20 Ermeni sosyalist 15 Haziran 1915`de darağacındaydı - Gündem
23 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ծմակ / Ժամ : Բաւական

Gündem :

16 Haziran 2018  

20 Ermeni sosyalist 15 Haziran 1915`de darağacındaydı -

20 Ermeni sosyalist 15 Haziran 1915`de darağacındaydı 20 Ermeni sosyalist 15 Haziran 1915`de darağacındaydı

Osmanlı ordusunu Alman generaline ve Osmanlı maliyesini Alman markına teslim eden ve Bulgaristan’a savaş rüşveti olarak Osmanlı toprağını bağışlayan İttihatçı hükümetin harici ve dâhili harbi birleştirdiği yıllardı…Darağaçları kuruldu…Paramaz ve 19 yoldaşı 15 Haziran 1915’te idam edildi…

5 Haziran 1915’de İstanbul Beyazıt meydanında asılan Ermeni Sosyalisti Paramaz (Madteos Sarkisyan) ve 19 yoldaşının trajik hikâyeleri, günümüzde de Ermeni toplumunun belleğinde silinmeden duruyor. Buna karşın, son yıllarda geçmişiyle yavaş da olsa yüzleşmeye başlayan Türkiye’de ise sol siyasi çevreler de dâhil olmak üzere 20’lerin davası pek de bilinmiyor.

Oysa İstanbul Beyazıt Meydanı’nda Sosyal Demokrat Hıncak Partisi üyesi Paramaz (Madteos Sarkisyan) ve arkadaşlarının bu topraklarda yaşayan 1 milyona yakın Ermeni’nin sürgün edilmesinin başlangıcı sayılan 24 Nisan tutuklamalarından 3 hafta sonra hızlı bir yargılamayla infaz edilmeleri, “büyük felaket”in işaret fişeği gibidir.

1914 Haziran’ın sonuna doğru ,Sosyalist Hınçak Partisi’nin kurucuları, merkez yöneticileri ve İstanbul'daki üyeleri, 17 Eylül 1913’de Romanya’nın Köstence şehrinde yapılan SDHP'nin 7. kongresinde, İttihat ve Terakki yöneticisi Talat Paşa’ya suikast düzenlenmesi kararı alındığının ihbar edilmesi üzerine apar topar gözaltına alınır ve tutuklanırlar. Paramaz'da tutuklananlar arasındadır.

Tutuklananların henüz mahkemeleri başlamamıştır ve ne zaman başlayacağı da belirsizdir. Bu şekilde İstanbul merkez cezaevinin bodrum katında kötü koşullarda zincirlenerek tutulmuşlar ve işkence altında sorguları aylarca sürdürülmüştür. Gerçektende kongrede, İttihat ve Terakki yöneticilerinin Ermenilere dönük katliam hazırlığı içinde olduğu konuşulmuş ve bu konuyla ilgili ne yapılacağı seçilen merkez komitesine bırakılmıştır.

10 Mayıs 1915’de başlayan ve 17 gün süren mahkeme 27 Mayıs’ta son bulur. Bu tarih aynı zamanda “Tehcir Kanunu”nun çıktığı tarihtir. Paramaz ve diğer 21 Hınçak Partisi üyesi ''Özgür ve bağımsız bir Ermenistan kurma amacıyla silahlı eylemlerde bulunmak, yabancı devletleri Osmanlı'ya karşı kışkırtarak, devletin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehlikeli planlar yapıp, Osmanlı halklarından bir kısmının Osmanlı hâkimiyetinden ayrılıp kendi başına devletler yaratma amaçlı değişik yerlerde alenen ve gizli toplantılar gerçekleştirmek, basın-yayın yoluyla bu amaçların propagandasını yapmak ve kışkırtıcı çalışmalar örgütlemekle'' suçlanırlar. Mahkeme başkanının "Türkiye'yi parçalayıp, yok etmek niyetiyle bağımsız bir Ermenistan kurma amacına hizmet ettiğiniz doğru mudur?" sorusuna Paramaz’ın cevabı: " Bu ülkenin refahı için yapmadığımız ne kaldı?'' Ve şu sözleri sarfeder:

“Bizim istediğimiz eşitlik, biz katı milliyetçi değiliz, bizim talebimiz Ermeni, Türk, Kürt, Alevi, Laz, Rum Ezidi, Süryani, Arap ve Kıptilerle birlikte eşit koşullarda yaşamaktır. Bir devrimci olarak bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum.

