​Türkiye’de Yunanca yer adları – 1 - Gündem
25 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ցրօն / Ժամ : Շառաւիղեալ

Gündem :

14 Ocak 2019  

​Türkiye’de Yunanca yer adları – 1 -

​Türkiye’de Yunanca yer adları – 1 ​Türkiye’de Yunanca yer adları – 1

Türkiye’de 1453’ten önce Yunanca adı kayıtlı olup bugün yerini az çok kesinlikle tespit edebildiğimiz yerleşim birimi 900 kadar. Ben 886 saydım. Hemen hepsi Fırat nehrinin batısında ve kuzeyde Karadeniz kıyılarındadır. Doğudaki bir avuç yerin Eski Yunanca adını da dahil ettiysem, Yunan kaynakları Ermenice ve Süryaniceden daha zengin olduğu için elimizde bu yerlerin Helence yazılı kaydı bulunduğundandır. Yoksa Şırnak’ta, Nusaybin’de Yunanın ne işi var?
Yer adlarının alt limitini tayin etmek kolay değil. Mesela “İskele mevkii”, “Hasangiller mahallesi”, “Nemesis Tapınağı”, “Yukarı Tarlalar” yer adı sayılır mı? Ben saymadım. Az çok hukuki statüsü olan ya da oranın yerlisi olmayanların da kullanacağı adlarla kendimi sınırladım. Dağ, dere, tepe, ırmak adlarını dahil etmedim.

Çok fazla gözden kaçmış olacağını tahmin etmiyorum.

Yerini tespit edemediklerimizin sayısı daha azdır. Üçte iki desek toplam 1500-1600 rakamını buluruz. Bunlara Fırat’ın doğusunda fetih öncesi kayda geçen 300 küsur Ermenice, 50 küsur Süryanice, bir avuç Gürcüce[1], bir avuç Arapça yer adını ekleyelim. Eldeki malzeme bu. Unuttuğum başka dil var mı? Yok.
Bu sayılara neler dahil DEĞİL onu da görelim.

Bir, yukarıdakiler haricinde Türkiye’de halen kullanılan ya da 20. yy’a dek kullanılmış olan – muhafazakar tahminle – 1200 dolayında yer adının Rumca kökenli olduğunu söyleyebiliyoruz. Efkeri (Evkeria), Yeregömü (Hierákomi), Hortamya (Xortema), Hayrados (Xariades), Ayvasil (Ayios Vasilios), İstolos (Stolos), Hoyran (Xoriani), Mavrucan (Mavridion), Manahor, Belkilise (Paleoklisia), Avlan (Aulon), İstanoz (Stenos), Giregi (Kyriaki), Serkiz (Sergios) vesaire kolay. İrdatı, Hevekse, Durmanas, Türbelinas, Holoz, Vekse, Vara, Göstesin, Arlasun, Azdavay, Kolay, Utay, Firistay, Abay, Zuday, İzvay, Guray, Holay, Sırvay, Boğay, Bolay, Kağay, Çontay, Kuçay, Hoşalay, Doğray, Duday, Daday, Varay, Coray, Somay, Samay[2] da şüphesiz Rumca, ya da Rumca üzerinden gelmiş, ama çözmesi zor. Büyük bölümünün fetih öncesinden kalma adlar olduğunu varsayabiliriz. Ancak elimizde bunu kanıtlayacak belge yok. Yani 1453’ten eski bir kaynakta bu yerlerin adı geçmiyor. Yahut geçiyor, biz bağlantıyı kuramadık.

İki, 19. yy sonu ile 20. yy başında Türkiye’de Rumlarla meskun olan 200’e yakın köy ve kasabanın o tarihteki Rumca adını biliyoruz. Bunların bir kısmı Türkçeden adaptedir (Yassıören > Diasorna, Kumbağı > Kumbáon, Söke > Sokia)[3]. Yabancı adları kendi telaffuzuna uydurup millileştirmek Türklere has bir spor değil. Bir kısmı dah eski olan Türkçe adın çevirisidir (Altıntaş > Xrysolithos, Arnavutköy > Arvanitoxorio, Ayvalık > Kidonies[4], Işıklar > Sxolari[5], Büyük Çekmece > Mega Zeugma). Bu eğilimin özellikle 1920’lere doğru şiddetlendiği, mesela 1880’lerin Rumca belgesinde Türkçe olan adın kırk yıl sonra Helenleştiği görülüyor. Kalanların bir kısmı besbelli yeni adlandırma olsa gerek. Belki 100 kadarı fetih öncesinden kalmış olabilir. Bunun da belgesi yok. Belki kilise arşivlerinin derin yerinde bir şeyler vardır, ama kim uğraşacak?

