Yüzleşmek... Hiç değilse dar alanlarda... -
Türkiye`de Ermeni kimliği Ermeni gençlerin yaşamlarını nasıl etkiliyor? Ermeni gençlerin dünya görüşünü şekillendiren olaylar neler?
"Türkiye'de Ermeni olmak zor ve Türkiye'de bir Ermeni olarak doğduğum için de kendimi şansız hissediyorum. Çünkü haklarım var ama bir o kadar da haklarım yok."
"Bence Türkiye'de Ermenice isim kullanmak, kesinlikle ama kesinlikle çok önemli bir şey. Çünkü artık Ermenice bir isim, hitabetten öte Türkiye'de Ermeniler için kültürün devamı demektir."
"Bizim Ermenicemiz Batı Ermenicesi olarak geçiyor. Çünkü Ermenistan'da konuşulan Ermenice ile biraz daha farklı. Batı Ermenicesi, kaybolan diller sınıfında. Aslında günlük hayatta bizim daha çok Ermenice konuşmamız lazım."
"Kendimi güvende hissetmeyeceğim alanda Ermenice konuşmam. Kamusal alanda da konuşmam. Mesela Esenler'e, Bağcılar'a, Beylikdüzü'ne, Güngören'e, Zeytinburnu'na giden kamusal bir araçta ailemden birisiyle Ermenice konuşmam; onlar konuşmaya çalışırlarsa da engellerim."
"Toplu taşımalarda, kimin nerede olduğunu bilmediğiniz ya da kendinizi güvende hissetmediğiniz semtlerde Haç işareti bir anda saklanılır, yok olur."
Anlatılar, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi sosyoloji lisans dördüncü sınıf öğrencisi Sena Arusal'ın "Türkiye'de Ermeni Olmak: Türkiye'de Ermeni Kimliğinin Ermeni Gençlerin Yaşamlarına Etkisi" başlıklı araştırmasından. İfadeler de 18-30 yaş aralığındaki beş Ermeni gence ait.
Arusal, görüştüğü bu gençlerin din ve dile dair Türkiye'de deneyimlediklerine, maruz kaldıkları toplumsal eşitsizliklere, Hrant Dink suikastından nasıl etkilendiklerine ve 1915'i nasıl andıklarına odaklanıyor.
bianet'e araştırmasını anlatan Arusal, "Azınlıklara yönelik haklar Türkiye'deki Ermeni gençler için elzem" diyor. Arusal'a göre, azınlıklara verilen ya da "verilmeyen" haklar, Ermeni gençlerin dünya görüşlerini ve politik kararlarını belirlemede oldukça etkili.
Arusal'ın araştırması gösteriyor ki Ermeniler de kimliği fark etmeksizin gelecekten kaygısı günden güne artan gençlere dahil. Ancak onları "Türkiye'den gitmek istemeye itecek nedenler" daha çeşitli.
Arusal, bu nedenlerden "en yeni" olanını "Mesela geçen yıl yaşanan Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Karabağ savaşı sırasında artan nefret söylemleri, Ermeni gençlerinde 'Acaba göç mü etsem?' sorularına neden olmuş. Karabağ savaşından sonra Türkiye'deki Ermeni gençlerinde tedirginlik arttı. Gençlerden biri, iletişim kurmaya çalıştığımda 'Umarım gerçekten biri bu konuda çalışıyordur ve umarım bu gerçek bir kişidir' demişti" diye anlatıyor.
Hrant Dink'in etkisi ve 1915
Gençlerin anlatılarına göre, Ermeni gençlerin dünya görüşünü etkileyen olayların başında Hrant Dink'in "gözlerimizin önünde" öldürülmesi geliyor.
Şöyle aktarıyor Arusal:
Hemen hepsi o günü hatırlıyorlar. Ermeni okullarında öğretmenlerin ağladığını, televizyonlardaki haberleri hatırlıyorlar. Kimisi o an anlamamış ne olduğunu! Genç kuşaklar 1980 dönemini, 6-7 Eylül olaylarını, 1915'te yaşananları aktarım yoluyla öğrendiler. Ancak Dink'in öldürülmesi öyle olmadı. Bu suikast, Ermeni kimliğinin hatırlanmasında gençler için doğrudan deneyimlenen toplumsal-tarihsel olay.