Ama Osmanlı devletinin tutumu onu Türkçülüğe götürüyor. Yüzlerce yıl önce bu toprakta geldiğiniz noktaya, Türkçülüğe geri dönüyorsunuz. Reis Bey, yargılama sürecimizin tamamı boyunca, siz ön yargılarınıza dayanarak, beni ve arkadaşlarımı ‘kışkırtıcılar, serseriler eşkıyalar, soyguncular’ ve ‘halkın huzurunu bozanlar’ gibi sıfatlarla andınız. Ben burada, sizin bu ön yargılarınızın temelsiz olduğunu ve bu sebepten hakkımızda verilecek hükümlerin, gerek hukuka ve gerekse de vicdana uygun olmayacağını ispat edeceğim. […]

Evet, biz ihtilalciyiz, ileri dünya tarafından tanınan ihtilâlcileriz, örnek ihtilâlcileriz ve tarih sahnesine çıkışımızın bütün hikâyesi de Osmanlı devleti tarafından gayet iyi bilinmektedir.” (Paramaz'ın Van'da yargılandığı mahkemedeki savunmasından)

Yıl 1915…

Osmanlı ordusunu Alman generaline ve Osmanlı maliyesini Alman markına teslim eden ve Bulgaristan’a savaş rüşveti olarak Osmanlı toprağını bağışlayan İttihatçı hükümetin harici ve dâhili harbi birleştirdiği yıllardı…

Ermeniler yerinden yurdundan kopartıldı… Zindanlar doldu… Darağaçları kuruldu…

Paramaz ve 19 yoldaşı 15 Haziran 1915’te idam edildi…

“Ey Paramaz kutsanmış yiğit” ve “Işık saçıyor giyotinler ormanında” ve “Kızıl türküsünü haykırıyor”…

Bunlar, Nişan Beşiktaşlıyan’ın2 Paramaz şiirinden üç dize…

Ve günün puslu havası…

“Temkinli ve gizli hıçkırıklarımız uzun zaman sürdü. Çünkü yapabileceğimiz başka bir şey yoktu, biz silahsızdık ve engellenmiştik, belirgin bir çığlık ve yüksek sesle ağlamak bile yasaklanmıştı.”

A. Sirvan’ın ‘20’lerden İkisi’ başlıklı yazısında Paramaz (Madteos Sarkisyan) ile Vanik’i (Keğam Vanikyan) anlatırken3 milletinin ve halkın halini bu şekilde kaleme aldı…

Vanik, politik kimliğini, “Günümüz iğrenç kapitalist sisteminin baskısı […] Sosyalist bir savaşçının ise şu an tek bir amacı olacaktır. Var olan sistemi çökertmek ve insanı yücelten bir sistemi kurmak. Bu sistem yakın gelecek için sosyalizmdir” diye yazdı.4 Bu kadar net!

Paramaz, 1908 Devrimini “Olan (Mithat Anayasası) barış değildir, ateşkestir”5 şeklinde isabetli değerlendirdi. Devrimle 1876 Anayasası yürürlüğe kondu ve Meclisi Mebusan açıldı. Bu, Paramaz’ın ifadesiyle bir ateşkesti ve barış, devrimin derinleşmesiyle olacaktı. Bu da, saray oligarşisini alaşağı etmek ve millî ile toprak meselesini çözmekti. Fakat İttihatçı hükümet Türkçü politikalarıyla devrimi boğduğu gibi 1914’lerden itibaren ateşkesi de bozdu. Ermenilerin imhası, Paramaz ve yoldaşlarının idam edilmesi devrimi boğan temel politikalardı.

20’lerden Doktor Benne’nin (Bedros Torosyan) “Siz, biz 20’leri asıyorsunuz, arkamızda 20 binler gelecek” sözünün6 benzeri aslında 1970’lerde sokakta ajitasyon ve yazılama diliydi. Sivil faşistlerin sokağa salındığı ortamda “Bir devrimci ölür, bin devrimci doğar” söylemiyle bilmeden Doktor Benne’nin haykırışını tekrarladık. Onurlandıran dil birliği…

Nevzat Onaran / Evrensel





Bu haber politez.com kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (politez.com) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(politez.com). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+