Yaşama tutunanlar
Fetih öncesinden kalma 900 adın 280 kadarı halen kullanımdadır. Başta şanlı başkentimiz Ankara, sonra İzmir, Bursa, Adana, Konya, Kütahya, Malatya, Edirne, Antalya, Kütahya, Bolu, Çankırı, Sinop, Samsun, Giresun, Trabzon, Rize ilk akla gelenler. Diğerleri akla gelmez; iyi kamufle edildiklerinden 20. yy’ın kültürel katliamlarından sağ kurtulabilmişler: Kıreli (< Karallia), Eğribasan (< Ariassón), Haruniye (< Eirenía), Minare (< Pinara), Bozburun (<Poseidónio, üç tane!), Emirdağ (< Amórion), Soğanlı (< Soandós), İbribey (< Áproi), Endişe (< Aphrodisiá), Evreşe (< başka Aphrodisiá), Datbey (< Dapay < ta Hypaipa), Sakarbaşı (< Sykora) … Bizim Torbalı da aslında Metrópolis olmalı diye düşünüyorum. Vurguyu ikinci heceye koyup Mıtróbolı deyin hak verirsiniz. Hem “torba” ne demek?
350 kadar yer adı o kadar şanslı olmamış. 20. yy’a dek kullanımda kalmışlar, cumhuriyet devrinde tarihe karışmışlar. Geriye kalan 270 kadar yer fetihten sonra iz bırakmadan silinmiş. Kotyaion Kütahya olmuş, ama onunla eş konumdaki Dorylaion, 1200’lere dek adı varken, ertesi yüzyılda Eskişehir olup adsızlara karışmış. Neden? Bilmiyorum. Birçok yerde yerleşim Türkçe ad alsa da eski isim dağ, dere, ova ya da kale adında korunmuş. Bunları belgelemek çok zor. Çoğunu yazılı kaynaklarda bulmak imkansız (21. yy Türkiye’si, kayda değer yazılı üretim açısından Taş Devrinden biraz hallice maalesef). Yerinde incelemek lazım; o da her ilçede bir hafta gibi insanüstü bir tempo da tuttursan 20 sene eder. Olmaz.

İlginç bir detay dikkatimi çekti, ona da değineyim, Türkçeleştirmenin sosyolojisi açısından belki bir ipucu verir. Birçok yerde eski yerleşimin resmi ve oturaklı adı yerine muhtemelen Rum’un avam kesiminin kullandığı gündelik isimler Türkçede benimsenmiş. En meşhuru tabii Kostantin kenti: ancak sokaktaki cahil Rum’un isimden sayacağı Stinboli (“şehir”), koskoca şehrin adı olarak benimsenmiş. Alikarnaso (Halikarnassós) adı 15. yy’a dek canlı olduğu halde, o yerin adı Pétrion (“taşlık, taş ocağı”) olmuş, şimdi Bodrum. Üç bin yıllık Miletos, Paláti (“saray”) > Balat diye sıradanlaştırılmış. Mut’taki Adrassós kimliksiz bir Paleópoli’ye (“eski şehir”) indirgenmiş, Balabolu biçiminde günümüze gelmiş. Anadolu’nun en eski kutsal yerlerinden biri olan Pessinús, Paliá (“eskiler, eski şeyler”) diye harcanmış, Türkçesi kalın l ile Balahisar olmuş.

Bu adlarda ben bir tavır görüyorum. Sanki eski kültürden sıkılmışlar. Ya da o kültüre omuz silken bir halk sınıfı gelmiş, cehaletiyle gurur duymuş, eski adların muhafızı olan zümrelere – kiliseye, resmi bürokrasiye, okumuş kesime – sırtını dönmüş. “Nolucak, Türkse Türk, bir de onu deneyelim” demiş de olabilirler pekala.
Kendilerine “Anadolu kaplanları” gibi bir isim bulmuşlar mıdır acep?

________________________________________

[1] Gürcüce zor konu. 9. yy’dan itibaren tutulduğu anlaşılan Gürcü vekayinamelerinde bazı yer adları geçiyor. Lakin Gürcü vekayinamelerinin eldeki tek güvenilir nüshası 13. yy’da yapılmış Ermenice bir çeviri. Şimdi bu isimler Gürcüce mi, Ermenice mi?[2] Ay’lı adların hepsi Kastamonu-Sinop-Samsun-Amasya bölgesinden. Yapı ve anlama dair bir fikrim yok.[3] Alaçatı adının kaynağını bilmiyorum. Rumca Alatsáta esasen Türkçe Alaca At mıdır? Sanmam. Piri Reis haritasındaki bir tek yamuk kayıttan sonuç çıkarılamaz. [4] Ayvalık adının ayva ile ilgili olduğunu sanmıyorum. O yörenin eski adı Eolía, idari birimin tamlama hali de Eoliki’dir. Ayvalık bu isimden uyarlanmış olmalı. (“Nereden geliyorsun? Eolik nahiyesinden.”) Rumca çeviri Kidonia (“ayva”) veya Kidonies (“ayvalar”) ancak 19. yy’da belirir.[5] Türkiye’de otuzu aşkın örneği olan Işıklar adı esasen ‘aşıklar’, yani dervişler demektir. Eski yazıda daima ayn harfiyle yazılır. Yunanca Σχολάροι bunun çevirisi olsa gerek. İngilizce scholaresasen “boş gezen” anlamına gelir.







Bu haber nisanyan1.blogspot.com kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (nisanyan1.blogspot.com) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(nisanyan1.blogspot.com). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+