Soykırım`dan önce yazılan Ermeni harfli Türkçe mektuplar kitaplaştı -
Soykırım`dan önce yazılan Ermeni harfli Türkçe mektuplar kitaplaştı
1900’lerde Kayseri’nin Efkere köyünden bir Ermeni baba ve oğlunun, Ermeni harfli Türkçe’yle yazdığı mektupları, tarihçi Şükrü Ilıcak’ın çabalarıyla kitaplaştı. Harutyun Kocayan ve oğlu Garabed, 1912 ve 1913 yıllarında çalışmak ve ailelerini geçindirmek hedefiyle Amerika’ya göç etti. Köylerindeki akrabaları ile Ermeni Soykırımı’nın başladığı 1915 tarihine kadar mektuplaşırlar, fakat Soykırım’dan sonra köyden gelen mektuplar kesilir.Ancak üç yıl sonra 1918 yılında aldıkları bir mektuptan köylerinin, akrabalarının, kardeşlerinin yok olduğunu öğrenirler.
Baba ve oğlunun vefatından sonar ailenin son kuşakları bir kutuda mektupları yıllarca korunan mektupları bulur. Ailenin son kuşağından Dr. Jonathan Varjabedian, mektupları çok iyi Ermenice bilen uzmanlara gçstermiş, fakat onları kimse çözememiştir. Daha sonra tarihçi Şükrü Ilıcak’ın eline geçen mektupların sıradan Kayseri köylülerinin şivesi ile Ermeni alfabesi kullanılarak yöresel bir Türkçe ile yazıldığı anlaşıldı.
PressHistor tarafından yayınlanan kitap, kitapçılarda satılmıyor. “Sevgülü Oğlum Garabed” adını taşıyan kitap, HistorPress’in https://www.facebook.com/ historpress sayfasından sipariş edilebilir.
Kitapta, Garabed ve Harutyun Kocayan’a 1912 ile 1919 arasında köylü ile akrabaları tarafından gönderilmiş 88 mektup yer aldı. Mektuplardaki mahrem hikâyeler, günlük hayata dair ayrıntılar, aile ve cemiyet ilişkileri, 1910’larda Anadolu’daki köy hayatını heyecan verici bir biçimde gözlerimizin önüne seriyor.
Mektuplardan neler öprendiğine dair Şükrü Ilıcak, “Kocayan Mektupları, benim için Ermenileri gökten yere indiren asıl unsur olmuştu. Resmi anlatı, eline silah alıp, devlete karşı ayaklanmış bir millet olarak resmediyor Ermenileri ve bir buçuk küsur milyon insanı da bu resmin çerçevesine sığdırıyor. Başka bir deyişle, Türkleri yok etmeye yemin etmiş canavarlardan müteşekkil, hayali bir halk yaratıyor insanların muhayyilesinde ve nihayetinde Ermenilerin başlarına gelenlerden aslında kendilerinin sorumlu olduğunu düşünmeye yönlendiriyor.
Kocayan Mektupları’nda hayat hikayelerini okuduğumuz insanlar ise kurgusal “siyasi hayvanlar” değil, gayet sıradan hayatlar yaşayan gerçek insanlar. Salgın hastalıklarla boğuşuyorlar, çocuklarını okutmak için didiniyorlar, borçlarını kapatmaya çalışıyorlar, komşularını kıskanıyorlar, seviyorlar, nefret ediyorlar. Kış için yiyecek stoklamak en büyük kaygıları. Siyasetle ilgileri oradan buradan duydukları haberlerden ibaret. Bunları okuduktan sonra oturup biraz düşündüğünüzde resmi anlatı çabucak köhneleşiyor.
Ailemin tarihe ve siyasete özel bir ilgisi olmadığından tek bilgi kaynağım okuldu. Lakin, ders kitapları Osmanlı İmparatorluğu’nu çok-milletli, çok-dinli ve çok-dilli bir uygarlık olarak tasvir etmiyordu. Tarih, sultanlar ve yaptıkları savaşlardan ibaretti ve sonunda Atatürk’ün bizi düşmanlardan kurtardığı bir teleolojiye odaklıydı. Ermeniler, okul kitaplarında ilk olarak, 19. yüzyılın sonuna doğru çıkan sorunlar nedeniyle geçen bir iki satırla, daha sonra 1. Dünya Savaşı sırasında Hınçak ve Taşnak partilerinin ihanetleriyle yer alıyordu” ifadelerini kullandı.
Bu haber ermenihaber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (ermenihaber) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(ermenihaber). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com