​Trump-Fener Patrikhanesi görüşmesinin gizli ayrıntıları - Gündem
29 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Վարագ / Ժամ : Առաւօտ

Gündem :

18 Ağustos 2020  

​Trump-Fener Patrikhanesi görüşmesinin gizli ayrıntıları -

​Trump-Fener Patrikhanesi görüşmesinin gizli ayrıntıları ​Trump-Fener Patrikhanesi görüşmesinin gizli ayrıntıları

ABD Başkanı Trump’a Türkiye’yi şikayet eden Elpidophoros'a göre Ankara’nın aldığı kararlar Rus Ortodoks Kilisesi’nin ve Moskova'nın işine geliyor. Fener'i Ukrayna konusu da dahil, zayıflatıyor

Aydınlık, Ayasofya Camisi’nin açılışından bir gün önce, 23 Temmuz 2020 günü Beyaz Saray’da Fener Rum Patrikhanesi’nin Amerika Başpiskoposu Elpidophoros (Ioannis Lambriniadis) ile ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence arasında yapılan görüşmesinin ayrıntılarına ulaştı.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Elpidophoros, bir sene önce 22 Haziran 2019’da ekümeniklik iddiasındaki Fener Rum Patrikhanesi tarafından Amerika Başpiskoposluğuna getirilmişti.

İNSAN HAKLARI VE DİNİ ÖZGÜRLÜKLER SUÇLAMASI

Beyaz Saray’da 23 Temmuz 2020 günü gerçekleşen görüşmeyle ilgili haberlerde, Elpidophoros’un, Trump ile Pence’e, “Fener Rum Patrikhanesi ve Rum Ortodoks cemaatinin, Ayasofya’ya el konularak camiye dönüştürülmesiyle ilgili endişelerini” anlattığı belirtilmişti.

Basına yansıyan haberlere göre, “Türkiye’deki Ayasofya kararından rahatsızlık, insan hakları ve özellikle azınlıkların dini özgürlüklerinin korunması konusunda endişesini” dile getiren Trump, “Derhal gerekli müdahalelere devam edeceğini” söylemişti.

Görüşmenin ardından Fener Rum Patrikhanesi Amerika Başpiskoposu şu açıklamayı yapmıştı: “Başkan Trump ve Yardımcısı Pence ile Beyaz Saray’da görüşerek Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesinden vahim yeis duyduğumuzun yanı sıra Ekümenik Patrikle ilgili süren güvenlik endişelerini ve dini özgürlüklerle ilgili meseleleri ilettiğim için müteşekkirim.

“Yarın tutacağımız yasın ışığında, dualarla direnmeye devam ederken aynı zamanda mücadelemizi değerlendirilmesi ve eyleme geçilmesi için hükümetin en üst düzeyine taşıyoruz.”

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ise şu tweeti atmıştı: “Başpiskopos Elpidophoros’a da söylediğim gibi Ayasofya’nın her inançtan her kişi için esin ve tevekkül kaynağı olarak erişilebilir kalması çağrısının arkasında Rum Ortodoks Kilisesi ile birlikte kararlılıkla duruyoruz.”

‘İSLAMCI REJİMİN BASKISI ALTINDA’

Aydınlık'ın ABD-Patrikhane ilişkilerinde rol oynayan kaynaklardan edindiği bilgilere göre Elpidophoros, bu görüşmede ABD devlet başkanı ve yardımcısına, doğrudan Fener Patriği Bartholomeos tarafından görevlendirildiğini, Patriğin zor durumda bulunduğunu ve Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı doğrudan eleştiremediğini belirtti. Elpidophoros’un ifadesiyle Bartholomeos, İstanbul’da yaşayan bir Türk vatandaşı olarak “İslamcı rejim” tarafından devamlı surette baskı altında tutuluyordu.

‘ANKARA’NIN ALDIĞI KARARLAR MOSKOVA’NIN İŞİNE GELİYOR’

Fener Patrikhanesi’nin ABD’deki temsilcisi, görüşmede Erdoğan’ın icraatlarının, Patrikhanenin uluslararası arenadaki otoritesini kırdığını ve Bartholomeos’un dünya Ortodoks cemaati içindeki liderlik konumunu zayıflattığını da söyledi. Bilgi veren kaynaklar, Elpidophoros’un Beyaz Saray’daki buluşmada sarfettiği şu sözlere de dikkat çekiyorlar:

“Ankara’nın aldığı kararlar, dolaylı olarak Rus Ortodoks Kilisesi’nin de işine geliyor, öyle ki, Fener’i Moskova’yla çatışmasında, Ukrayna konusu da dahil, zayıflatıyor.”

