Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi vakfı nda yeni dönemin ilk adımları -
Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi vakfı nda yeni dönemin ilk adımları
Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi Vakfı'nda son dönemde yaşananlar, daha doğrusu seçim sonrası gelişmeler Türkiye Ermeni toplumunun gündeminde öncelikli olarak dikkat çekiyor. Esayan Lisesi mezunlarının geleneksel toplantısı yıllar sonra yeniden düzenlendi. Vakıf bünyesindeki bu büyük eğitim kurumunun hem kurucu temsilcisi hem de ortaokul ve lise bölümlerinin müdürlerinin değişeceği resmen açıklandı. Yakın geçmişteki yönetsel buhran ortamında kiliseye giremez duruma gelen Lusavoriç Korosu'nun çalışmaları normal seyrine döndü. Başkan Aksel Topalyan ve vakfın yeni yönetim kurulu yeni dönemin ilk değerlendirmelerine koşut olarak, ilk icraatlarını da yapmaya başladı. Yeni yönetimin iş başına gelmesinden sonra kutlanan ilk Pentegoste Bayramı'nda da Türkiye Ermenileri Patriği Başepiskopos Sahak Maşalyan vakıfa ziyarette bulundu ve kilisenin kuruluş yıldönümü törenlerine katıldı. Bu arada Beyoğlu Ailesinin cemaatle entegrasyonu da ivme kazandı. Seçimlerden bu yana geçen zaman zarfında vakfın yöneticileri cemaatin tüm toplantı ve etkinliklerinde hazır bulunmaya özen gösterdiler. Beyoğlu Vakfı her düzlemde yeniden temsil edilmeye, varlığını hissettirmeye başladı.
Başkan Aksel Topalyan ve arkadaşları, Pentegoste yortusunda Patrik Hazretleri'yle yaptıkları istişarede yeni döneme dair ilk gözlemlerini paylaştı, değerlendirmeler yaptı ve hedefler hakkında bilgi verdi. Burada konuşulanlar vakfın son durumunun fotoğrafını yansıtıyordu, ayrıca yönetimin öncelikleri hakkında da ipuçları verildi. Hemen söylemek gerekiyor ki seçilen yönetim henüz çok yeni ve zamana gereksinim duymakta. Öte yandan yeni yönetimin tüm üyelerinin, mesleki yaşamlarında alanlarında öncü kişilikler olması, vakfın mevcut gerçeklerine çabuk nüfuz edebilmek bakımından avantaj sağlamış durumda.
Başkan Topalyan ve arkadaşları göreve geldikten hemen sonra vakfın, yaklaşık 2.2 milyon lira olan gelirini 3 milyon liraya yükseltmiş. Yaklaşık %50'ye karşılık gelen bu artış bağlamında en önemli konulardan bir tanesi, sonuca kiracılarla girişilen yapıcı ve olumlu diyalog sayesinde ulaşılmış olması. Yönetim kurulu bu rakamı yıl sonuna dek aylık 5.5 milyon liralar seviyesine çekmeyi hedefliyor. Bu adımlar atılırken her ayrıntı gözetiliyor. Zira vakfın hayır işlerinin istikrarı için kira gelirleri maksimize edilmeye çalışılırken, büyük çoğunluğu esnaf olan kiracıların da durumu gözetiliyor.
