Birinci Beyrut seçim bölgesi, ana akım Hristiyan partilerin iki temel liste üzerindeki dağılımları ve Ermenilerin oylamadaki rolü dolayısıyla parlamento seçimlerinin sonuçları açısından en belirsiz bölgelerden biri.

Söz konusu seçim bölgesi, Hristiyanların kendi aralarındaki mücadeledeki Eşrefiye, Madur, Sayfi ve Remil mahallelerini kapsarken, seçmenlerin yaklaşık üçte birini oluşturan Ermeniler için geriye kalan bölgeler ise seçimlerde oy savaşının dengesini belirleyici en önemli rollerden birini üstleniyor.

Özellikle bu çerçevede yürütülen tahminler, Ermeni milletvekillerinin en son yapılan seçimlerdeki kazanımları dolayısıyla netlik kazanamamakta. Bu bağlamda Beyrut seçim dairesi, üçü Ermeni Ortodoks, biri Rum Ortodoks, biri Maruni, biri Katolik, biri Ermeni Katolik ve biri de azınlıktan oluşmak üzere 8 milletvekili sandalyesi içermekte.

Bu bölgedeki oy oranı, tüm seçim bölgeleri arasında en düşük orana sahip olmasına rağmen, yaklaşık 6 bin 500 olarak tahmin edilmekte. Lübnan savaşı sırasında “Doğu Bölgesi” olarak bilinen bölgedeki bu rekabet, Hristiyan çoğunluk ve tüm Hristiyan milletvekillerinin seçim kapısından girmesini sağlayan Hristiyan partileri içeren bölgelerden biri.

Birinci Beyrut seçim bölgesinde, Müstakbel Hareketi, Özgür Yurtsever Hareketi, Emel Hareketi, Ermeni Devrimci Federasyonu ve Sosyal Demokrat Hınçak Partisi iktidar partiler konusunda birbirleriyle rekabet ederken, ikinci seçim bölgesinde de Lübnan Kuvvetleri Partisi, Ketaib Partisi ve Ermeni Liberal Demokrat Partisi Ramgavar’ın yanı sıra adayların “Hepimiz Yurtseveriz” adı altında tek bir listede toplandığı sivil topluma karşı Bakan Mişel Firavn, Serge Torsarkissian ve bazı bağımsız isimler mücadele ediyor.

Esas olarak Ermeni oyuna bağlı kalan bu seçim dairesinin sonuçlarının belirsiz olduğu ifade edilirken, araştırmacı Muhammed Şemseddin de altı sandalyeyi “Özgür Yurtsever ve Müstakbel Hareketi” listesinin kazanacağını, iki sandalyeyi ise “Lübnan Kuvvetleri ve Ketaib Partisi” listesinin elde edeceğini belirtti. Şemseddin ayrıca, Ermenilerin seçime katılım oranının, sonuçları belirleyici olacağını da ifade etti. Lübnan Kuvvetleri’nin medya ve iletişim sorumlusu Charles Cabbur da Lübnan Kuvvetleri listesinin şansının yüksek olduğunu vurguladı.
Sivil toplum listesi adayı gazeteci Paula Yakubyan’ın belirttiğine göre ise, veriler “Hepimiz yurtseveriz” listesinin en az iki sandalye elde edeceğini ortaya koyuyor.

Öte yandan Cabbur tarafından Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamada, “Kazanma şansımız yüksek. Ancak yeni göreceli sistem uyarınca daireyi kapatacağımızı garanti edemiyoruz” dedi. Charles Jabbour ayrıca, Beyrut seçim bölgesinin “Lübnan savaşı öncesinden 2005 yılındaki Sedir Devrimi’ne kadar uzun bir süre egemen bir çizgide kaldığını” belirtti. Sivil toplumun 1 sandalyeden fazlasına ulaşamayacağını söyleyen Cabbur, 2016 yılındaki belediye seçimlerinin sonuçlarına güvenilmesinin yanlış olduğunu vurguladı. Lübnan Kuvvetleri’nde sorumlu Charles Cabbur ayrıca, sivil toplumun politik bir doğaya sahip olmadığını ve gerektiği gibi çalışmadığını savunarak, bugünkü savaşın siyasi bir savaş olduğunu ve sivil toplumun kapasitesini kanıtlaması gerektiğini ifade etti.