Görüşmede Trump ve Pence’e, Washington ve Patrikhane’nin eskiden beri ortak olduğunu vurgulayan Elpidophoros, Fener’in, Beyaz Saray’ın gizli talebi doğrultusunda, Ukrayna Kilisesi’nin Rusya’dan ayrılmasını tanıyarak ABD’ye bağlılığını gösterdiğini de sözlerine ekledi.

TÜRKİYE’YE YAPTIRIM YUNANİSTAN’A DESTEK TALEBİ

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Elpidophoros, Trump’tan Erdoğan’a azami baskı yapmasını ve hatta Ankara’ya yönelik yaptırım uygulanmasını da talep etti. Bartholomeos’un temsilcisine göre bu yaptırımlar, Patrikhane’nin korunmasında etkili bir rol oynayacak ve dünya kamuoyuna Fener’in, Batı’nın siyasi merkezleriyle güçlü bağlarını gösterecek. Diğer taraftan Elpidophoros’a göre Trump’ın Hıristiyan dayanışmasını göstermesi, ABD’deki başkanlık seçimleri öncesinde oy bakımdan da olumlu sonuçlar verecek.

Görüşmede dikkat çeken diğer bir nokta ise Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’de gaz arama faaliyetlerini provokatif olarak niteleyen Elpidophoros’un, Amerikan yönetiminden Türkiye’ye karşı Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı desteklemesini talep etmesi.

TÜRKİYE VATANDAŞI PATRİK ADAYI

Fener Patrikhanesi’nin Amerika Başpiskoposu Elpidophoros, sıradan bir isim değil. Yaşı oldukça ilerlemiş olan Bartholomeos’un halefi olarak görülüyor. ABD’de Demokrat Parti taraftarı. 2019 başında, Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ne “otosefallik” (bağımsızlık) kazandıran “tomos” adlı kararnamenin imzalanmasında önemli rol oynadı.

Elpidophoros’un konumu ve faaliyetleri, ABD’nin “dini özgürlük” ve “azınlık hakları” bahanesiyle başka ülkelerin içişlerine karışma politikasıyla da tam bir uyumluluk gösteriyor.

TRUMP: HELENİZM TARAFTARIYIM

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Ankara’nın Ayasofya kararını gözden geçirme talebi de bu açıdan anlamlı. Önde gelen Yunan sitelerinden “GreekReporter”ın da ayrıntılarını açıkladığı görüşme sonrası aşağıdaki ifadelerini bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor:

“Donald Trump, fiilen kendini Ekümenik Patriklik ve bizzat Patrik Bartholomeos’un, ayrıca da Helenizmin yardımcısı ve taraftarı olarak ifade etti.”

‘PATRİKHANENİN BAŞARISI’

Elpidophorosise, görüşme sonrası verdiği röportajlarda Türk iktidarını, Hıristiyan ve Yahudi azınlığı tehlikeye atmakla suçlamıştı. Fener Patrikhanesi’ne bağlı olan ABD’deki Yunan Ortodokslarının teşkilatı Order of St. Andrew the Apostle da yaptığı açıklamada Ankara’nın kararını Türkiye’deki Hıristiyanların ve bu ülkedeki Hıristiyan mirasının küçümsenmesi olarak değerlendirmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın uluslararası inanç özgürlüğüne dair raporunda Türkiye’nin din özgürlüğünü ihlal eden ana ülkeler arasında sayılmasını da Fener Rum Patrikhanesi’nin başarıları arasında saymışlardı.

Beyaz Saray-Patrikhane görüşmesinin olduğu günlerde ABD Temsiler Meclisi, Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri alımı nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını öngören tasarıyı da onaylamıştı.

TÜRKİYE KARŞITI KAMPANYANIN BAŞINDA

Bütün bunlara bağlı olarak Ayasofya kararıyla birlikte Fener Patrikhanesi’ne bağlı Amerika Başpiskoposluğu’nun Türkiye karşıtı çalışmalarına hız verdiği net bir şekilde görülüyor. Bu kararın Türkiye’deki azınlıklara yönelik bir baskı yaratacağı propagandası yapılıyor.

Türkiye’nin egemenliği altında bulunan Ayasofya’nın statüsünün değiştirilmesi kararının ülke içinde farklı yönleriyle tartışılması ayrı. Ancak bunun Elpidophoros tarafından azınlıklara yönelik bir hamle olarak lanse edilmesi, Türkiye karşıtı bir kampanyanın fitilini ateşlemekten başka bir anlam taşımıyor.