Vakıf yöneticileri tarafından Patrik Hazretleri'nin dikkatine sunulan tablo çarpıcı bir gerçeği de yansıtıyor. Nitekim 50-60 yıldan bu yana Beyoğlu Vakfı'na ait mülkler gereken fiziksel özenden mahrum kalmış. Örneğin 1950 yılından beri Tokatlıyan Han'ın elektrifikasyon sistemi elden geçmemiş. Şu anda Başkan Aksel Topalyan bu konuyla bizzat ilgilenmekte. Bakımsızlıkla geçen yılların sonucunda doğan sıkıntıları yeni yönetim kurulu bu aşamada ivedilikle aşmak için çaba sarf etmekte. Bu noktada aslında vakıfa ait taşınmazlarla ilgili sorunlar birden fazla eksen etrafında toplanmakta. Bir taraftan mekanların bakımsız kalmış olması ve bazılarının piyasa değerinin altında kiraya verilmiş olması, diğer taraftansa kiraya verilebilecek durumda olan taşınmazların önemli bir bölümünün şu anda atıl durumda olması. Yani daha yalın bir ifadeyle, Beyoğlu Vakfı'nın şu anda önemli sayıda taşınmazı boş. Yönetim kurulu tüm bu sorunları yıl sonuna kadar çözmeyi ve yeni yıldan başlayarak kira gelirlerini ikiye katlamayı hedeflemekte. Hem mevcut kiracılarla yürütülecek müzakerelerin olumlu seyretmesi, hem de onarılacak ya da boş mekanların da kiralanmasıyla bu hedefin tutturulabileceğine ya da aşılabileceğine dair bir iyimserlik şu an için belli oranda gerçekçi sayılmakta. Ancak tabii anımsatmakta yarar var ki bu beklentilerin gerçekleşebilmesi ülke ekonomisinin genel gidişatıyla da doğru orantılı olacak. Yöneticilerin yaptığı çok manidar başka bir saptama daha var: Seçimden kısa zaman önce yapılan kapsamlı kilise onarımının ödemeleri de bu yeni döneme kalmış durumda.
Tahminlerin gerçekleşme olasılığından bağımsız olarak yeni yönetimin yaklaşık iki aylık çalışmanın ışığında bugün toplumla paylaştığı tablo, Beyoğlu efsanesinin ne derece doğru olup olmadığını canlandırabilmek açısından gerçekten çok önemli. Bu nokta gerçekten çok önemli çünkü uzun yıllardan beri cemaatte hakim olan kolaycı zihniyet, tıkandığı her noktada Beyoğlu'nu günah keçisine çevirdi. Evet, gerçi vakıf olması gerektiği gibi yönetilmiyordu ama Türkiye Ermeni toplumunun tüm mali sorunlarının çözümünün de, Beyoğlu Vakfı kaynaklarının toplumun geneline paylaştırılmasına bağlanması da kuşkusuz abesle iştigaldir. Bu bakımdan Beyoğlu Vakfı'nın nesnel olarak bilançosunu bilmek, aynı zamanda cemaatin mali potansiyelini de gerçekçi olarak anlayabilmek açısından büyük önem taşımakta. Dolayısıyla Başkan Topalyan ve arkadaşları bugün bu yapay gündemin sorgulanmasını ve abartılı beklentilerden doğabilecek hayal kırıklıklarının önlenebilmesini sağlayabilmek açısından son derece sorumlu davranmakta.
Seçimden bu yana yeni yönetim kurulu, vakıf açısından şu ana dek kaybedilen zamanı telafi edebilme motivasyonuyla çalışmakta. Bu hedef zaten somut sonuçlara hızla ulaşabilmenin ön koşulu sayılabilir. Öte yandan Beyoğlu Vakfı bünyesinde faaliyet gösteren tüm kurumların gerçek anlamda canlanabilmesi için bazı önemli hamleler gerekmekte. Vakfın himayesindeki kurumlar ağının dinamizmi, kuşkusuz yönetim kurulunun sağlayacağı verimliliğe bağlı. Bu bakımdan Topalyan yönetiminin belli öncelikleri zaten şekillenmiş durumda. Patrik Hazretleri'yle yapılan istişarede yöneticiler bunlardan bazılarının üzerinde önemle durdular, paylaştıkları ayrıntılarla da bir anlamda vizyonlarını da sergilediler.
Balıkpazarı'ndaki kilise külliyesinin içerisindeki, şimdilerde Narekyan Salonu olarak bilinen ve aynı adı taşıyan eski okul binasının ilk fırsatta onarımı tasarlanmakta. Yönetim kurulu burayı zamanın gereklerine uygun, her tür etkinliğe ev sahipliği yapabilecek koşullarda sahnesi olan çok amaçlı bir salona dönüştürmek arzusunda. Bu noktanın cemaatin gençleri bakımından bir çekim merkezine dönüştürülmesi hedeflenmekte. Yönetim kurulu, buradan doğacak coşkunun ve burada birikecek enerjinin toplumsal önemli kazanımlar için alt yapı oluşturacağına kanaat getirmiş durumda.
