Tarihçi Robert Ghazaryan’a göre, ülkede devlet destekli Ermeni karşıtlığı politikası, Azerbaycan’ın kuruluşundan bu yana varlığını sürdüren bir durumdur. Ghazaryan, Aliyev rejimi tarafından teşvik edilen bu anti-Ermeni duygunun, İkinci Karabağ Savaşı’nın sona ermesinden sonra bile devam ettiğini ve giderek güçlendiğini ifade eder. Azerbaycan'da özellikle medya üzerinden bu düşmanlığın yayıldığı, nefret söylemlerinin teşvik edildiği ve Ermeni karşıtı propagandanın ülke politikalarının önemli bir unsuru olduğu dile getirilmektedir. Ghazaryan’ın yönettiği Geghard Bilimsel Araştırma Vakfı, Azerbaycan medyasını sürekli izleyerek sahte haberlere karşı tarihî gerçeklere dayalı bilgiler sunmayı amaçlamaktadır. Vakıf, Azerbaycan’da bu tür yalan haberlerin özellikle toplumun dikkatini iç sorunlardan uzaklaştırmak ve Ermenilere yönelik nefret duygusunu canlı tutmak amacıyla kullanıldığını gözlemlemektedir.

Tarihçi, Azerbaycan devletinin, medyayı sıkı bir şekilde kontrol ettiğini, muhalif sesleri bastırdığını ve bu kişilerin zaman zaman sahte suçlamalarla hapse atıldığını belirtir. Yurt dışında dahi muhaliflerin susturulmaya çalışıldığı, hatta bazılarının öldürülmesiyle sonuçlanan olaylara rastlandığı söylenmektedir.

Aliyev rejimi bir yandan Ermenistan ile barış anlaşması yapmak istediğini iddia ederken, diğer yandan Ermenilere yönelik nefret söylemlerine devam etmektedir. Ghazaryan, Azerbaycan'ın bu anlaşmayı en kârlı şartlarla yapmayı amaçladığı izlenimini taşır. Bu politikayı durdurmak adına, Azerbaycan’ın sahte haberlerine karşı mücadelede hem devlet hem de sivil toplum düzeyinde daha güçlü adımlar atılması gerektiğine inanmaktadır. Ghazaryan, uluslararası toplumun çoğu zaman ekonomik ve siyasi çıkarları nedeniyle bu duruma sessiz kaldığını, ancak Ermeni karşıtlığının gündemde tutulmasının ve diplomasi yoluyla uluslararası farkındalık yaratılmasının önemli olduğunu düşünmektedir.