Bir barış manifestosu: Aram Tigran -
Bir barış manifestosu: Aram Tigran
Sanatçı Aram Tigran'ın ölümünün üzerinden 12 yıl geçti. Kürt sanatçılar, yaşamı ve sanatıyla bir direniş örneği olan Tigran’ın, şarkılarıyla yaşadığını söyledi.
“Kürt ve Ermeni halkları arasında bir barış güvercini” olarak anılan Aram Tigran’ın, aramızdan ayrılışının üzerinden 12 yıl geçti. Ailesi 1915’teki Ermeni Soykırımı’ndan kurtularak Batman’ın Sason ilçesine bağlı Bianda köyünden Suriye’nin Qamişlo kentine göç eden Tigran, 1934 yılında Qamişlo’da dünyaya geldi. Henüz 9 yaşında müzikle tanışan Tigran, 1966’dan sonra Ermenistan’ın başkenti Erivan’a giderek, Erivan Radyosu’nda 18 yıl çalıştı. Tigran, 1995’ten sonra Yunanistan’a giderek Atina’ya yerleşti. Tigran, 55 yıllık müzik serüveninde Ermenice, Kürtçe’nin Kirmancî ve Dimilkî lehçelerinin yanı sıra Süryanice, Arapça, Türkçe ve Yunanca şarkılar seslendirdi. “Dünyaya bir daha gelirsem, ne kadar tank, tüfek ve silah varsa hepsini eritip saz, cümbüş ve zurna yapacağım” diyen Tigran, politik duruşunu şarkılarına işledi.
VASİYETİ ENGELLENDİ
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından 2009 yılının haziran ayında düzenlenen 8. Kültür Sanat Festivali’ne katılmak için Diyarbakır’a gelen Tigran, festivalin ardından rahatsızlandı. Daha sonra döndüğü Yunanistan’da tedavisi süren Tigran, 8 Ağustos 2009 tarihinde 75 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Sürgünde doğup, sürgünde yaşamını yitiren Tigran’ın Diyarbakır’da defnedilme vasiyeti ise İçişleri Bakanlığının tavrı nedeniyle engellendi. Brüksel’de toprağa verilen Tigran’ın mezarına Diyarbakır’dan getirilen topraklar döküldü.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 2010 yılında Tigran’ın anısına Aram Tigran Kent Konservatuarı’nı açıldı. Yüzlerce öğrencinin müzik eğitimi gördüğü konservatuar, Kasım 2016’de belediyeye atanan kayyum tarafından kapatıldı.
Tigran, Qamişlo kentinden Brüksel’e uzanan yaşamına 14 Kürtçe albüm sığdırdı ve Kürt halkının yüreğinde büyük bir yer edindi. Kürt sanatçılar, Tigran’ın Kürt müziğindeki önemini anlattı.
‘KÜRTLERİN SESİ OLDU’
Dicle Fırat Kültür Merkezi dengbejlerinden “Sidîkê Farqinê” olarak tanınan Sıtkı Baran, Aram Tigran’ın Kürt müziğinde çok önemli bir rol üstlendiğini belirterek, “Çok etkileyici bir sanatçıydı. Tigran’ın babası ona şu vasiyeti etmiş; Ermeni Katliamı’nda kurtulmamıza Kürtler yardım etti, sen de sağ olduğun sürece hünerlerini bu mücadele için sarf et. Biz de bu yüzden hem O’na hem de sanatına çok değer veriyoruz. Kürt müziğinde çok büyük bir yer edindi. Mücadele üzerine şarkılar söylüyordu. Kürtlerin dertlerini müziğine işlemesi beni çok etkiledi. Ermeni’ydi, fakat daha çok Kürtçe şarkılar söyleyerek Kürtlerin sesi oluyordu. Kürtlerin davasını, mücadelesini Kürt sanatçılardan daha fazla dile getirdi. Bu yüzden bizim için önemi çok büyük ve ağır” ifadelerini kullandı.
‘MÜZİĞİYLE YAŞIYOR’
Tigran’ın Diyarbakır’da toprağa verilememesine tepki gösteren Baran, “Öyle bir isteği vardı, izin verilmedi, hasreti öyle kaldı. Elimizden geldiği kadar unutmamalıyız ve her zaman dile getirmeliyiz. Sanatı yerde kalmamalı. Gençlerimiz sanatını omuzlarına alıp taşımalı, kaybolmasına izin vermemeliyiz. Her zaman dinlemeli ve dinletmeliyiz ve onun amacını gerçekleştirmeliyiz. Evet, belki şu an bedenen yanımızda değil ama müzikleriyle yaşıyor” dedi.
‘ARAM, BİR DİRENİŞ ÖRNEĞİDİR’
Sanatçı Mehmet Atlı, Tigran’ın enstrüman çalıp geleneksel halk şarkıları ve kendi bestelerinden oluşan geniş bir repertuarı seslendirerek bir birikimi aktardığını kaydetti. Tigran’ın bu aktarımı yaparken sade bir müzik ve sade bir Kürtçe ile abartısız bir üslupla yaptığına değinen Atlı, “Ailesinin sığındığı ve hayatta kalmasını sağladığı Kürtlerin dilini sahiplenmesi, milliyetçi bir bakış açısından problemli görülebilir ve görülüyor da. Ama olağanüstü şartlarda, olağan insan hikayeleri olarak bakılırsa, Aram bir temellük ve direniş örneğidir” diye belirtti.
“Elimden gelse tüm silahları saz yapardım” vecizesinin çok önemli olduğunu ve esin verdiğini belirten Atlı, “Bir barış manifestosu gibi. Sade ve sakin bir tutumla ciddiye aldığı işi, müziği yaşadı ve yaşattı. Bir kulisteki kısa tanışıklığımızda şarkılarımı beğendiğini söylemesi beni mutlu etti. Altı dil bildiğini söylemişti ve bir dünya insanı duruşuna sahipti ki bunlar bence önemli ve ders niteliğindedir” şeklinde konuştu.
Tigran’ın müziğinin mirasçısı olduklarını sözlerine ekleyen Atlı, “Görevden ziyade bir ilhamdan söz etmeyi uygun bulurum. Sanat, özgür bireysel seçimlerin alanı. Ama geleneksel müziği ciddiye alanların, güzel bir Kürtçe ile güzel müziklerin buluşması ve evrensel mesajlarla dünya birikimine katılmasını önemseyenlerin Tigran gibilerden öğrenecekleri vardır. Ben öğrenmeye çalıştım ve çalışıyorum. Aram’ın şarkılarını yorumlamayı seviyorum. Ailesinin bu konudaki kolaylaştırıcı tavrını da tebrik ediyor ve teşekkür ediyorum” dedi.
Bu haber evrensel kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (evrensel) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(evrensel). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com