Tokatlıyan Han'ın değerlendirilmesi, veriminin yükseltilmesi yeni dönemde de kaçınılmaz olarak gündemde. Başkan Topalyan Patrik Hazretleri'ne, yeni yönetime şimdiden bu konuda önerilerin gelmeye başladığını bildirdi. Gerçi böyle bir taşınmaz durumunda sürecin işlemesi ve somut aşamaya gelinebilmesi için en az iki ya da üç yıllık bir zaman söz konusu, ancak yönetim kurulu bu konudaki hazırlıklarını hızla tamamlamak ve müzakereye hazır duruma gelmek için kararlılık sergiliyor. Başkan Topalyan Tokatlıyan'ı, mücevher bir bina olarak nitelendiriyor. Yönetim kurulu, kentin kalbindeki bu abidevi taşınmazı değerlendirirken kendisine rehberlik edecek ilkeleri yavaş yavaş netleştiriyor. Tokatlıyan Han'ın yakın zamanda başlayacak köklü onarımları yakın ve orta vadeli verimliliğini arttırmaya yönelik olacak ancak uzun vadede de yarar sağlayacak. Yöneticilerin Patrik Hazretleri'ne aktardığına göre, Tokatlıyan Han konusunda metrekare odaklı pazarlıklara girişmek gerekmeyecek, çünkü zaten söz konusu olan tescilli bir yapı. Kuşkusuz yönetim kurulu kazanç sağlamayı, gelirleri en üst düzeye çıkartmayı hedefleyecek ancak Tokatlıyan projesi sadece daha çok kazanmaya odaklanmayacak. Başkan Topalyan'ın ifadeleriyle, bu abidevi mimari eserin, Türkiye Ermeni toplumunu temsil eden, çehre sahibi, kimlik yansıtan bir binaya dönüşmesi gerekiyor. Yani cemaate yakışır olması da, getireceği kazanca eşdeğer addediliyor. 'Önemli olan binanın bizi nasıl temsil edeceği.' diyor Aksel Topalyan. Sonuçta yönetim kurulunun Tokatlıyan Han konusunda benimseyeceği yol haritasının parametreleri şekillenmiş durumda: Taşınmazın Ermeni toplumunu temsil etmesi, doğru partnerle çalışılması ve boşaltma/bekleme dönemine dair gözetilecek incelikler. Başkan Topalyan'ın Patrik Hazretleri'ne anlattıklarına tanıklık edenler açısından, yönetim kurulunun seçimden önce bu konuya çok kafa yormuş olduğunu gözlemlemek zor değil.
Toplumun Beyoğlu Vakfı yönetim kurulundan performans beklediği bir diğer önemli nokta Şişli Ermeni Mezarlığı. Mezarlık bağlamındaki yaygın duyarlılığa karşılık gelebilecek adımları atmak için yeni yönetim kurulu zaten kolları sıvamış durumda. Burada da onarım ve alt yapı hamleleri gündemde. Seçimden sonra yapılan ilk tesbitlere göre, mezarlığa karşı da hayli ilgisizlik sergilenmiş. En önemli sorunlardan bir tanesi, uzun zamandan beri mezarlık aidatlarının toplanmamış olması. Yöneticilerin Patrik Hazretleri'nin dikkatine üzülerek sunduğu tablo, hem iş yapılmadığını hem de işlerin takip edilmediğini, böylelikle de vakfın mağduriyetinin katlandığını gözler önüne sermekte. Şişli Ermeni Mezarlığı'nda da girişilen çalışmaların sorumluluğunu ve koordinasyonunu yeni yönetim kurulunun bazı üyeleri üstlenmiş durumda.
Beyoğlu Vakfı himayesindeki Fakirlere Yardım Kolu da özel önem taşımakta. Zira bu vakfın çevresinde, Türkiye Ermeni toplumunun en mütevazi katmanlarından insanlar, hayli ağır sosyoekonomik bir gerçek göğüsleyerek yaşamakta. Başta Tanya Ozinyan Kuduç olmak üzere, bu bağlamda sorumluluk üstlenmiş yönetim kurulu üyeleri Patrik Hazretleri'yle, ziyaret ettikleri evlerden olan tanıklıklarını gerçekten derin bir üzüntüyle paylaştılar. Karşılaştıkları sarsıcı insani dram karşısında yaşadıkları burukluk bir anlamda da üstlendikleri sorumluluklar yönünde çalışırken onları adeta kamçılayan bir nitelik kazanmış. Beyoğlu Vakfı şu anda yaklaşık 300 aileye nakdi ve ayni destek sağlamakta. Patrik Hazretleri'ne aktarılan bilgilere göre, bu desteklerin artarak sürdürülmesi için yönetim kurulu ciddi bir iradeye sahip.
