasında Avrupa şampiyonu olmuştu. Geçmişte Ermeni sporcuların başarıları sonucunda Ermenistan milli marşının çalındığı ve bayrağın göndere çekildiği anlar yaşanmıştı. Ancak organizasyonlar sırasında zaman zaman bayrak hataları ve alışılmadık doping kontrol uygulamaları gibi bazı sorunlar da dikkat çekmişti.

Antalya’daki bu son yarışmada olağan dışı bir durum yaşanmamış olması olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi. Davtyan, yarışma öncesinde büyük bir gerginlik yaşadığını, çünkü bu kez mutlak bir galibiyet elde etmesi gerektiğini düşünüyordu. Türkiye’de kazanmak onun için yalnızca spor kariyerindeki bir basamak değil, aynı zamanda ulusal bir temsiliyet sorumluluğuydu. Futbol takımının yenilgisiyle aynı güne denk gelmesi ise zaferin halk nezdindeki anlamını daha da derinleştirdi.

Artur Davtyan, zaferlerin sadece bireysel başarılar olmadığını, ülkeyi uluslararası alanda temsil etmenin bir parçası olduğunu vurguladı. Cimnastik branşının Ermenistan’da pek bilinmediğini ve oysa ülkenin bu alanda ciddi başarılar elde ettiğini ifade etti. Paris Olimpiyatları’nda kazandığı gümüş madalya bile, Türkiye’de kazandığı bu altın kadar ilgi görmemişti. Bu durum, kamuoyunun tüm branşlara eşit değer vermesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.