Türkiye'nin 'Sakarya yeni haber' gazetesinin muhabiri Şerif Sarı, Ermenistan'ı ziyaret etti ve izlenimerinin 'Hayların ülkesi Ermenistan gözlemlerim' başlıklı köşe yazısında paylaştı.

Türk gazetecinin yazısının satır başları şöyle:

"Yeryüzünde hiçbir ülke ve halk yoktur ki birbirlerine böylesine yakın ve aynı zamanda uzak olsunlar.

Tüm tarihsel bağlarıyla ve aynı zamanda tarihten gelen sorunlarıyla boğuşan Türk ve Ermeni Devletleri ve halkların yaşadıkları sorunların geleceğini, günümüzden kimse kestiremez.

Bu düşüncelerle gezimizin ilk ayağı olan Gürcistan üzerinden Ermenistan topraklarına geçmek için, Gogavan-Gugiti sınır kapısından giriş yapmak üzere kontrollerden geçiyoruz. Aslına bakarsanız birazda yapılan kontrollerde bir sorun çıkacağı inancını taşıyordum.

Çünkü Gürcistan'daki rehberimizin Ermenistan girişinde ısrarla sorun yaşayabileceğimizden bahsetmesi zihnimin negatif anlamda konumlanmasına sebep oluyordu. Ancak kapıda her şey olağan ilerliyordu. Gümrükte görev yapan memurlar işlemlerimizde gayet olumlu tutum sergiliyorlardı. O nedenle Ermenistan girişinde bırakın sorun yaşamayı, rutin işlemlerde kolaylıkla karşılaştığımızı ifade edebilirim. Sorunsuz bir gümrük işlemlerinden geçtikten sonra Ermenistan’ın içlerine doğru merakla seyahatimizi gerçekleştiriyoruz.

Şerif sarı Ermenistan'daki ilk izlenimilerini anlatarak oldukça ilginç bir ülkeye geldiklerni anladığını yazdı.

Araçla ilerlerken yol kenarında bir turizm ajansı gördüğünü, bölge hakkında yetkin kişilerden bilgi almak umuduyla bu ofise girmeye karar verdiğini ve içeride onları '2 güleç yüzlü genç' tarafından karşılandığını ifade ediyor.

"Türkiye’den geldiğimizi öğrenen görevliler bizlere daha da sıcak davranıyorlar.
İngilizce, Türkçe ve Ermenice anlaşmaya çalışıyoruz. Anlaşıyoruz da. Yakın bölge hakkında gerekli bilgileri alarak yolumuza devam ediyoruz." dile getiriyor.

Sevan gölü ve Sevanavank Manastırı'nın görülmeye değer olduğunu vurgulayan yazar Ermenistan’daki turistik bölgelerinden Sevan'ı ziyaret edip şöyle tanımladı:

"Kafkasların en büyük gölü olma özelliğini taşıyan göl var. Sevan gölüne vardığımızda güneş batmak üzereydi. Gördüğüm manzara gerçekten muhteşemdi. İnsanlar 305 yılında, yani 1714 yıl önce gölün hâkim noktasına yapılan tarihi bir yapı özelliği olduğu kadar, Ermeniler için çok değerli dini bir mabet olan Sevanavank manastırına doğru tırmanıyorlardı. Gölün etrafında konumlanmış turistik tesislerin ve tarihi Sevanavank manastırının varlığı, dünyanın her yerinden gelen bizim gibi gezginci ve turistlerin bölgeye ilgisini oldukça artırdığı anlaşılıyor. Ermenistan için bu bölge, tarihi ve turistik değerleri bir arada barındıran ayrıcalıklı bir bölge olduğu anlaşılıyor."