Türkiye'de iktidarda olan "Cumhur" ittifakı üyesi MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, geçtiğimiz günlerde Karabağ'daki 44 günlük savaşta Türkiye'nin Azerbaycan'a sağladığı askeri destekle ilgili dikkat çekici bir açıklama yaptı.

Yıldırım, "Ebulfez Elçibey [Azerbaycan'ın ilk cumhurbaşkanı], Karabağ'ın 1. savaşı için '4 helikopter vermeyenden ne isteyeyim, Demirel de vermedi, Özal da vermedi' demişti... Oysa Karabağ'ın 2. savaşında 'Cumhur' ittifakı oraya F-16 filosunu indirdi. Dün 4 helikopter vermiyorsun, bugün ise İHA, SİHA, F-16, genel kurmayın hepsi orada. Ne yapıyor? Oğuz'un vatanını kurtarıyor, Ermeniden toprağını geri alıyor" dedi.

Böylece Türk tarafı, bir kez daha siyasi düzeyde Karabağ'daki 44 günlük savaşa tam katılımını teyit ediyor ve Azerbaycan'ın Ermeni tarafına karşı zaferin tek başına kazanmadığını belirtiyor. Son zamnalarda da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,"Karabağ'a, Libya'ya nasıl girdiysek, İsrail'e de öyle gireceğiz" diyerek bu konuda net bir açıklama yapmıştı.

Bu açıklamalar, Azerbaycan tarafında hoşnutsuzlukla karşılanıyor. Hem resmi düzeyde hem de medyada veya analitik çevrelerde, "Türk silahları için son kuruşuna kadar ödediklerini ve Karabağ'da tek başlarına kazandıklarını" iddia etmeye, her şekilde kanıtlamaya çalışıyorlar.

Ancak, Azerbaycan'ın açıklamalarına rağmen, Ankara'nın savaştan sonra da Azerbaycan ordusunu silahlandırmaya devam ettiği inkar edilemez bir gerçektir. 2020'den sonra açık kaynaklarda, Azerbaycan'ın Türkiye'den yeni ürün olan "Akıncı" SİHA'ları, "Cobra II" zırhlı araçlar ve diğer silahlar satın aldığına dair haberler yayınlandı. Üstelik Türk tarafının reklamlarına göre "Akıncı" SİHA'ları, 44 günlük savaş sırasında çokça konuşulan "Bayraktar TB2" SİHA’larının daha da geliştirilmiş versiyonu.

Türk basını ayrıca Azerbaycan'ın Çekya ve Slovakya ile silah satın alma anlaşmaları imzaladığını yazdı. Özellikle defenceturk.net'e göre, Azerbaycan ordusu Çekya'dan tedarik edilen ilk 155 mm L-45 DITA obüsünü teslim aldı ki toplam 70 adet sipariş etmiştir. Daha önce de Azerbaycan'ın Slovakya'dan 48 adet 155 mm Nora obüsü alacağı biliniyordu. Bakü, İsrail, Pakistan ve diğer ülkelerden de büyük miktarlarda silah almaya devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Ermenistan Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Sargis Khandanyan, Azerbaycan'ın silahlanması konusunda endişelerini dile getirdi. Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşılıklı silah kontrolü mekanizması oluşturma teklifinde bulunduğunu, ancak bunun yanıtsız kaldığını hatırlattı.

Böylece son dönemde Ankara'da, Bakü'ye 44 günlük savaş sırasında sadece siyasi değil, aynı zamanda ciddi ve kapsamlı askeri destek sağladıklarını ve savaşta elde edilen zaferdeki paylarını sıkça dile getiriyorlar. Bakü, "büyük kardeşin" bu açıklamalarını belirgin bir hoşnutsuzlukla karşılasa da, aynı zamanda Türk ve diğer silahlarla silahlanmaya devam ediyor. Bu durum, Bakü'nün bölgede kalıcı barışı sağlama isteğini şüpheye düşürüyor ve dahası, Azerbaycan tarafının her an provokasyona başvurma olasılığını artırıyor. Yerevan'ın karşılıklı silah kontrolü mekanizması oluşturma teklifine yanıt verilmemesi de bunların hepsini kanıtlamıyor mu?