BARIŞ HAREKATI’NA KARŞI ERMENİ-PONTUS ‘SOYKIRIMI’ TARAFTARI

Elpidophoros’un bu tavrı aslında şaşırtıcı değil. Rum din adamı, Haziran sonunda Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatını da hedef almıştı.

Elpidophoros’un Türkiye karşıtlığı eskilere uzanıyor. Dünyevi adıyla Ioannis Lambriniadis, İstanbul doğumlu. Gençliğini Halep’te geçirdi. Burada Ermeni ve Maronit Kiliseleriyle yakın temas içinde bulundu. Hızlı bir “Ermeni soykırımı” taraftarı. ABD’de “soykırımın” tanınması için yoğun faaliyet yürütüyor.

Kaynaklar, Türkiye’de bulunduğu dönemlerde çok sesini çıkarmadığını belirtiyor. Ancak ABD’ye gelmesiyle oldukça “cesur” çıkışlarda bulunuyor. Açıktan Helenizmi savunuyor, devamlı Türk iktidarını hedef alıyor.

ABD’deki kaynaklar, Fener Patrikhanesi’nin Amerika Başpiskoposunun soykırım anmalarına katılmasının sıradan bir hal aldığının altını çiziyorlar. Elpidophoros’un selefi Başpsikopos Dimitri de bu etkinliklerde boy gösteriyordu.

Diğer taraftan Elpidophoros, “Pontus soykırımı” propagandasını da faal bir şekilde yürütüyor.

Elpidophoros, 2011’de Bursa piskoposluğuna atandığında hiçbir Rumun yaşamadığı şehrin Bizans haritasını çıkarmaktan, Yunanca ve İngilizce broşürler bastırmaktan geri durmamıştı.

YUNAN HÜKÜMETİYLE İLİŞKİLERİ

Kaynaklar, Elpidophoros’un ABD’ye gönderilmesiyle birlikte, Yunan iktidarıyla da sıkı ilişkiler kurduğuna dikkat çekiyor. Hatta 22 Haziran 2019 günü gerçekleşen taç giyme törenine dönemin Yunan Dışişleri Bakanı Georgios Katrougalos da katılmıştı. Törende yeni başpiskopos, Helenizme gösterdiği destekle övülmüştü.

Ocak 2020’de ABD’yi ziyaret eden Yunan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Trump ve diğer resmi yetkililerin yanında Başpiskopos Elpidophoros’la buluşmayı da ihmal etmemişti. Üstelik bu ziyarette Yunan hükümetinin, Fener Patrikhanesi’nin Amerika Başpiskoposluğu’na ait Yunan Ortodoks Okulu’na (HellenicCollegeHoly Cross GreekOrthodox School of Theology) yılda 2 milyon avro yardımı da ilan edilmişti. Bu haber, Yunanistan’da dahi tepkiyle karşılanmıştı. Yunan hükümetinin Amerika’daki okula ayırdığı bütçe kendi üniversitelerine ayırdığından çok daha fazlaydı.

Ancak Atina açısından Elpidophoros ve Amerika Başpiskoposluğu stratejik önem taşıyordu ve her zaman burası için kaynak bulunabilirdi. Yardımlar, tabii ki karşılıksız kalmayacak, ABD’de Türkiye karşıtı faaliyetler, özellikle de Doğu Akdeniz ve yaptırımlar konularında, hız kazanacaktı.

23 Haziran 2020 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Elpidophoros, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’la ilişkilere dair yaptığı açıklamada da “Yunanistan ve Kıbrıs’la işbirliğinde vatanımızın ve milletimizin çıkarlarını korumak için her yönde hareket etmeye hazırız” diyecektir.

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİ BİLİYORDU

Bütün bunlarla birlikte Fener’in FETÖ bağlantıları da dikkat çekici boyutta. 9 Ağustos 2016 tarihli Aydınlık’ta güvenilir kaynaklara dayanarak şunları yazmıştık: “Darbe gününe dair ilginç başka bir bilgi de Fener Rum Patriği Bartholomeos’la ilgili. Edinilen bilgilere göre Fener Rum Patriği, darbeden 3 saat önce Türkiye’den ayrıldı. Bölge kaynakları, Slovakya’ya gittiğini bildirmesine rağmen Bartholomeos’un bu ülkeye kesinlikle iniş yapmadığını tespit etti. Bazı kaynaklar, Patriğin darbe konusunda önceden bilgi sahibi olduğunu ve bölgedeki bir Amerikan üssüne gittiğini ifade ediyor.

