Sen kilise yapadur bakan, yıktıklarınız hortluyor bir yandan -
Sen kilise yapadur bakan, yıktıklarınız hortluyor bir yandan
Işıklar içinden bana baktığını her daim hissettiğim gezgin, bilgin ve yazar Sarkis Seropyan'ın hep taşlarla konuştuğunu düşünürdüm. Agos'taki bürosunun köşesinde her zaman birkaç taş bulunurdu. Oradan buradan yaptığı ziyaretler sırasında gittiği bir Ermeni köyünden eline tutuşturulan veya cebimize attığımız birkaç kilise parçasını dindar olmasa da bürosunun bir köşesinde bulundurmayı ihmal etmedi.
Sanırım kendisiyle çok vakit geçirdiğimden, benim de taşlarla aram hep insanlardan iyi olmuştur. İnsanları dinlemeyi çok sevdim ama taşlar hep daha çok şey anlattı bana. Özellikle gez gez bitiremediğimiz Ermeni köylerinde.
Eski bir Orta Asya tedavi yöntemi olarak da kullanılırmış taşlara konuşmak. Taşa anlatıp derdini sonra da taşı çıkarıp bir tepeden yuvarlar parçalanmasını seyredermiş dertliler. Yani anlayacağınız düşündüğümüzden daha fazlasını biliyor bu taşlar...
Ben taşlarla konuşmayalı iki yıl olmuş. Yani Türkiye'de herhangi bir Ermeni köyüne adım atmayalı...
Ama taşlar benim peşimi bırakmıyor. Gün geçmiyor bu gezilerim sırasında tanıştığım bir dostum bana birkaç resim ve hikaye yollamasın.
Bazen Batman'da ölüm döşeğindeki bir teyzenin Fresno'daki akrabasını bulmaya çalışıyoruz, bezen bir Pülümür'de bir Ermeni Mezarlığı'nın Hazine tarafından satışa çıkarılmasına engel olmaya.
Çoğu zaman bana yazanlar Türkiye'deki Ermeni kurumlarına başvurduklarını ama yanıt alamadıklarını dillendirip “ilgilenmediler” diyorlar.
Utanıyorum...
Ama şaşırmıyorum.
Yeni Mesaj gazetesinin 11 Aralık'ta yaptığı haber ve fotoğrafa bakınca aslında her şey ortada gibi gözüküyor.
Aris Nalcı
Bu haber t24 kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (t24) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(t24). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com