İngiltere Parlamentosu'nda "Dağlık Karabağ mültecilerine uluslararası destek" başlıklı bir tartışma gerçekleştirildi.

"Armenpress"in haberine göre, tartışma sırasında Milletvekili Carol Monaghan konuşmasında, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki son askeri operasyonların çatışmanın çok uzakta olmadığını gösterdiğini kaydetti.

illetvekili, "Yakın zamanda bir barış anlaşması müzakere etmiş olsalar da gerilim hâlâ yüksek ve eğer barış varsa kesinlikle kırılgandır. Geçtiğimiz yıl bazılarımız Westminster Salonu'nda Ermenistan'dan Dağlık Karabağ'a giden ana tedarik yolunun, Laçin Koridoru'nun kapatılması konusunda konuştuk. O dönemde pek çok saygın üye kıtlık ve insani felaket olasılığının altını çizmişti. Sözde Rus barışı koruma görevlileri en iyi ihtimalle gözlemciydi ve en kötü ihtimalle yerel Ermeni nüfusuna yönelik devam eden zulmü aktif olarak destekliyordu."dedi.

Kendisi, en çok korkulan sonucun, geçen yılın Eylül ayında Azerbaycan ordusunun dokuz ay süren kuşatma sonrasında Ermeni nüfusunu sınır dışı etmesiyle gerçekleştiğini üzülerek kaydetti.

İngiliz milletvekili, "Ermenistan 3 milyon nüfuslu küçük bir ülke olduğu için, Dağlık Karabağ'dan 100.000'den fazla mültecinin yanı sıra 2020'deki savaştan sonra 40.000 mültecinin daha gelmesi, Ermenistan üzerinde önemli bir etki yarattı." ifade etti.

Geçen ay Ermenistan'ı ziyaret eden Parlamentolararası Birlik heyetinin üyesi olduğunu söyleyen milletvekili, "Kuşatmanın korkunç ayrıntılarını ve sonunda sınır dışı edilmelerini anlatan Dağlık Karabağlı bir grup mülteciyle tanıştık. Sözde Rus barışı koruma görevlilerinin, yerel halkın sahip olmadığı ayrıcalıklı bir statüyle Ermenistan'a gittiğini ve yalnızca açlıktan ölmek üzere olan insanlara çok yüksek fiyatlarla satmak için mal satın aldıklarını anlattılar. Tıbbi malzeme, yakıt ve hatta su elde etmenin zorluğunu anlattılar. İnsanların evlerinin bombalanmasıyla kuşatmanın şiddetli bir şekilde sona erdiğini anlattılar. Saat 12.30'da çocuklar okuldayken bombardımanın başladığını duyduk. İnsanların sevdiklerini bulmaya çalışırken yaşadıkları kaosu, evlerinden sadece sırtlarındaki kıyafetlerle çıkanların acılarını anlattılar. Mültecilerin çoğu artık sınır kasabalarında ve Jermuk ve çevresinde aile üyeleriyle birlikte kalıyor, ancak her Ermeni şehri mülteci akınından etkilendi. Mülteciler elbette Azerbaycan'ı eleştiriyor ama aynı zamanda Rus barış güçlerini de kendilerini korumadıkları için eleştiriyorlar." sözlerine ekledi.

Milletvekili, Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin saldırısı sırasında müdahale etmeyen ve Dağlık Karabağ halkını korumayan Rus barışı koruma birliklerinin Dağlık Karabağ'daki eylemlerini eleştirdi.

Ona göre, Rus barış güçlerinin bu duruma müdahale etmemesi, uluslararası insancıl hukukun sonuçsuz bir şekilde ihlal edilebileceği yönünde tehlikeli bir emsal teşkil ediyor ve gelecekte Azerbaycan'ın Ermenistan'ı işgal etmesi tehlikesini yaratıyor. Örneğin Nakhicevan yolunun güvenliğini sağlamak için.

Carol Monaghan, "Birçokları için halka yönelik bu etnik temizlik, 1915-1923 Ermeni Soykırımı'nı hatırlatıyor. Aralarında ABD, Kanada ve Fransa'nın da bulunduğu 34 kadar ülkenin tarihi soykırımı tanıdığı, ancak İngiltere'nin bunu başaramadığı dikkat çekiyor. Birleşik Krallık hükümeti, bu tarihi suçun resmi olarak tanınmasını reddederek, Ermeni toplumunun yaşadığı kolektif acıyı gayri meşru hale getirmeye devam ediyor." sözlerini özetledi.