09 Haziran 2016
Almanya’nın ‘Ermeni soykırımı’nı tanımasının ‘faturasının kesildiği’ Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, inkar politikalarının bu noktadan sonra gereği olmadığını, Almanya’nın söz konusu kararla Türkiye’ye “Biz de oradaydık” mesajı verdiğini söyledi.
Önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Alman parlamentosunu ağır ifadelerle eleştirmişti.
Agos gazetesinden Karin Karakaşlı’ya konuşan Cem Özdemir, tasarının kabul edildiği 2 Haziran’dan sonra yaşananları anlattı.
‘Merkel’den daha güçlü bir duruş beklerdim’
Kendine dönük hakaret ve tehditlerin günden güne absürdleştiğini söyleyen Özdemir, bu tepkilerin soykırımda Almanya’nın sorumluluğunun daha çok tartışılmasını sağladığını ifade etti: “Bugüne kadar Almanya’da aşırı sağcılığın ve milliyetçiliğin patentini elinde bulunduranlara, başka bir coğrafyadan ‘biz de fena sayılmayız’ diyen nur topu gibi bir rakip çıktı. Yıllardır aşırı sağcılıkla nasıl mücadele ederiz derken, Almanya’daki Türkiyeliler arasında, Türkiye’deki mevcut iktidarın yıllardır organize bir şekilde yönettiği, İslami ve milliyetçi referanslardan beslenen ve buradaki birlikte yaşam adına kaygılanılması gereken bir kesimin varlığı ciddi ciddi tartışılır hale geldi.”
Kararın tüm partilerin katılımıyla alındığını anımsatan Özdemir, parlamenterlerin Türkiye’deki uygulamanın aksine bunu bir üst aklın yönlendirmesi ile ya da siyasi art niyetle yapmadığını söyledi: “Başka bir ülkenin keyfine ve baskısına aldırmadan kendi iradelerini ortaya koydular. Parlamenter siyasetin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Lakin Merkel’den daha güçlü bir duruş, gelen tehdit ve hakaretlere daha güçlü bir tepki beklerdim. ‘Kabul edilemez’ gibi geçiştiren sözleri parlamentonun gösterdiği iradeye yakışmadı.”
‘Tepkilerin tamamı yargılanamaz’
‘Erdoğan’ın başını çektiği koro’ tarafından organize bir şekilde hedef gösterilmesinin kendisi için yeni bir durum olduğunu belirten Özdemir, şöyle devam etti: “Biz Alman parlamenterler, Türkiye’deki meslektaşlarımızın aksine düşüncelerimizi dile getirdiğimiz için ne tutuklanıyoruz, ne de dokunulmazlığımız kaldırılıyor. Ne de kardeşim Hrant gibi sokak ortasında katlediliyoruz. Zor şartlar altında bu mücadeleyi gösterenler ve asıl saygı duyulması gereken onlar.”
Cem Özdemir, diğer yandan tüm tepkilerin kategorik olarak yargılanmaması gerektiğinin de altını çizdi.
Özdemir’e göre bu konuda ciddi bir bilgi açığı var, çoğu insan kendine anlatılanla yetinip, resmi söylemin verdiğinden başkasını öğrenemiyor: “Burada asıl tartışılması gereken mesele de budur. Bugüne kadar öğretemedik, öğretmek istemedik bunları çocuklarımıza belki ama artık sırasıdır yeridir diyebilmek meselesi.”
‘Sorumluluğumuzu kabul ediyoruz’
Almanya’nın bu kararla kendi tarihiyle yüzleştiğini yineleyen Özdemir, “Bunu yaparken ne günümüz Türkiye’si ne de Almanya’sını yaşananlardan sorumlu tutuyoruz. Dahası da Türkiye Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi hususunda elinden gelen her çabayı göstereceğini de ayrıca görev addediyoruz. Artık bu saatten sonra inkar politikalarının, reddedişlerin gereği yok. Verilmek istenen mesaj net ve açık: ‘Bakın biz de vardık, sizinle idik. Biz sorumluluğumuzu kabul ediyor ve bizim tarihimizin de bir parçası olan bu acı geçmişle yüzleşmek istiyoruz. Gelin meşakkatli de olsa bunu birlikte yapalım’ diyoruz” dedi.
Diken