Gençlerden biri, Arusal'a "Bugün beni ben yapan şey Hrant Dink suikastı" demiş. Arusal, bunu da "Kuşaklar arası bu suikasttan etkilenme de farklılaşıyor. Ermeni gençlerin ebeveynleri, büyükanneleri, büyükbabaları 1915'i hatırlayıp daha da travmatize olurken Ermeni gençleri politize oluyor ve 'Hayır, biz de konuşmalıyız ve toplumsal meselelere müdahil olmalıyız' tutumunu alıyor" ifadeleriyle yorumluyor.
Araştırma, Ermeni gençlerin "1915'i hatırlama" biçimlerinin de önceki kuşaklardan farklı olduğunu ortaya koyuyor:
"Her kuşağın bir öncekinden devraldığı bu yas, bir asırlık bir yara."
"Kamp Armen, Hrant Dink'in yaşadığı ve Rakel Dink ile tanıştığı bir yetimhaneydi. Çocukların inşa ettiği bir yetimhaneydi. Yıkılmaya çalışıldı. Nor Zartonk oraya gitti ve bu yıkımı durdurdu. 170 günü aşan bir sürede direndik ve orayı geri aldık. Ama biz direnirken yalnız değildik. Kürt'ü, Alevi'si, Türk'ü, Ermeni'si, yurt dışından gelen insanlar yanımızdaydı. Bütün toplumlarla beraber kardeşçe direndik. Bizim zamanında yardım ettiğimiz desteklediğimiz toplumlar bu mücadelede bize destek oldular. Bu kampı 170 küsür günün sonunda aldık. Orası Hrant Dink'in bir hatırasıydı, anısıydı ve biz o anıyı hatırayı sonuna kadar savunduk."
24 yaşındaki bir Ermeni
Karma evliliklere yaklaşım
Araştırmanın "çarpıcı" yanlarından biri de Ermeni gençlerin karma evliliklere nasıl yaklaştığına yönelik yanıtlar. Arusal, "Karma evlilik yaptığınız zaman Ermeni cemaatinden görebileceğiniz yaptırımlar olabiliyor. Arkadaşlardan, aileden, akrabalardan dışlanma korkusu yaşanabiliyor bu nedenle. Ermeni kültürünün yaşatılması, muhafaza edilmesi ve yeniden üretilmesi noktasında kendi cemaatinizden biriyle evlenmeniz ya da partner olmanız daha olumlu bakılan bir şey halen" diyor ve ekliyor:
"Ermeni nüfusu giderek düşüyor, beyin göçleri artıyor. Ermenicenin kaybolmasına, kültürün yok olmasına yönelik kaygılar hâkim. Ama kuşaklar arası bunun kırıldığını da gözlemledim."
"Ben 18-19 yaşımdayken Ermeni kimliğim partner seçiminde vs. etkili değil diyordum, herhangi bir Müslüman ile bir Türk ile bir Alevi bir Kürt ile de evlenebilirim diyordum ama artık onun öyle olmadığını fark ettim.
"Belli bir yaşa geldikten sonra tamamen ortak bir kültürde partner, eş aramaya başlıyorsunuz. Çünkü yaşam artık öyle bir şekilde değişmeye başlıyor ki evlilik biraz da ailelerin evlenmesi gibi bir şey olduğu için senin kafan ve onun kafan uyuşuyordur ama aile içinde çıkacak çatışmalar seni huzursuz edecek."
25 yaşındaki bir Ermeni
Acıları paylaşmak
"Ermeni gençler ne istiyor sizce?" sorduğumuz Sena Arusal, gözlemini şöyle anlatıyor:
Ermeni gençlerin talepleri arasında dili ve dini özgürce yaşamak da geliyor. Bu topraklarda acıları paylaşmak diye bir şey vardır' diyordu bir görüşmecim. Acıların paylaşılması aslında hepimize iyi gelecek. Yüzleşmeyi en azından mikro alanda düşünmeliyiz. Karşılaştığımız Ermenilerin hikayelerini duymaya karşı bir adım atmalıyız. Neler deneyimlediklerini, hangi ayrımcılıklara maruz kaldıklarını dinlemeliyiz.
Dilek Şen
Bu haber bianet kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (bianet) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(bianet). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com