Ve gelelim Esayan Lisesi'ne... Bünyesindeki kurumlar ağının tüm çeşitliliğine karşın, bu okul Beyoğlu Vakfı'nın omurgasını oluşturmakta. Anaokulundan lise sona kadar uzanan dev bir eğitim yuvası karşısında yeni yönetim kurulunun kaybedecek saniyesi dahi yok. Son yıllardaki yönetsel buhran ortamında uzman kadrosu örselenen ve çalkantılarla istikrarı tehlikeye düşen bu okulun bir an önce canlanması toplumun en büyük beklentisi. Kaldı ki bu mesele sadece Esayan Lisesi'yle de sınırlı değil çünkü İstanbul Ermeni toplumunda köklü bir eğitim reformu yapılabilmesi açısından da bu okulun yakalayacağı ivme ve doğuracağı çekim gücü yaşamsal önem taşımakta. Kuşkusuz eğitim alanının kendine özgü bir gerçeği var. Hamlelerin sonuçlarını görebilmek için sabır ve sistematik çalışma vazgeçilmezdir. Dolayısıyla yeni Kurucu Temsilcisi Lena Yeniyorgan, yönetsel kadroda ve eğitim kadrosunda gereken değişikliklerin yapıldığını Patrik Hazretleri'nin bilgisine sundu. Burada zaten yönetim kurulu tarafından sürecin devamında uzman personelin önünün açılmasıyla alınabilecek olumlu sonuçları görmek için acele etmek eşyanın doğasına aykırı kaçmakta. Ancak Esayan Okulu'nda önümüzdeki dönemde bir silkinmenin, bir uyanışın yaşanacağını tahmin etmek bu aşamada zor değil.
Bu arada okul binasının depreme karşı dayanıklılığı konusu da yönetim kurulunun öncelikle odaklandığı konulardan birisi. Yönetim kurulu üyelerinden Gülüzar Artuç uzmanlığı itibarıyla konunun bu boyutuyla ilgilenmekte. Artuç Patrik Hazretleri'ne, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından benimsenen tüm ölçütlerin de dikkate alındığı bir incelemenin söz konusu olacağını ifade etti. Mevcut yoğunluk nedeniyle yetkili firmalar belli gecikmelerle çalışsalar da, yönetim kurulu Esayan Lisesi külliyesinin depreme karşı dayanıklılığının zerre kadar kuşku uyandırmayacak seviyeye getirmekte kararlı.
Esayan Lisesi'nin özelindeki konulardan sonra, Başkan Aksel Topalyan Patrik Hazretleri'yle eğitim alanı bağlamında başka yaklaşımlarını da paylaştı. Bu çerçevede yeni dönemde vakıf tarafından verilecek olan burslar da gündemde. Yeni yönetim kurulu burslarla sosyal destekleri koşut olarak değerlendirme eğiliminde. Beyoğlu Vakfı, cemaatimizin beş lisesinden her yıl mezun olan öğrenciler arasından en başarılı iki tanesine yurt dışında, iddialı bir üniversitede yüksek eğitim görebilmesi için burs sağlamayı tasarlamakta. Bu burs o başarılı öğrencilere tüm eğitim döneminde verilecek ve böylelikle toplumda nitelikli insan gücünün yükselmesine katkı sağlanmış olacak. Aksel Topalyan, böyle bir desteğin gençlerimizin cemaat liselerine gitmesini teşvik edeceği kanaatinde. Başkanın sözleri şöyle: "Bir veli, çocuğumu neden Ermeni okuluna göndereyim, diye kendi kendisine sorduğunda, ikna edici yanıtları olmalı ki ona göre tercih kullansın."
Beyoğlu Vakfı'ndan esen yeni rüzgar, ulaşan yeni haberler bakalım nasıl evrilecek? Zaman ne gösterecek? Bekleyip, hep birlikte göreceğiz...
Bu haber jamanak kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (jamanak) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(jamanak). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com