Değişen ben değilim, değişen Türkiye siyaseti -
Değişen ben değilim, değişen Türkiye siyaseti
HDP milletvekili Garo Paylan, 22 Nisan'da "Ermeni Soykırımı’nın 107. yılında; Ermeni Soykırımı'nın tanınması, sorumluların belirlenmesi; Soykırım’da sorumluluğu bulunan kişilerin isimlerinin kamusal alanlardan kaldırılıp, yerlerine Soykırım’a karşı duran kamu görevlilerinin isimlerinin verilmesi; mağdurlara ve aile üyelerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesi’" amacıyla TBMM’ye bir kanun teklifi sundu. Paylan’ın teklifini sunmasının ardından İYİ Parti, AKP ve MHP’de Paylan’ı hedef alan açıklamalar geldi. Son yedi yıldır her sene bu teklifi verdiğini söyleyen Paylan "Bu meseleyi ait olduğu yere, Türkiye'ye taşıyalım diyorum ama bunun konuşulması dahi kriminal vaka haline getirildi" diyor.
Gelişmelerin ardından Garo Paylan Agos’a değerlendirmelerde bulundu. Paylan şöyle konuştu:
“2015 yılında milletvekili oldum, milletvekili olmadan önce de Ermeni Soykırımı'yla ilgili adalet mücadelesi veriyordum. Soykırım ifadesini kullanmam konusunda herhangi bir sıkıntı yoktu. Vekil olduktan sonra 7 yıldır meclise her 24 Nisan'da araştırma önergesi ve kanun teklifleri verdim. Bu yıl organize şekilde ırkçı bir saldırıyla karşı karşıyayım. 7 yıldır herkes araştırma önergemin gerekçesini okudu, ben de ‘Gelin bu meselenin adını koyalım, bu meselenin faillerini belirleyelim 107 yıldır adalet bekleyen Ermeni halkının yüreğini soğutalım ve ruhlarını şad edelim’ dedim. Bu şu demektir: bu meseleyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşalım demektir. Milletvekilleri zaten bunun için vardır, toplumun sorunlarını toplumun dikkatine sunmak için vardır. Kanun tekliflerini sunarlar bu teklifler de komisyonlar ve genel kurullarda görüşülür orada çeşitli vekiller önergeler verirler. Ama bu konunun teklif edilmesi dahi maalesef şu anda kriminal bir vaka haline geldi.”
Paylan şöyle devam etti:
“Kanun teklifinde ‘Bu konu Amerika, İngiliz ve Arjantin Parlamentolarında konuşuldu, Ermeni Soykırımı olarak kabul edildi ama Ermeni halkının yarası iyileşmedi, bu yaranın iyileştirecek ve adalet sağlayabilecek tek meclis o da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ çağrısında bulundum. ‘Bu meseleyi ait olduğu yere Türkiye'ye taşıyalım, konuşalım ve adaleti sağlayalım’ diyorum ama maalesef bu meselenin bırakın konuşulmasını teklif edilmesi dahi kriminal vaka haline getirildi, iktidar ve muhalefet maalesef organize şekilde yapmaya başladı."
"Bu Türkiye için kayıp. Değişen ben değilim, değişen Türkiye siyasetidir. Biz zaten Ermeni soykırımından sonra 80 yıl sessizliğe mahkum edilmiştik daha sonra bu sessizliği Hrant Dink bozmuştu, Ermeni halkının başına gelen büyük felaketi anlatmaya başlamıştı sonra siyasette alan açıldı ve bu meseleyi konuşur olduk. Şimdi diyorlar ki ‘O konuşulabilir bölüm kapandı, kapattık. Susacaksınız, konuşmayacaksınız’ Konuşmadıkça meseleler çözülmez, adalet sağlanmaz ve bu mesele başka ülkelerin konusu olmaya devam eder. Ben bu meselenin ait olduğu topraklara taşımak için ait olduğum meclise taşımak için bu teklifi verdim."
Paylan tehditler aldığını söyledi:
"Şu anda büyük bir saldırıyla karşı karşıyayım, tehditler alıyorum. Ama ben adalet mücadelesi vermekten vazgeçmeyeceğim. Türkiye büyük bir karanlığa doğru sürükleniyor, bu karanlık, konuşulmayan, yüzleşilmeyen her suçun tekrarlanacağı gerçeğidir. Irkçı partiler ‘Bunu yaptık, yine yaparız’ diyorlar ve bu kararın arkasında duruyorlar. Soykırımın failleri Talat Paşa gibi kişilerin yaptıklarını onaylıyorlar. Bu suçun tekrarlanacağı ve devam edeceği anlamına gelir. Ülkem adına büyük bir tehlike ve tehdittir.”
Gelişmelerin ardından Garo Paylan’a destek veren kampanyalar da seslerini duyurdular.
Bu haber agos kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (agos) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(agos). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com