“Bartholomeos’un FETÖ’yle bağı ‘Dinlerarası Diyalog’a kadar uzanıyor. Bu ilişkinin halen devam ettiği kaydediliyor. Fethullah Gülen ile Patrik Bartholomeos’un ilişkisini ABD’deki Yunan Ortodoks Başpiskoposunun Yardımcısı Alex Karloutsos sağlıyor. Karloutsos’ın belli aralıklarla Fethullah Gülen’i ziyaret ettiği bildiriliyor.”

KARLOUTSOS, GÜLEN’İ ABD’YE KAÇIRAN EKİPTEN

Bunlara yeni bilgiler de ekleniyor. Darbe günlerinde Türkiye’de olan tertibin önemli isimlerinden Henri J. Barkey’in Elpidophoros’la da görüştüğünü öğreniyoruz. Bu arada kaynaklar, Barkey’in o sırada İstanbul’da birlikte olduğu eşi Ellen Laibson’un da CIA elemanı olduğunun altını çiziyor.

Ayrıca yukarıda aktardığımız 9 Ağustos 2016 günlü haberimizde ismi geçen Fener Patrikhanesi’ne bağlı etkili din adamı Alexander Karloutsos, ABD’li diplomat ve CIA elemanı Graham Fuller ve George Fidas’a, Fethullah Gülen’i 1999’da ABD’ye kaçırmalarında yardım eden kişi. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra da üst düzey FETÖ’cülerin yurtdışına çıkartılmasında rol oynadı.

ABD’DEN FENER’E PARA AKIŞINI KONTROL EDİYORLAR

Karloutsos, ABD’deki Yunan ve Ukrayna diasporasının önde gelen isimleriyle ve Amerikan gizli servisleriyle en geç 1990’lı yıllardan beri sıkı ilişkiler içinde. ABD’deki Yunan ve Ukrayna dini örgütlerinden Fener Patrikhanesi’ne akan finansal kaynakların yönetimi onun elinde toplanmış durumda. Karloutsos, geleneksel olarak ABD’deki Yunan diasporasının desteklediği Amerikan demokratlarıyla ilişkilerde de önemli bir figür.

Kaynaklar, Karloutsos’un Amerikalı dostları tarafından kullanılmaya oldukça müsait olduğunu da ifade ediyorlar. Ne de olsa akçeli işlerde birçok açığı bulunuyor. New York’taki St. Nicholas Yunan Ortodoks Kilisesi’nin inşaatındaki yolsuzluğun içinde. Bu yolsuzluğun gizlenmesi için uğraşan ise Elpidophoros.

Alexander Karloutsos, ayrıca “İnanç: Ortodoksluk ve Helenizm için Bağış” (Faith: An Endowment for Orthodoxyand Hellenism) vakfının danışmanı. Oğlu Archon Michael Karloutsos ise Amerikan devletinin protokol dairesinin başıydı. Karloutsos, Elpidophoros’un önünün açılmasında ciddi rol oynuyor.

ELPİDOPHOROS’UN ABD’DEKİ İLİŞKİLERİ

ABD’li yetkililerin Elpidophoros’a ilgisi Türkiye yıllarına dayanmaktadır. 2011 senesinde Bursa piskoposluğuna atandığı zaman ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon’la buluşmuştu. Gordon, ABD gizli servisleriyle yakın bağları olan bir isim.

ABD’ye atandıktan sonra Başpiskopos Elpidophoros’u ziyaret eden ilk resmi yetkili ise Uluslararası Dini Özgürlükler Özel Temsilcisi Sam Brownback olmuştur. 28 Haziran 2019’daki görüşmede Elpidophoros, “Washington’daki hükümetimizin, ruhani babamız Ekümenik Patrik Bartholomeos’u ve ruhani merkezimizi desteklemesinden mutluluk duyuyorum” diyecektir. Rum din adamının, CIA’nın eski şefi ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun eşiyle de yakın ilişkileri bulunmaktadır. Susan Pompeo, Yunan Ortodoks olarak Fener Patrikhanesi’nin Amerika Başpsikoposluğu’nun cemaatindendir.

‘ZEYTİN DALI' VE ‘BARIŞ PINARI’ ALEYHİNDEKİ KARARDA ROLÜ VAR

2020 Haziran’ında Elpidophoros, Amerikan istihbaratıyla bağlantılarını kullanarak ABD’nin Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu tarafından hazırlanan karara etki etmeyi de başarmıştır. Çıkan kararda “Zeytin Dalı” ve “Barış Pınarı” harekatlarında, silahlı Suriye muhaliflerinin eylemleri üzerinden, doğrudan Türkiye suçlanmıştır.