Öte yandan “Hepimiz yurtseveriz” listesi adayı Paula Yakubyan da yaklaşan parlamento seçimlerinde bir sürpriz yaşanacağını belirtti. Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Yakubyan, “Lübnanlılarla iletişimimiz, halkın büyük oranda onlarca yıldır herhangi bir şey ortaya koymayan iktidar partilerini reddettiğini gösteriyor. Bu kişiler, hesaplarını yapabilecek isimler istiyor” dedi.

Seçim savaşında mücadele eden dört listeye dikkati çeken araştırmacı Şemseddin, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Ermenilerin katılımının seçimin nihai sonuçlarını belirleyeceğini söyledi. “Bu oranın yükselmesi, kuşkusuz iki iktidar partinin özellikle de en büyük Ermeni parti ile müttefik olan Müstakbel Hareketi’nin lehine olacak. Muhtemelen bu liste, Lübnan Kuvvetleri ve Ketaib karşısında 8 sandalyeye ulaşacak” ifadelerini kullandı. Şemseddin, Ermenilerin katılım oranının azalması durumunda da sivil toplumun iki sandalye elde edebileceğini belirtti.

Beyrut’taki seçmen sayısı İçişleri Bakanlığı verilerine göre yaklaşık 134 bin olarak tahmin ediliyor. Bu çerçevede şehirde Ortodoks Ermeniler 37 bin 905 (yüzde 28,33), Ortodoks Rumlar 25 bin 695 (yüzde 19,2), Maruniler 17 bin 647 (yüzde 13,19), Katolikler 13 bin 108 (yüzde 9,8), Sünniler 13 bin 60 (yüzde 9,76), Katolik Ermeniler 7 bin 459 (yüzde 5,57), Katolik Süryaniler 5 bin 279 (yüzde 3,95), Latinler 4 bin (yüzde 3), İngilizler 3 bin 852 (yüzde 2,88) ve Şiiler 2 bin 663 (yüzde 1,99) seçmen barındırıyor.
Taif Antlaşması ile Değişen Milletvekili Sayısı ve Dağılımı
Lübnan Parlamentosundaki (Meclisu’l Nuvvab) 128 milletvekili, ülkedeki 18 mezhep grubunun 10 tanesini içine alacak şekilde ve değişmez bir kontenjana dayalı olarak dağılmakta.

Taif Antlaşması’ndan sonra parlamentoda Hıristiyanlara verilen 64 sandalyenin dağılımı 34 Marunî, 14 Grek Ortodoks, 8 Grek Katolik, 5 Ermeni Ortodoks, 1 Ermeni Katolik, 1 Protestan ve 1 küçük azınlık; Müslümanlara verilen 64 sandalye ise, 27 Sünni, 27 Şii, 8 Dürzî, 2 Nusayri şeklinde dağılmakta. Bununla birlikte yapılan parlamento seçiminde 128 milletvekili koltuğu 26 seçim bölgesine paylaştırılmakta.

Lübnanda parlamento seçimleri öncesinde Müslümanlar seçmenlerin yüzde 60.4’ünü, Hıristiyanlar yüzde 39’unu oluşturuyor. Lübnan İçişleri Bakanlığı’nın seçmen listelerine göre Sünniler yüzde 27.2 ile en fazla kayıtlı seçmene sahip mezhep grubu. Sünnileri, yüzde 26.7 ile Şiiler ve yüzde 20.9 ile Maruni Hıristiyanlar takip etmekte.