Armaş Manastırı matbaası çöplüğe döndü -
Armaş Manastırı matbaası çöplüğe döndü
Kocaeli'nin İzmit ilçesinde 1611 yılında kurulan Armaş Manastırı'nın kalıntıları çöplüğe dönüştü.
Etrafı yabani otlarla sarılan, zaman içerisinde yıpranan, taşları dökülen ve çöplüğe dönen matbaa, terk edilmiş görüntüsüyle üzüntü yaratıyor.
İHA'nın haberine göre harabeye dönen matbaanın restore edilerek, turizme kazandırılmasını talep eden bölge halkı, bu isteklerini Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne iletti.
Cumhuriyet Mahalle Muhtarı Rahim Varol, "Bu tarihe sahip çıkmak gerekiyor. Tarihi yapının hemen yakınında bir okulumuz bulunuyor. Bu matbaa, yıkılmaya yüz tutmuş bir tarihi eserimizdir. Konuyu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın'a ilettik. Kendisi de bunu gündeme getirdi. Sanıyorum ki ilerleyen süreçlerde bu alanımızla ilgilenecektir" dedi.
Varol şöyle devam etti: "Bu matbaanın yapılmasından sonra büyük kitlelerle turistlerin geleceğine inanıyorum. Biliyorsunuz ki Kuzey Marmara Otoyolu'nun Akmeşe çıkışı var. Bu ulaşımı da kolaylaştırdı. Yetkililerden bu yapıya sahip çıkmalarını bekliyoruz."
Manastır 1860’lı yıllardan itibaren Ermeni toplumu için önemli bir rol oynamaya başlamıştı.. 1864 yılında manastırda bir matbaa kurulmuş ve Huys (‘Umut’) dergisi yayımlanmaya başlamıştı.
Raymond Kevorkyan, ‘The Armenian Genocide: A Complete History’ adlı kitabında İzmit kazasını anlatırken Armaş Manastırı’na şöyle değinir: “İzmit kazasının kuzey kısmında 1611’de kurulan Armaş Manastırı bulunur. Buranın özel önemi Batı Anadolu’da bulunan ilk ve tek Ermeni Ruhban Okulu olmasından kaynaklanmaktadır. 1910’da Ruhban Okuluna bağlı köyün nüfusu 1505 kişiydi. Köylüler Ruhban Okuluna bağlı arazilerde ipekböcekçiliği yapıyorlardı.”
Armaş Manastırı 1866 yılında, daha önce bağlanmış olduğu İznik (Nikomedia) Episkoposluk Bölgesi’nden ayrılmış ve özerk bir başrahiplik makamı olmuştu. Bu değişikliğin başaktörü olan Peder Kevork Aleksanyan, 1869 yılında Armaş başepiskoposluğuna getirilmişti. Aleksanyan 1872 yılında, yapımına 1866 yılında başlanmış olan yeni bir kilisenin inşaatını tamamlamıştı.
O dönemde manastırın ziyaretçilerinin sayısı Mayıs, Haziran aylarında 6-7 bin, Eylül ayında 10-15 bini bulmaktaydı. 21 Eylül 1889 tarihli Tarik gazetesindeki Anadolu-Osmanlı Demiryolları İşletmesi ilanı bu açıdan hayli ilginç: “Armaş Panayırına gidecek olanlar için canib-i idareden teshilat-ı atiye icra edilmiştir: İki nevi bilet verilecektir. Yalnız İzmit’e gitmek için III. Sınıf için altın akçe on beş kuruş alınacaktır...”
1904 yılında bu kütüphanede 223 adet eski elyazması muhafaza ediliyordu ve 1914 yılına gelindiğinde bu sayı iki katına çıkmıştı. 1915 tehcir kanunu, Armaş cemaatinin tamamının tehcir edilmesine yol açmanın yanı sıra, manastırda toplanmış olan paha biçilmez hazinelerin yok olmasıyla da sonuçlanmıştır.
1915’te artık eski halinden eser kalmayan Armaş Manastırı, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından kaderine terk edildi.. 1923-1924 yıllarda kilise ve bitişiğindeki yapıların yıkımına başlandı; kalan duvarların bir bölümü aynı yerde bir caminin inşasında kullanılmış, 1994 yılında ise bu caminin yerine daha büyük bir yenisi inşa edilmiştir.
Ruhban okulu binası, 1990’lı yılların başında hâlâ ayaktaydı. 1999 depreminde hasar gören bina aynı yıl yıkılmıştır. Metruk ve harap durumdaki eklenti binaların, eski matbaayı da barındıran küçük bir kısmı, 2011 yılında halen görünür durumdaydı.
Yakın zamana kadar manastırdan kalan değirmen de ayaktaydı.
Bu haber agos kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (agos) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(agos). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com