Kaynakların ifade ettiği üzere Elpidophoros’un verdiği bilgiler çerçevesinde Türklerin güya bölgedeki etnik-dini azınlıklara (Kürtler, Maroniler ve Suriye Ortodoksları -Yakubiler) kitlesel baskı uyguladığı kayıt altına alınmıştır.Türkiye yanlısı silahlı gruplar ve Türk Ordusu mensupları, sözde vahşi eylemler içinde bulunmuş ve bunun sonucunda on binlerce insan göç etmek zorunda kalmıştır. Raporda ayrıca Türklerin, Suriye’deki diğer dinlerin temsilcilerinin dini vecibelerini açık bir şekilde yerine getirmelerini yasakladığı da belirtilmektedir. Kararı hazırlayanlar, ABD yönetimini Türk hükümetine baskı yapmaya da çağırmaktadır.

BARTHOLOMEOS'UN ZİYARET HAZIRLIKLARI

Gelişmelerin doğrudan tanığı olan kaynaklar, Elpidophoros’un, Bartholomeos’un Washington’a yapacağı ziyareti ve Trump’la buluşmasını hazırladığını da ifade ediyorlar. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın görevlendirmesiyle Elpidophoros’un bu ziyaretten temel hedefleri şunlar: “Bartholomeos’un bu ziyaret sırasında Türkiye’nin dini özgürlükleri kısıtladığını gündeme getirmesi, ABD’yi Türkiye’nin Doğu Akdeniz politikalarını mahkum etmeye ve Ankara’ya karşı yaptırım uygulamaya çağırması.”

FENER, ABD’DEN YÖNETİLİYOR

Diğer taraftan Fener Patrikhanesi, Türkiye’de bulunan bir kurum olmasına rağmen en kalabalık ve en zengin piskoposlukları ABD ve Kanada’da. Bunlar, Amerika Başpiskoposluğu altında birleşmiş ve Fener’in en önemli para kaynağı durumundadır. Onlara en son ABD ve Kanada’daki Ukrayna Ortodoks Kilisesi de katıldı.

Dolayısıyla Amerika Başpiskoposluğu, ABD’deki zengin ve etkili Yunan ve Ukrayna diasporasıyla ve daha da önemlisi Amerikan devletiyle sahip olduğu sağlam bağlarla Fener Patrikhanesi’nin esas yönetim merkezi halini almıştır. Fener’in Amerika Başpiskoposluğu’nu yönetmesi değil, fiiliyatta tam tersi söz konusudur.

Şimdi de Elpidophoros, 80 yaşındaki Bartholomeos’un yerine en önemli adaydır. Elpidophoros, Washington’un başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerine karşı planlarını hayata geçirmesinde azami faydayı gösterebileceğini kanıtlamıştır. Diğer taraftan ABD’nin finansal desteğiyle de yakından ilgilenmektedir. Elpidophoros, Heybeliada Ruhban Okulu gibi Patrikhane’nin Türkiye’yle tartışmalı konularında da Washington’u arkasına almayı planlamaktadır. Rum din adamı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla beraber bütün hayati konularda Türkiye karşıtı cephenin en önünde konumlanmaktadır. Sadece Elpidophoros’un değil, Fener Patrikhanesi’nin ABD’yle işbirliği içindeki faaliyetlerinin Türkiye’yi uluslararası arenada zor durumda bırakmaya yönelik olduğu açık.

2018 Eylül’ünde eşlik ettiğim bir Rus heyetinin Patrikhane gezisi sırasında Fener’den üst düzey bir din adamının heyette bir Türk bulunduğunu bilmesine rağmen, Türkiye ve Türk devletiyle ilgili olarak, misafirlerin önünde aramızda tartışma çıkaracak kadar ağır sözler söylemesi, Patrikhane’nin cüretkarlığını göstermesi açısından önemli bir örnekti. Bu tavrın Türkiye-ABD arasındaki gerilimin yükselmesiyle, yukarıda anlatılanlar ışığında daha da somutlandığı görülmektedir. Patrikhane, dini özgürlükler vb. konularda Türkiye karşıtı propagandanın merkezlerinden biri olmanın ötesinde Suriye, Doğu Akdeniz, Ege, FETÖ gibi kritik konularda da Ankara’ya düşman muamelesi yapmaktadır. Bunlarla birlikte Fener Patrikhanesi, ABD’nin Rusya’ya karşı bir silahı olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsızlığının tanınması, dini bir adımdan çok, Atlantik cephesinin Rusya’ya karşı bir hamlesiydi.

ABD’nin Fatih Kaymakamlığı’na bağlı bir kurumu, bizzat Türkiye’ye ve stratejik müttefiki Rusya’ya karşı kullanıyor olması, Ankara açısından uyarıcı olmalıdır.





Bu haber aydinlik kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (aydinlik) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(aydinlik). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+